Selahaddin YILDIRIM
Soğuk savaş dönemi geri mi dönüyor?
Rusya’nın Kırım’ı işgal ve ilhakı yeni bir soğuk savaş dönemini başlatmaya aday görünüyor. Sovyetler Birliği’nin yıkılmasıyla beraber son bulan soğuk savaşın meydana gelen Ukrayna krizi nedeniyle tekrar başlayacağı sıkça dile getirilmeye başlandı. Rusya, son yıllarda küresel bir güç olduğunu kabul ettirmek için kıyasıya bir mücadele sürdürüyor. Daha önce Irak, Kosova ve Libya konusunda bir şey yapamamış olan Rusya şimdi büyük bir oyuncu olduğunu hissettiren hamleler yapmaya başladı. Üç yıldan beri Suriye konusunda ABD’ye taviz vermeyen Rusya, şimdi daha güçlü bir hamle yaptı ve Kırım’ı yuttu.
ABD ve Avrupa’nın, Rusya’nın böyle bir şey yapabileceğini tahmin edememiş olmaları gerekir. Ukrayna’daki muhalefete destek sağlayarak iktidardaki Rus yanlısı Viktor Yanokoviç’i ülke dışına kaçmaya zorlayan AB ve ABD, beklemedikleri bir karşılık ile şaşkına döndüler. Şu saate kadar ne yapacakları konusunda henüz bir ittifak da sağlayabilmiş değiller. Rusya ile bütün ilişkileri hemen koparıp Putin’i geri adım atmaya zorlamak öyle kolay görünmüyor. Avrupa ülkelerinin petrol ve doğalgazda önemli ölçüde Rusya’ya bağlılıklarını kullanan Putin, şimdilik çok rahat görünüyor. Kelimenin tam anlamıyla meydan okuyor. ABD’ye meydan okumanın kendisine sağladığı iç destek onu ülke içinde de ulusal kahraman yapmış durumda. Putin, seneler önce Rusya’nın en büyük iç sorunu olan Çeçenistan, Abhazya ve Güney Osetya’daki direniş hareketlerini püskürtmenin yanında ekonomik alanda da Rusya’yı düze çıkarmayı başardı.
Rusya on yıl önce boğuştuğu bu sorunlarını hallettikten sonra küresel çıkarlarını koruma yolunda adımlar atmaya başladı. ABD’ ve Avrupa’nın ekonomik açıdan bir savaşı göze alamayacaklarını iyi hesaplayan Putin Kırım’ı işgal etmede hiç tereddüt etmedi. Evinin önündeki Ukrayna’yı Batıya kaptırmanın küresel çıkarları için teşkil edeceği tehlikeyi görmede gecikmeyen Rus ayısının, Batı tarafından maruz kalacağı siyasi ve ekonomik uzlete karşı ne kadar dayanabileceği önümüzdeki aylarda görülebilecek. Fakat görünen o ki, ABD ve Batı dünyası Rusya’ya karşı ciddi bir şey yapabilecek güçte değiller. ABD ve Batı dünyası Afganistan ve Irak işgalleriyle ekonomik açıdan zayıfladılar ve henüz içine düştükleri ekonomik krizi tamamen aşamamışken Rusya ile sıcak bir çatışmayı nereden göze alabilirler? Batı dünyasının uygulayacağı ekonomik, siyasi yaptırımlar ile de bir sonuca varabilme ihtimali zayıf görünüyor. Çünkü Rusya’nın elinde, maruz kalacağı yaptırımlara karşılık olarak kullanabileceği kartlar var. Doğalgaz vanalarını kapattığında bazı Avrupa ülkelerinin ciddi anlamda sıkıntı yaşayacakları biliniyor. ABD’nin tek başına uygulayacağı yaptırımların ise pek etkili ve uzun süreli olamayacağı tahmin ediliyor.
Kırımın işgal ve ilhakı Türkiye açısından da istenmeyen bir durum ortaya çıkardı. Karadeniz bölgesindeki dengeler bozulurken Türkiye bundan etkilenecek ülkelerin başında geliyor elbette. Bunun için Türkiye işgal ve ilhakın meşru olmadığı yönündeki karara katıldı; ancak tek başına Türkiye’nin de yapabileceği bir şey yok. Kırımdaki Müslüman azınlığın haklarını koruma konusunda bile yetersiz kalacaktır. Çünkü aylardan beri içerideki siyasi kavga Erdoğan’ı yeterince zayıflattı. Hem enerjide büyük ölçüde dışa bağımlı bir ülke Türkiye. Üstelik doğalgazın % 60’a yakın bir kısmı Rusya’dan geliyor.
Kırım bir İslam toprağı iken bundan 230 yıl önce Rusya’nın işgaline uğradı. Her köşesi İslam kültür ve medeniyetinin eserleriyle dolu olan bu güzel topraklar iki asır süren zulüm ve asimilasyonlar sonucu büyük oranda değişti. Tatar Müslümanlar, Stalin döneminde yerlerinden yurtlarından edildiler. Rus’un İslam düşmanlığının etkisini en belirgin olarak gösterdiği coğrafya Kırım oldu. Kırım, İslam aleminin bir tür ikinci Endülüs’ü diyebiliriz. Rus işgalinden önce 1474 cami, medrese varken şimdilik sadece 80 cami kalabilmiş. Sovyet döneminde camilerin çoğu ya yıkılmış veya sinema vb şeylere dönüştürülerek yok edilmiş.
Kırım Tatarları, yeni Rus işgaliyle yeniden zulüm ve haksızlıklar ile karşı karşıya gelecekler ve maalesef kendilerine destek olacak bir Müslüman ülke de bulamayacaklardır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.