-Türkiye, Rusya ve İran, Suriye'deki ateşkesi izleyip devamlılığını sağlama konusunda uzlaştı. Ancak muhaliflerin garantörlükle ilgili sıkıntıları henüz aşılmış değil. Ayrıca Almanya'nın, Cenevre dışındaki bir çözümü reddedici açıklaması da Astana üzerinden Rusya'ya yeni bir tavır mı konuyor sorusunu gündeme getirdi.

-“Hocam, eşim var ama sanki yokmuş gibi. İşten çıkıyor, arkadaşlarıyla ya halı saha maçına gidiyor, ya gezmeye gidiyor, evde eşim var, çocuklarım var demiyor, hoş eve gelince de zaten çocuklar uyumuş oluyor, kendisi de yorgunum filan deyip uyuyor, ertesi gün de erkenden işe gidiyor, bu gidiş hiç içime sinmiyor. Bakın çocuklar karnelerini aldılar, şunun Matematiği zayıf, şunun İngilizcesi. Ona o kadar söylüyorum, ya şu çocukların dersleriyle bir ilgilen, ödevlerine yardım et diye hiç umursamıyor.”

-Darbecilere yönelik ilk davanın ikinci duruşması başladı.

-“Annem ne zamandan beridir hasta, eşime sürekli onu aramasını söylüyorum aylardır bir defa olsun arayıp halini sormadı, geçmiş olsun demedi. Hadi babama kızgın, kardeşlerim zaten kafasına göre değiller anladım da annemin ne suçu var, lafa gelince sılayı rahim diyor, bilmediği anlatmadığı yok, iyi de benim annem akrabası olmuyor mu?”

-Trump, Sisi'yi davet etti.

-“Geçenlerde beyimin filan arkadaşı ikinci evliliğini yapmış. Eve geldiğinde ikide bir ondan bahsediyor, yok ilk hanımı hiç sorun etmiyormuş da, iki eş çok iyi geçiniyormuş da, sırf benim moralimi bozmak için sürekli bu ikinci evlilik meselesini açıp duruyor, ruhum bunalıyor, öfkemi de tutamıyorum, çocuklar olumsuz etkileniyor.”

-İngiltere'de ‘Brexit' sürecini parlamento başlatacak.

-“Hocam, eşim, benim değil telefonunun beyi gibi. Telefonuna baktığının binde biri kadar bana bakmıyor. Bari eve geldiğinde şu telefonu bırak diyorum. Tivit mivit diyor, çok önemliymiş. Onun madde bağımlısı gibi paylaşım bağımlısı olduğunu düşünüyorum. Ne yaptıysam olmadı. Ya, gece uzanırken saat 2'lerde 3'lerde bile telefonunu eline aldığını görüyorum, bu normal mi?”

-Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ilk kez ziyaret ettiği Mozambik, sahip olduğu zengin doğalgaz ve kömür rezervlerine rağmen, dünyanın fakir ülkelerinden biri.

-“Evdeki eksikler, onun umurunda değil. Şu buzdolabının kapağı bozuk beş yıldır öyle duruyor; yaptırmıyor, şu odanın işte boyası dökülmüş, boyatmıyor, ocağın bir gözü yanmıyor, musluklar damlatıyor, bakın cam kırık, daha neler neler ama hiç birini yapayım, tamir ettireyim filan demiyor, söyleyince de, dırdır etme diyor. Geçenlerde, ben, bir tamirci çağıracağım deyince, bana bağırdı, küfretti, vurdu. Hep sabrediyorum ama nereye kadar.”

-İtalya'da arama kurtarma çalışmaları devam ederken beşinci gün, çığ altında kalan otelin kazan dairesinde üç yavru köpeğe canlı ulaşıldı.

-“Aha kırk yıldır evliyiz da ne yapacaksın bana heriflik yapmadı, vaktini hep kahve köşelerinde geçirdi. Çocukları ben büyüttüm, eksikleriyle hep ben ilgilendim, aman ben ezildim onlar ele güne muhtaç olmasınlar dedim, vallahi hastaydım yürümeye mecalim yoktu ama o halimle bile ev temizliklerine gittim, biriktirdim, onları da çar çur etti, ona buna kefil olmuş, ne biliyim şunun bunun borcuymuş, hepsini saçtı savurdu, hani koca moca derler, o beni kocattı, deli etti, hep Ya Sabır dedim başka ne diyim..”

- Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK'in son açıkladığı verilere göre, 2016 yılındaki boşanmaların yüzde 61.5'lik oranla en büyük sebebi; sorumsuzluk ve ilgisizlik olarak tespit edildi.

Haberler evet haberler, hiç bitmeyen, tükenmeyen, mutlaka(!) bilmemiz gereken haberler. Bize bizdekilerden daha fazla lazım olan yakın uzak dünyadaki tüm gelişmeler, didişmeler, yarışmalar, görüşmeler, açıklamalar falan filan..

Peki ya yukarda aralarda kulak tırmalayan tırnak içindekiler? Şu kadınların anlattıkları mı?  Amaaan canım olur öyle şeyler…