"Sosyal medyadan istifade esas sorumluluklar ihmal edilmeden yapılmalı"

"Sosyal medyadan istifade esas sorumluluklar ihmal edilmeden yapılmalı"

​Sosyal medyanın yanlış kullanımına dikkat çeken HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Erdal Elibüyük, sosyal medyadan mutlaka istifade edilmesi ancak bunun esas sorumlulukların ihmal edilmeden yapılması gerektiğini söyledi.

HÜDA PAR Van İl Başkanlığı tarafından "Medyanın siyasete etkisi ve sosyal medya" konulu panel düzenlendi.

Moderatörlüğünü HÜDA PAR Van il Başkanı Rasim Saygın'ın yaptığı panele, Medya Tanıtımdan Sorumlu HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Erdal Elibüyük ve HÜDA PAR Medya Başkan Yardımcısı M. Şerif Durmaz katıldı.

Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan panelde ilk olarak M. Şerif Durmaz söz aldı.

Hiçbir Müslüman'ın, sosyal medyayı ahiret hesabı yapmayan, dünyevi arzulardan başka hedefi olmayan birilerinin kullandığı gibi kullanamayacağını belirten Durmaz, doğru, bilinçli ve programlı kullanıldığı zaman bir Müslüman için sosyal medya mücadelesinin, davaya hizmetin küçük bir kısmını oluşturabileceğini söyledi.

Durmaz, "Televizyon, gazete, radyo, dergi dediğimiz geleneksel medya üzerinden düşünce, fikir ve mesajlar topluma ulaştırılmaktadır. Bir de bugün gittikçe yaygınlaşan sosyal medya üzerinden de insanlar fikir ve düşüncelerini paylaşmakta ve bu alanda yeni stratejiler ile faaliyetlerini sürdürmektedirler. Sosyal medyanın esasını oluşturan paylaşımlar, yani mesajlar küçük bütçelerle büyük kitlelere ulaşmanın en verimli yollarından biridir. Sosyal medya eğer doğru ve bilinçli kullanılırsa faydalı olur ancak eğer yanlış stratejilerle kullanılırsa o zaman faydadan çok zarar getirir." dedi.

Ardından söz olan Erdal Elibüyük ise sosyal medyanın tamamını "şeytanlaştırma" derdinde olmadığını söyledi.

Esas görevlerinin toplumu bilinçlendirme ve topluma bir değer katma olan basın mensuplarını tenzih ettiklerini, medyada da ciddi anlamda eskiye göre değişiklik var olduğunu ancak istenen düzeyde olmadığını söyleyen Elibüyük, "Hiçbir güç Allah’ın gücünün üstünde değildir. Siz ne kadar bu güçlere (sosyal medya) sarılırsanız sarılın, eğer niyetleriniz ve amelleriniz, fiiliyata döktüğünüz eylemleriniz, Allah’ın rızasına menfi bir anlayışa dönüşüyorsa isterse devasa medya organlarınız, medya binalarınız veya devasa medyadaki kadrolarınız olsun, hiçbir anlam ifade edemez. Her şeyin sonunda biz Allah’a döndüğümüzde, Allah'a hesap verdiğimizde işimizi, eşimizi, davamızı ihmal ettiğimiz hangi alan olursa olsun, sosyal medya alanı hiç hükmündedir. Bizim esas sorumluluklarımız var. Burada sosyal medyayı konuşurken, medyanın gücünden bahsederken bunlardan maksimum seviyede istifade edeceğiz ancak esas sorumluklarımızı ihmal etmeden bunları yapmak durumundayız. Bir şeyi nerde, nasıl kullanmamız gerektiğini öğrenmemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Sosyal medyanın getirmiş olduğu tehlikelerden birinin de 'fomo hastalığı' olduğuna dikkat çeken Elibüyük, "Bir paylaşım yapıyorsanız, 'Benim tweetim kaç RT yaptı, Facebook'ta paylaşımım kaç beğeni aldı.', diyorsanız. Elinizde telefonla uyuyorsanız ve sabah kalktığınız zaman gözleriniz ilk telefonu arıyorsa, üzülerek ifade edeyim ki fomo hastalığına yakalanmışsınız. Çağımızın en büyük hastalıklarından ve sıkıntılarından bir tanesi beğenilme ve onaylanma. Oysa biz, beğeni ve aferin almaktan daha çok davamıza hizmet etme, hizmet ettikten sonrada yaptığımız fiilin birilerinin takdirinden müspet veya menfi eleştirisinden daha çok, 'Rabbimizin rızası neydedir?' diye oraya yoğunlaşmamız ve onun rızasına uygun hareket etmemiz gerektiğini düşünmemiz ve aklımızdan çıkartmamamız lazım. Sosyal medya üzerinde kurulan ekipler sabaha kadar sosyal medyada geziniyorlar. Orada gençleri uyuşturucu ağına düşürüyorlar. Sizler, çocuğunuzun nasıl bu uyuşturucu ağına düştüğünü düşünürken cep telefonuna yüklediğiniz sınırsız internet, evimize koyduğumuz sınırsız internet ile gençlere bu kötü ağlar üzerinden ulaşmaya çalışıyorlar." dedi.

Medya ve siyaset ilişkisi zaman zaman bir birilerini etkilemiş alanlardan bir tanesi olduğuna dikkat çeken Elibüyük, "Aslında medyanın tarihine bir yolculuk yaptığımızda 20-30 yıllık medya, bir şekilde insanların, kitlelerin hayatında var olmuş. Haber alma özgürlüğü diye bugün önümüze gelen medya, sadece haber almamızın ihtiyacını gideren bir alan değil. 28 Şubat sürecinde oluşturulan algıyla medya üzerinden siyasete, iş dünyasına ve topluma yön veren operasyonları hatırlayın. Bir eve bir baskın yapıldı ve halka bir algı enjekte edildi. Birçok hesap vardı. Bunlardan biri İslam’ı değersizleştirmeydi. Bugün FETÖ üzerinden biz aynı şeyleri görüyoruz." şeklinde konuştu.

Yoğun katılımın olduğu program, soru ve cevap kısmıyla devam etti.

İLKHA









 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.