Abdulhakim SONKAYA
“Sosyal Mesafe” kuralına uymayan İblistir!
Covid-19 sürecinde “Yeni Normale” geçiş hazırlıkları yapılıyor.
Yeni normalin temel dört kuralı sıralanıyor. Bunların içinde en önemlisi en hayati olanı “SOSYAL MESAFE” olarak ifade ediliyor.
İnsanlık SOSYAL MESAFE kavramının anlam ve önemini daha yeni anlıyor ve ifade ediyor. Oysa “SOSYAL MESAFE” kavramı daha en baştan vardı.
“…önlerinden arkalarından, sağlarından sollarından onlara sokulacağım”(Araf:17) dedi.
Önden, arkadan, sağdan, soldan sokulan biri sosyal mesafeyi hiçe sayıyor demektir.
Bunu, kim söyledi? İblis söyledi.
Kime karşı söyledi? İnsana karşı söyledi.
Ve esasen İblis bununla tam olarak şunu ifade etmiş oldu;
Ben sosyal mesafe kuralına asla uymayacağım. Önden, arkadan, sağdan, soldan insanlara yaklaşacağım, bununla yetinmeyip olabildiğince onlara sokulacağım.
Evvela önlerinden, ellerinin içinden insanlara yaklaşacağım. Nefesimi onlara ulaştırabileceğim noktaya kadar yaklaşacağım. Ve o noktadan onlara nefesimi üfleyeceğim. Nefesimle zihinlerinde vesvese yapacağım, onları korkutacağım. Ağız tatlarını bozacağım. Onları sersemleştireceğim.
Yapıp ettikleriyle ellerini öyle bir kirleteceğim ki kolay kolay kendilerini dezenfekte edemeyecekler. Nefesimi öyle kuvvetli üfüreceğim ki benden aldıkları virüsleri onlarca, yüzlerce belki binlerce kişiye bulaştıracak “SÜPER TAŞIYICILAR” yapacağım. Bazılarını da bunun farkında olmayan “HAYALET TAŞIYICILAR” yapacağım. Bunlar da benim hamallarım olacaklar. Bunlara karşı “evde kal” bile çare olamayacak. Hayalet gibi süzülüp her yere virüslerimi bulaştıracaklar.
Ayrıca arkalarından da sokulacağım. Normal virüsler arkadan bulaşmayabilir; ama benimki oradan bile bulaşır. Çünkü insanları aykırı olmaya teşvik edeceğim. Bunun sayesinde hep terslik yapacaklar aykırı olacaklar. Kendilerini akımlara kaptıracaklar. Bu da içlerine nüfuz edecek ölümcül virüslere maruz kalmalarına sebep olacak.
Ayrıca onlara sağlarından sokulacağım. Sağ-lam duruşlarını sarsacak, sağlıklı bir tavır ve refleks ortaya koymalarını engelleyeceğim. Bunun için bağışıklık sistemlerini zayıflatacağın. Sağ ellerini “veren eller” değil “sıkı sıkı tutan, cimri eller” yapacağım. Bağışta bulunmayan elin sahibinin bağışıklık sistemi zayıf olur. Sadaka belayı defeder. Bağış yapmak, bağışlayıcı olmak bağışıklık sistemini güçlendirir. Bense sağlarından yaklaşarak bu mekanizmanın işlemesine engel olacağım.
Ayrıca onlara soldan sokulacağım. Sosyal mesafeye ve korumacılığa karşı sol-liberal anlayışı hâkim kılarak özgürlük adı altında insanları meftun edeceğim. Öyle olacak ki evler onlara hapishane gibi gelecek. Hep dışarıda olmaya can atacaklar. Sol zihniyetle mahremiyetleri kaldıracağım. “Kim neyi istiyorsa onu yapsın” anlayışını yerleştirmeye çalışacağım. Sağın sağlıklı, sağlam niteliğini tutuculuğa, radikalliğe, cimriliğe, bağnazlığa çevirmek için uğraşacağım. Sol tarafı da sol ve liberal ideolojinin kolaycı, serbest ama başıboş anlayışına havale edeceğim.
İşte böyle peşinen söylüyorum, ben sosyal mesafe falan tanımayacağım. Ona göre tedbirlerinizi alın.
Bana karşı sosyal mesafeyi korumak için çok fazla seçeneğiniz yok. Dikkat ettiyseniz üstten ve alttan size yaklaşamıyorum. Alt ve üst taraflarda size karşı etkim ve otoritem yoktur. Zira alt taraf fıtratınız, üst taraf duanızdır, namaz ve niyazınızdır. Siz namazla, duayla, güzel amel ve ahlakla Allah ile hemhal olursanız benim sosyal mesafe tanımazlığım size bir şey yapamaz. Aksi takdirde ne yaparsanız yapın, bir yerde açık verirsiniz. Ben de oradan bedeninize sızarım, nefsinize sızarım. İçinizde sızıp kalırım.
Sosyal mesafe kuralları, bulaşıcı hastalıklar, virüsler için ne kadar hayati bir öneme sahipse manevi hastalık ve virüsler için de aynı derece hayatidir. Ve daha en baştan Hak Teâlâ insanları bu konuda uyarıyor.
Sosyal mesafe kuralı olmadan insanların dünyada özgür, temiz, sağlıklı, doğru, sıhhatli olamayacaklarını haber veriyor.
Bu kadarı yeter.
Gerisi bize düşüyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.