Sosyolog Eğitimci-Yazar Başaran: "Uzaktan eğitim takdire şayan bir durum"
Corona virüs tedbirleri kapsamında hayata geçirilen uzaktan eğitim uygulamasını olumlu bulduğunu belirten Sosyolog Eğitimci-Yazar Murat Başaran, eğitimde köklü değişimler yapılması gerektiğini ifade etti.
Çin'de ortaya çıkan ve tüm dünyaya yayılan Corona virüs (COVID-19) salgın hastalığına karşı alınan tedbirler kapsamında eğitime ara verilmiş ve öğrenciler için uzaktan eğitim sistemi hayata geçirilmişti.
Corona virüs nedeniyle hayatını kaybedenlere rahmet, hastalara acil şifalar dileyerek sözlerine başlayan Siverekli Sosyolog Eğitimci-Yazar Murat Başaran, "Öncelikle bu süreçte ciddi emek sarf eden sağlık çalışanlarımıza ve Sayın Bakan'ımıza sizin vesilenizle teşekkür etmek istiyorum. Ayrıca hastalarımıza şifa, vefat edenlerimize Allah'tan rahmet ve tüm halkımıza dayanma gücü diliyorum." şeklinde konuştu.
Uzaktan eğitim uygulamasının kısa süre içerisinde hayata geçirilmesini olumlu olduğunu belirten Başaran, köklü ve çağın gereklerine uygun değişimler yapılmadıkça yakından da olsa uzaktan da olsa eğitimin uzun vadede bir fayda sağlamayacağını vurguladı.
"Hissetmediğimiz 'yavaşlık mefhumu' hayatımıza girecek"
Corona virüsünün vermiş olduğu zarar ile birlikte hayır kısmının da olabileceğine değinen Başaran, "Bizler, her şerde bir hayır olabileceğine inanan bir gelenekten gelen insanlarız. Sanırım bu virüs salgının hayır kısmı da, kapitalist sistemin varoluş sebebi olan tüketim kültüründen ve oluşturduğu aceleci insan tipolojisinden biraz olsun sıyrılmaya fırsat bulmak olacaktır. Çoğumuzun asla hissetmediği 'yavaşlık mefhumu' hayatımıza girecek ve 'hayatın keşmekeşliğinden sıyrılan insan, gözünün gördüğü her şeyi adeta yeniden tanıyacaktır' diye düşünüyorum. 'Ev hayatına' adapte olmak yerine normal yaşantıyı ev ortamında beklemek ise ister-istemez farklı problemlerin çıkmasına sebep olacaktır." diye konuştu.
"Teknolojiye ara verip aile bireyleriyle iletişim halinde olmamız faydalı olacaktır"
Evde kalan insanların yapabileceği eylemlere vurgu yapan Başaran, "Çok klasik bir söylem olmakla birlikte, çok faydalı bir eylem olan 'kitap okuma' bence listenin başına eklenmelidir. Ancak evde ne yapılacağı sorusunun genel geçer bir cevabı olmadığını düşünüyorum. Bu sorunun insan sayısı kadar cevabı vardır. Mesela ben, çocuklarımla en son saklambaç oynadım. Burada tavsiye olarak sadece şunu belirtmek isterim; teknolojiye biraz ara verip aile bireyleriyle iletişim halinde olmamız her anlamda faydamıza olacaktır. Eğer şartlar müsaitse ve 'sosyal mesafe' korunup risk oluşturacak bir durum yoksa bu etkinliklere 'bahçe uğraşları da eklenebilir' diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
"Evde kalmanın avantaj ya da dezavantaj oluşturması insanla alakalıdır"
Evde kalmanın sosyolojik ve psikolojik yansımaları olacağını belirten Başaran, "Bu durumun bir avantaj veya dezavantaj haline gelmesi de büyük oranda insanlarla alakalı bir durumdur. Hiç kimse evde hapis hayatı yaşanmasını salık vermiyor. Evde kalan insan öncelikle yirmi dört saatin aslında ne kadar uzun bir süre olduğunu anlayacaktır. Zaman içerisinde ihmal ettiği dost ve akrabalarını hatırlayacak ve bu insanlarla telefon üzerinden veya başka iletişim kanalları üzerinden daha sık iletişim kurmaya çalışacaktır. Böyle yapan bir insan için herhangi bir sorundan bahsedilemez ama aynı insan telefonuna onlarca oyun indirip sadece can sıkkınlığını merkeze alıp kafasını oyun vb. uğraşlardan kaldırmazsa, belli bir süre sonra psikolojik sıkıntılar da dâhil birçok sıkıntı yaşaması kaçınılmazdır." şeklinde konuştu.
"Yakın olsun uzak olsun eğitimde kökle değişimler şart"
Şahsi görüşüm 'yakından eğitimin' de ciddi açmazları olduğu yönündeydi. Bunu söylerken özellikle Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'la birlikte olumlu yönde değişim emarelerinin olduğunu da belirtmek isterim. Olumlu örnek olarak sayabileceğimiz birkaç ülke hariç, bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de eğitim-öğretim meselesi ciddi sıkıntılar barındırıyor. Ama ne yazık ki eğitim-öğretim meselesi ciddi anlamda masaya yatırılmış değil. Günü kurtarmaya dönük çabalarla da bir şey düzelmeyecek. Köklü ve çağın gereklerine uygun değişimler yapılmadıkça, yakından da olsa uzaktan da olsa eğitimin uzun vadede bir fayda sağlayacağını düşünmüyorum. Ancak spesifik olarak bu süreçteki 'uzaktan eğitim' meselesini değerlendirecek olursak başta koyduğum şerhlerle beraber gerek hızlı hareket edilmesi gerekse de her sınıf seviyesine uygun içeriklerin dahil edilmesi takdire şayan bir durumdur. Çeşitli sebeplerden dolayı yüz yüze eğitimin yerini tutmasa da 'öğrencilerin önemsendiği hissini vermesi bile olumlu bir durumdur' diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
"Mağdur olan insanlara maddi destek sunulmalıdır"
Corona virüs nedeniyle işsiz kalan ya da ücretsiz izne mecbur edilenlerin de olduğunu savunan Başaran, "Şimdiye kadar bahsettiğimiz konular genelde vatandaş merkezli konulardı. En az 'EvdeKal' çağrısı kadar önemli olan bir durum daha var ki bu da evde kalmak zorunda olan esnafımızın, ücretli öğretmenlerimizin, işsiz kalacak veya ücretsiz izne mecbur edilecek insanlarımızın durumudur. Takip edebildiğimiz kadarıyla devletimiz birçok insanımızın çeşitli ihtiyaçlarını giderecek önlemler almıştır. Ancak yukarıda bahsettiğimiz kesimlerle ilgili somut adımlar atılmalı ve imkân dâhilinde bu insanlarımıza da maddi destek sunulmalıdır." diye konuştu.
Başaran, sözlerini şu ifadelerle noktaladı:
"Son olarak insanlarımızdan alınan tedbirlere harfiyen uymaları konusunda ricada bulunuyorum. Lütfen tedbirlere uyalım, yaşamla ilgili alışkanlıklarımızı gözden geçirelim, 'boş vakit' diye bir şey olmadığını unutmadan her dakikamızı dolu-dolu yaşamaya çalışalım ve bu virüs salgınına karşı mücadeleyi hep beraber kazanalım."
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.