Mehmet GÖKTAŞ
Söyleyecek sözümüz ve ulaşacağı sınırlar
Seviyesiz politik gündeme tamamen kendimizi kaptırmamak adına bazen bireysel tavsiyelerde bulunmayı gerekli görüyoruz.
“Aman ha, bizim belirlemediğimiz şu kirli gündemlerde kendimizi kaybetmeyelim. Hiç değilse Müslüman bir birey olarak bir şeyler kazanmaya bakalım. Özellikle herkesçe basit görülen bir takım salih amellerden geri kalmayalım, küçücük vakit kırıntıları demeyelim, güzellik adına neler yapılabileceğini gösterelim, şu mübarek üç ayları gerçekten somut bir şekilde bereketlendirelim…” diyorum.
Böyle bir düşünce bir anlamda ümitsizlik gibi gelebilir. Yani, madem büyük işlerde, önemli siyasi konularda sesimizi duyuramıyoruz, sözümüzü dinletemiyor ve kötü gidişatı durdurmada etkili olamıyoruz, hiç olmazsa bireyler olarak kendimizi kurtaralım gibi anlaşılabilir. Olabilir, tamamen yanlış da değildir.
Fakat bütün bunlar bizim dünyaya söyleyecek sözümüz olmadığı anlamına gelmemelidir. Böyle bir Türkiye gündeminde Müslümanlar olarak dalga dalga genişleyecek sözümüz ve düşüncelerimiz vardır.
Bu dalganın birinci boyutu, kendimizi aşarak camiamızın maslahatı ve hayrı için söyleyecek sözümüz ve bu istikamette yapacağımız çalışmalarımız vardır ve yerine getirilmektedir.
Bir Müslüman olarak kendimizi kurtarma adına yaptığımız amellerin ve serdettiğimiz düşüncelerimizin ayakları sağlam yere oturuyorsa unutmayalım ki bir sonraki aşama olan camiamızın hayrı için yapacaklarımız da aynı şekilde yankı bulacaktır.
Bir birlerimize bireysel öğüt ve tavsiyelerimiz ne kadar etkileyici oluyorsa, camia adına yapılan tavsiyeler de aynı derecede etkili ve isabetli olacaktır ve elhamdülillah olmaktadır.
Evet, basit politik polemiklerde yokuz ama bu ülkenin, bu coğrafyanın ve bu ümmetin kurtuluşu adına söyleyecek sözümüz vardır.
Söyleyecek bu sözümüzün nihai hedefine, arzu ettiğimiz sınırlara kadar ulaşabilmesi için bilgimizden, elimizdeki malzemeden emin olmalıyız, kendimize güvenmeliyiz.
Çünkü her şeyden önce bizim düşüncemizin merkezini Ümmet Düşüncesi oluşturmaktadır. Ümmet, İslam’ın somutlaşmış halidir, insanlığa yansıma biçimidir.
Ümmeti merkeze alarak, ümmetin maslahatını her şeyden önde tutarak söylenecek söz, sözlerin en isabetli olanıdır.
Belki şu curcunalı seçim atmosferinde sözümüzün fazla bir alıcısı olmayacak, herkes 1 Nisan sabahına kilitlenmiş olacak ama unutmayalım ki şehirlerin, kent merkezlerinin ve belediyelerin maslahatı Ümmetin maslahatıyla örtüştüğü oranda bir değer kazanacaktır.
Yeter ki bakış alanımız Ümmetin tamamını içine alacak bir noktadan olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.