Suat YAŞASIN
Sözleşmeler hikâye
Kadın meselesinde İslam'ın en ufak bir açığı dahi yok.
Cenneti kadınların "ayağı altına" almış..
Ana rızasını, Allah'a imandan sonra, "dünya ahiret kurtuluşunun ana şartı" kılmış..
Hanımına iyi davranmayı "en hayırlı insan olmanın" esası olarak yerleştirmiş..
Kız çocuklarını güzelce terbiye edip bakımlarını sağlamayı "Rasûlullah Efendimiz (as)'e Cennette komşu olma garantisi" olarak sunmuş..
Hanımın ağzına konan "tek lokmayı dahi ecir sebebi" saymış...
Yüce İslam dininin bu konuda açığı hiç olur mu ki!
Kadın mevzusu İslam'ın "yumuşak karnı" sayılabilir mi hiç!!
Tam tersine "en güçlü kas"ı teşkil eder kadın.
Ondandır ki, hep oraya saldırıyorlar.
Sürekli buna odaklanıyorlar.
Şu İstanbul mistanbul sözleşmeleri filan hep bunun için..
Var güçleriyle kadın üzerinden aileyi bitirmeye çalışıyorlar.
Ve bu durum sadece bizim memleket ile de sınırlı değil..
Henüz geçen gün Filistin'deki Ulema toplanarak bir bildiri yayınladı.
Cedaw sözleşmesine taraf olma bahanesiyle oyun oynandığını ifade ettiler.
Kadını merkeze koyarak aileyi bitirmeyi hedeflediklerini net bir şekilde beyan ettiler.
Özerk yönetim başkanı Mahmud Abbas'ı da açıkça uyardılar.
Bu imzanın sebep olacakları ile ilgili tüm sorumluluğun kendisinde olacağını.
Bunun altından kimsenin kalkamayacağını..
Toplumun yıkılmasına götürecek böyle bir duruma sessiz kalmalarının mümkün olmadığını, bunu reddettiklerini ortaya koydular.
Baksanıza!
Siyonistler ve işbirlikçileri üzerinden tasarlanan necis plana.
Bir asırdır baş edemedikleri Filistin direnişini, bir tek aile üzerinden bitireceklerini çok iyi anlamışlar.
Sözümona sözleşmelerin isim ve konumları değişse de hedef aynı maalesef!
Peki, Müslümanların hiç mi suçu yok?!
Bu noktayı, tabii ki konuşmak gerekiyor.
Kadını baş tacı yapıp cenneti ayakları altına seren İslam'ın bu yüce yaklaşımını temsil edemeyen ve bu şekilde İslam'ın imajına da zarar veren Müslümanların yaptıklarını tabii ki konuşalım.
Ancak önce şu beynelmilel planları üzerimizden salalım.
Bize dayatılan oyundan kurtulalım.
İşte ondan sonra oturup kendi yüce değerlerimiz çerçevesinde "gerçek manada caydırıcı" sistemi ortaya koyabiliriz, emin olun.
İyi niyetli olduklarına inanmak istediğimiz; İslami hassasiyetlerine, muteber kişilerin şahitlik ettiği Müslümanların, "kadını koruyalım" derken atladığı nokta tam da budur.
Ya da, kimse siyonistlerle ortak planın bir parçası olmak istemeyecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.