Mehmet GÜLSEVER
Süleymani Suikastının Üç Vechi
Birincisi biz Müslüman sünni dünyanın suikastı değerlendirme biçimi. Yelpazenin bir ucundan diğer ucuna konuyla ilgili okumaların tamamına baktım; inanın hicap duydum. Bilmiyor olsanız CIA’nın servis ettiği metinler midir diye endişe edersiniz. “bir zalim diğerini vurmuş…” ta “oh olsun”, “beter ol” “bir katilin sonu” “haketmişti”, “yayılmacı İran politikalarının sonu”na kadar…ne yok ki.
Kısaca ABD haydutluğunu meşru ve makul gösterecek ne kadar argüman, ayet, hadis varsa kullandı “bizim” medya ve kalemşörleri. “Cübbeli” köy vaizlerimizin ağzı ve mantığını aşamadık maalesef. Halimiz bu olursa semer vuran da çok olur elbet. Sahayı ve coğrafyayı, tarihi ve geleceği bu kadar kısır okuyabilen Müslümanlarla ABD olarak siz neler yapmazsınız ki. Avucunu ovuşturup duruyordur şimdi.
İkincisi İran’ın coğrafyadaki reel durumu. Diyelim ki İran bizim mezhebimize göre merdut olsun. Ki affı çok zor ve büyük olanından günahları da vardır İran’ın. ABD ne peki? Müslüman mı? Dost mu? Müttefik mi? Komşu mu? Hami mi? Meşru mu? Tarihi pak mı? Şu anı pak mı? Niyeti halis mi? Bir tercih gerekse siz ABD’ye mi komşu olmak istersiniz yoksa İran’a mı?
Bölgede en iyi anlaştığımız ve en çok ticaret yaptığımız, hatta Suriye meselesinde aynı masada konuştuğumuz ve ortak çözüm ürettiğimiz yüzlerce yıllık değişmez ve savaşmadığımız yegane komşu ülke değil mi? Sayın Cumhurbaşkanı’nın iktidarları döneminde ve öncesinde, monşerlerin kışkırtma ve algı oluşturma çabaları dışında herhangi bir problem yaşandı mı İran’la? İran’ın ABD’nin “körfez çetesi” dışında Asya’dan, Afrika’ya, ordan Uzak Doğu’ya iyi ilişkilerinin olmadığı bir tek İslam ülkesi var mı?
Peki bizi hem önden hem de arkadan hançerleyen ABD değil mi? Ambargo uygulayan ABD değil mi? FETÖ darbesini organize eden, destekleyen ABD değil mi? PYD/Pkk’yi alenen finanse ve organize edip savaştıran ABD değil mi? Akdeniz’i bize zindana çevirmek isteyen ABD değil mi? “Kafamı bozmayın ekonominizi çökertirim” diyen ve Twit atan ABD başkanı katil Trump değil mi? Say sayabilirsen.
Peki ne istiyor ABD? Silahını yapma, füze alma, dostunu da düşmanını da ben belirlerim. Otomobil yapma, itaatte kusur etme, kimin terör olduğuna sen karar verme, kimi seveceğine sen karar verme, halka danışma, mazlumu koruma, BM’de eşitlik isteme, Suriye’ye girme, Libya’ya gitme, İran’la ticaret yapma, Akdeniz’e dalma, Marmara’da kanal açma, havaalanı yapma, köprü yapma… Dahasını saymaya sayfalar yetmez. Bunların kaçını İran dayatıyor? Hiç birini. Ama İran’a ABD’nin saldırısı “oh olsun” oluyor! Buyrun burdan yakın!
Üçüncüsü İran’ın savaş gücü. ABD ile bile büyük bir savaşı çıkaracak ve sürdürecek kadar bölgede etkin, belirleyici ve organize bir güçtür. Zaten ABD’yi endişelendiren de budur.
Olası çıkacak bir savaşı ABD daha ziyade yerel işbirlikçileri vasıtasıyla yürütecektir ki böylesi bir savaşın ateşi bölgenin tamamını saracaktır. Sonucunda da ABD, birbirini yiyip bitirmiş, enerjisi tükenmiş, bitkin, miskin bir İslam dünyasına hükmetmenin ve Arz-ı Mev’ud’a doğru hızla ilerlemiş olmanın keyfini çıkaracaktır. İran düşerse Türkiye’de düşer. Türkiye düşerse İran da düşebilir. Ve ne şiiler bitmiş olacak ne de sünniler. Ne sünniler kazanmış olacak ne de şiiler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.