Abdulhakim SONKAYA
Sünnetsiz kalemler
Senenin eş anlamı yıldır.
Sünnetin kelime anlamı, yol ve çığırdır. Şekil vermektir. Bilemektir. Özel anlamıyla Peygamberimizin (sav) Sünneti, bunların hepsi ve daha fazlasıdır. Çünkü o da her an biliyor. Yol gösteriyor. Çığır açıyor. Şekil veriyor.
Sene ile sünnet aynı köktendir.
Seneye “yıl” denilmesi insanın yaşı ilerledikçe ona gözdağı vermesinden dolayıdır. Çünkü insanın yaşı ilerledikçe yavaş yavaş gözü yılmaya başlar.
Ya da seneye “yıl” denilmesi yılmayan insanın zihninde parıltılara sebep olmasından ve insanın seneleri yıldırmasından dolayıdır.
Ve iki durum da muhtemeldir.
Sünnet de insanın seneye ve de senelere meydan okumasıdır. Eğer insan sünnetlenmemişse senelere karşı mağlup olur, yılar.
İnsan sünnetlenmişse her sene bir hal yaşar. Ömrü hayırlı ve bereketli olur. Çığır sahibi olur.
“İnsan sünnet olmuş-mesnun çamurdan yaratılmıştır”(Hicr:26). Burada sünnet şeklini bulmuş, yolunu bilmiş demektir. İnsan ancak bu şekilde senelere meydan okuyabilir. Bu nedenle Hak Teâlâ Hz. Nuh için “onların içinde elli yıldan eksik, bin sene kalmıştır”(Ankebut:14) buyurur. Burada zaman birimi olarak özellikle sene zikredilmiştir. Neden? Çünkü Hz. Nuh bu kadar uzun senelere karşı yılmamıştır. Her sene onu daha bir bilemiştir.
Anadolu’da “Sünnetsiz” tabiri “inançsız ve ecnebi kimse” için kullanılan kinayeli bir tabirdir. Evet, sünnetsiz, sadece sünnet olmayan kişi değil aynı zamanda yolunu şaşırmış, senelerini boşa harcamış kişi demektir.
Duyguları, sözü, kalemi, düşüncesi köreldiği için çıkış bulamayan, çığır açamayan, bağ kuramayan kimsedir sünnetsiz.
Sünnet bilenmektir. Bu nedenle bıçağın, baltanın bilenmesine de sünnet denilmiştir. Çünkü insan bunun için dünyaya gönderilmiştir. Çığır açacak kesip şekillendirecek, yol yordam bilecek, edep bilecek. Körelmiş olanlar ne yapabilir ki?
Bileyen bilir. Bilen de biler. İşte sünnet budur. İnsanın bilen ve bileyen olmasını sağlıyor ki senelere karşı yılmasın. Seneler onu yıldırmasın.
Hak Teâlâ “Yasin” diye buyurur.
Yasin’in çok manası vardır.
Bir anlamı da “Ey senelere meydan okuyan” demektir. Senelerin şekillendirdiği değil seneleri şekillendiren demektir. Çünkü Yasin olarak Peygamberin her seneyi ihya edecek sünneti vardır. Bu nedenle seneler onun sünnetlerini eskitmez. Bilakis seneler onun sünnetleriyle hayat bulur. Yıllar onun karşısında yılar, ram olur. Geçen seneler onun sünnetiyle sünnet olur, terbiye edilir.
Şimdi birileri çıkmış senelerin geçmesini öne sürerek Kur’an’ın, Sünnetin hükümlerini sorguluyor. Efendiler seneler Kur’an’ı, Sünneti haşa köreltmez. Bilakis Kur’an, Sünnet seneleri yıldırır. Ama senin kalemin sünnetsizse iş görmüyorsa git önce kendini kontrol et. Bilgelik yapacağına önce seni bileyecek sünneti bul. Yoksa öyle kör kütük bilgelik olmaz. Körelmiş, ucu olmayan kalemle bilgelik olmaz. Alak suresinde zikredilen Kaleme haşa laf atacağına git önce kendi kalemine bak acaba daha yerinde duruyor mu?...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.