“Suriye’de hemen kalıcı bir barış sağlanmalıdır”
Bursa’da Sivil Toplum Kuruluşları ve basın mensuplarıyla bira araya gelen HÜDA PAR Genel Sekreteri Mehmet Yavuz Suriye’de nihai bir barışın hemen sağlanması gerektiğinin altını çizdi.
HÜDA PAR Bursa İl Başkanlığı’nın Bursa’nın merkez Yıldırım ilçesi tarihi Cumalıkızık köyünde bulunan bir kahvaltı salonunda düzenlediği kahvaltılı toplantısıyla basın mensupları ve Sivil Toplum Kuruluşlarının temsilcileri ile bir araya gelen HÜDA PAR Genel Sekreteri Mehmet Yavuz gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Sivil Toplum Kuruluşlarının büyük ilgi gösterdiği toplantıda Türkiye’de meydana gelen çatışmalar ve Suriye’de yaşanan iç savaş hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan Yavuz, Doğu Güneydoğu'da devam eden çatışma halinin son bulmasının gerektiğini belirterek, bölgeyi bir ateş çemberine çeviren Suriye’deki savaşında kalıcı bir barışa kavuşturulması gerektiğini söyledi.
“İslam ümmeti olarak en zor süreçlerden bir tanesini yaşıyoruz”
İçinde bulunulan sürecin zor bir süreç olduğunu ve ümmet olarak çok sıkıntılı bir süreçten geçildiğini belirten Yavuz, “Belki de İslam ümmeti olarak içinden geçtiğimiz en zor süreçlerden bir tanesini yaşıyoruz diyebiliriz. Şu an da can yakıcı anlamda 2 temel sorunumuz var. Bunlardan birincisi memleketimiz içerisinde Kürt illerinde doğu ya da güneydoğuda yaşanan malum çatışmalı süreç, diğeri ise onu besleyen belki de zaman zaman tetikleyen ve ondan bağımsız olarak ele alamayacağımız Suriye’de yanı başımızda yaşanan iç savaş. Bu her iki sorun bu memleketin huzurunu ister istemez kaçırmaktadır. Bu bir gemi ve bu gemide yaşayan insanlar olarak buna bigâne kalamayız.” dedi.
“Kürt sorununa asayiş ve güvenlik sorunu olarak bakıldığı için çözülememiştir”
Türkiye’de Kürt meselesi diye bir meselenin olduğunu ve bu meselenin sadece bir asayiş sorunu olmadığını belirten Yavuz, Kürt meselesine güvenlik ve asayiş meselesi olarak bakıldığı için bu sorunun yıllardan bu yana devam ettiğine vurgu yaptı.
Yavuz sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak ortaya konulacak sağlam reçetelere ihtiyaç vardır. Bunu da her türlü duygusallıktan, ırki fanatizmden uzak, ülkenin birliği dirliği ve beraberliği adına yüzleşmek zorunda olduğumuz bazı hususları hatırlamakta fayda vardır. İşte 80-90 yıl önce üzülerek belirtiyoruz ortaya konulan yanlış politikalar şu andaki sonuçların ortaya çıkmasına sebebiyet vermişti. Esasen yapılan yanlışta budur. PKK veya onun yandaşlarının şu anda yürütmüş oldukları mücadele, yaptıkları tahribat, kaos ve anarşi ortamı yıllar yılı devam eden çözümsüzlüğün bir sonucudur. HÜDA PAR olarak çok net görüşlerimiz var bu konuda. Zaten, bir anlamda siyaset kurumundan beklediğimiz adımlar yerine gelmediği için biz bir siyasi hareket olarak yolumuza devam etme kararı aldık.”
“2 ayrı masa kurulsun…”
Türkiye’de Kürt Meselesinin çözümüne yönelik iki ayrı masanın kurulması gerektiği fikrini yineleyen Yavuz, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Masalardan birinde silahlı örgütle sadece ve sadece silahı bıraktırma gündemiyle bir araya gelinecek. Onun dışında hiç bir şey konuşulmayacak. Çünkü başka şeylerin konuşulması silahlı örgüte hak etmediği bir meşruiyet kazandıracak, hormonal anlamda bir büyüme sağlayacak, bir akreditasyon imkânına sahip kılacaktır. Bir diğer masada ise işte arzetmeye çalıştığım 80- 90 yıllık bu mesele, yani Kürt meselesi siyasi yollarla, silaha başvurmadan, kaosa müracaat ve müsaade etmeden, anarşi ortamını oluşturmadan, aklıselim ve soğukkanlılıkla, bu ülkenin birlik ve beraberliği için, bu üç referansın tekrar hayata geçmesi için bu sorunlarla yüzleşilecek. Başta Kürtçenin ana dilde eğitim hakkı dâhil olmak üzere Allah-u Teâlâ’nın insanlara helaldir, serbesttir dediği ne kadar hak varsa iade edilmesini esas gören ikinci bir masa kurulacak. Ve bu masa da ise toplumun örgütlü bütün kesimleri olacak. Bu konuda elinde planı ve projesi olan herkes olacak.”
“İslam coğrafyasını evimizin içi gibi görüyoruz”
“Ortadoğu olarak bilinen İslam coğrafyasını evimizin içi gibi görüyoruz” diyen Yavuz HÜDA PAR olarak Suriye meselesine yönelik çözüm önerilerini de aktardı. Evin içinde meydana gelen bir huzursuzluğu silahlı bir yöntemle çözmeye çalışmanın herkese zarar vereceğini belirten Yavuz, “Yüzde 100 haklı gerekçelere dayansa bile çözümü silaha endekslersek o zaman bizler de zarar görürüz.” uyarısında bulundu.
Yavuz sözlerine devamla, “Biz buna dair uyarılarımızı yaptık. Evet, Suriye’nin başında halkına zulmeden bir zalimin olduğundan herhalde kimsenin bir kuşkusu yoktur. Fakat yüzde 100 bu konuda haklı da olsak halkın iradesinin yönetime yansıması en masum bir talep olmasına rağmen, burada patlayacak bir bombanın bütün Ortadoğu'ya zarar vereceğini özellikle ifade etmeye çalıştık. Ve o zaman alev küçük iken bir kıvılcım halindeyken bu daha iç savaşa, fitneye, mezhep fitnesine, etnik temeldeki fitnelere sebebiyet vermeden önce bir kova su ile lütfen gelin bu yangını söndürelim diye avazımız çıktığı kadar bağırmaya başladık. Maalesef Türkiye’de siyasi ve ideolojik yaklaşımlar kısır döngüde belirleyici olmuştur. Hâlbuki o zaman söndürülecek olan fitne belki bugün 10 milyonun üzerinde mülteciye, belki Türkiye’de 2. 5 milyonun üzerinde mülteci ve hepimizi insanlığımızdan utandıran anasının sıcak koynundan soğuk denizlere akan bebek cesetlerinin kıyaya vurmasını kahrolarak izliyor olmayacaktık.” ifadelerini kullandı.
“Suriye meselesinde silahsız bir çözümün olması gerekiyor”
Suriye meselesi için çözüm önerilerinin net olduğunu söyleyen Yavuz, silahsız bir çözümün olması gerektiğini belirtti.
Toplantı Sivil Toplum Kuruluşu temsilcilerinin Yavuz’a yönelttiği sorulardan sonra son buldu. (Zeki Aras –İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.