Said El KURDİ
Suriye'de Rus Ruleti
2011'den beri Suriye'de her ne olduysa oldu, en nihayetinde IŞİD denen bir gerekçe türedi veya türetildi. Gerekçe diyorum, çünkü bölgesel bazda planlamalar peşinde koşan tüm aktörler, artık tüm hamlelerini IŞİD üzerinden gerekçelendirmeye başladılar.
Durum öyle bir hal almış ki, Suriye'ye yönelen her aktör, artık kirli bölgesel planlarını IŞİD üzerinden meşrulaştırmaya başlamış durumdadır. Bir zamanlar tüm kötülüklerin kaynağı olarak öne çıkarılan Esad ve rejimi bile artık teferruat hükmüne geçmiş durumda, hatta hala Esad'a vurgu yapan gerekçeler artık inandırıcılığını yitirmiş, demode söylemler olarak görülmektedir.
Amerika, muhalif gruplarla oluşturamadığı alternatif idari yapıyı tesis etmek için IŞİD gerekçesi üzerinden hava koalisyonu oluşturarak doğrudan müdahaleye girişti. Bir yılı geride bırakan hava koalisyonu, ilkin IŞİD'in üstesinden gelebilmek için üç beş yıllık bir süreç öngördü. Ancak sonradan IŞİD'le mücadele sürecinin on beş ile yirmi yıllık bir süreci kapsayabileceğini dillendirmeye başladılar. Amerikan öncülüğündeki hava koalisyonunun IŞİD mevzilerini vurduğu doğrudur. Ancak bunca uzun bir süre öngörmesi, aslında niyetinin sadece IŞİD'le mücadele olmadığı, sıkça dillendirilen yeni bölgesel şekillenmeye odaklandığı gerçeğini gözler önüne serdi.
Amerika'nın, İran ve Rusya ile iş tutan Esad yönetimini temelde istemediği söylenebilir. Ancak alternatif bir yapı tesis edemediği için şimdilik Esad yönetiminin yerinde kalmasını arzuladığı da sır değildir. Fakat uyguladığı politika, Esad'a şimdilik razı olsa da fiili olarak bölünmüş bir Suriye tablosunu kalıcılaştırmaya çalıştığını da zaten herkes görmektedir.
Herkes uzun zamandır Amerika'nın tek başına bölgede ne yapmaya çalıştığıyla ilgili çeşitli senaryolar üzerinde beyin jimnastiği yapmakla meşgul olurken, aylardır Suriye'ye askeri güç yerleştirdiği söylenen Rusya'nın hava bombardımanlarına başlaması, tüm aktörlerin Suriye politikasına adeta çomak sokmaya başladı.
Rusya bu adımla aslında Amerika ve müttefiklerinin değişik alanlardaki operasyonel adımlarına karşı kendince beklenmedik bir hamle yapmış oldu.
Amerika söylem bazında pozisyonunu IŞİD'le mücadele üzerine oturtmuş, ancak öngördüğü uzun erimli müdahale pozisyonu, IŞİD'in güç ve imkânlarıyla hiç de orantılı değildir.
Rusya da doğrudan müdahale gerekçesini “IŞİD'le mücadele” üzerine kurgulamış bulunuyor, ama hedefi temel olarak rejim karşıtı tüm silahlı grupları kapsıyor. Zaten gerçekleştirdiği ilk saldırı dalgasıyla da aldığı saldırı pozisyonunun kimleri kapsayacağını gösterdi.
Asıl önemli olan ise, bundan sonra ne olacağıdır. Evvela bu hamle ile Rusya, Suriye'de kalıcı olacağını gösterdi, bunun zeminini sağlama oturtmuş oldu.
Rusya, artık Amerika'nın Suriye'de ve Ortadoğu'nun genelinde tek başına belirleyici güç olamayacağı mesajını da vermiş oldu.
Rusya'nın Suriye'de bu denli aktif bir tavır almasının elbette Suriye ve Ortadoğu politikası ile ilgisi bulunmaktadır. Ama Rusya'nın başka sorunları da var ve bu sorunlara yol açan karşıt aktörlere Suriye üzerinden vermek istediği başka mesajlar da var.
Rusya'nın Amerika ve Avrupa ile Baltık sorunu var; Ukrayna sorunu var; Kafkasya sorunu var; Rusya'nın Ortadoğu sancısı var. NATO kanalıyla Rusya, Doğu Avrupa, Baltık ve Kafkaslar üzerinden sürekli rakiplerinden zılgıt yiyor. Sıkıştırılıyor, alanı daraltılmaya çalışılıyor. Belki de Suriye'de bu denli agresif bir politikaya yönelmesinin en önemli nedenlerinden birisi de sıkıştırılan diğer alanlar üzerinden rakiplerinden taviz koparmak istemesidir. Suriye'de beklenmedik hamlelere girişen Rusya'nın çatışma anlamında Amerika ile karşı karşıya gelmesi beklenmemelidir. Hatta her iki güç de herhangi bir çatışmanın içine girmekten kaçınır. Uzun zamandır her iki güç de hem Ukrayna krizi, hem de Suriye üzerine anlaşmak amacıyla görüşme trafiği yürüttüler. Görüşme trafiğinin uzlaşmazlıkla sonuçlanması Rusya'ya bu adımı attırdı. Bu adımın Amerika'ya karşı pazarlık anlamında Rusların elini oldukça güçlendireceğini de belirtmek gerekir.
Rusların Suriye'deki hamlelerinden en çok etkilenen sadece Amerikan politikaları olmayacak elbette. Rusların ilk hava saldırısından hemen sonra D.Bakır'a Amerikan savaş uçakları ve askeri personellerinin gelmeye başlaması birbiriyle bağlantılı olsa gerek. Çünkü Rusların ilk hamlesi aynı zamanda Türkiye'ye de önemli mesajlar içermektedir. Rusların bombaladığı alanlar, genelde Türkiye ile işbirliği içerisinde olan muhalif grupların yerleşik bulunduğu alanlar oldu. Türkiye'nin, Amerika ile yılan hikâyesine dönüşse de “Güvenli bölge” oluşturma planları vardı. Rusların bu adımı, Türkiye'nin bu planını fiili olarak bitirdi. Türkiye için endişe kaynağı olan Suriye PKK'sının Amerika tarafından desteklenmesi başlıbaşına bir sorun iken, Putin'in de işbirliği anlamında Suriye PKK'sına göz kırpması ve kendilerinin de Rusya ile “IŞİD karşıtı mücadeleye” katılabileceklerini açıklamaları, sorunu daha da karmaşık hale getirecektir. Bu durum, Türkiye ile Amerika'yı belki biraz daha birbirine yaklaştırsa da, artık klasikleşen Türkiye tezlerinin Suriye sahasında çok da karşılık bulmayacağı söylenebilir.
Her halukârda Rusların Suriye'de giriştiği bu durum, Amerika ile varılabilecek bir anlaşma ile neticelenmezse, Ortadoğu artık iki kutuplu bir çatışmanın pençesinde kıvranma alanı olarak uzun yıllar kalacaktır.
IŞİD mi? Filler bölgede tepinme ihtiyacı duyduğu müddetçe IŞİD var olmaya devam edecek; Mevcudiyetleri IŞİD'in varlığına endekslenen newzuhur yapılar, bilhassa “devrimci tayfalar” bir şekilde gönüllü lejyonerliğin sığ sularında yüzmeye devam edeceklerdir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.