Yanı başımızda Suriye’ de insanlık tarihinin en büyük dramlarından birisi yaşanıyor. Korkunç bir zülüm ve vahşet dalgası her tarafı kasıp kavuruyor. Doğrusunu söylemek gerekirse önceleri sadece Esed’in zulümlerinden bahseder dururduk. Bugün ise Suriye’nin büyük çoğunluğu muhaliflerin ellerindedir. Ama maalesef muhacirlerin anlattıklarına bakılırsa şu anda birçok şehirde halk önceki hali arar olmuş durumda.

Çünkü Suriye’de şu anda can ve mal emniyeti yok. Kanun ve nizam yok. Elinde silahı ve gücü tutan, her istediğini yapabiliyor. Halk aç, susuz ve perişan. Bir umutla komşu ülkelere koşuyorlar. İlk akla gelen ülke de Türkiye oluyor. Çünkü kapılarını mültecilere en rahat bir şekilde açan ülke Türkiye’dir.

Her kesin bildiği gibi bu AK Parti hükümetinin bir politikası. AK Parti’nin bu politikasının olumlu tarafları var, olumsuz tarafları var. Olumlu tarafı insancıl bir politika olmasıdır. Darda ve sıkıntıda olan, vatanlarını, mallarını, dost ve yakınlarını bırakıp ülkemize sığınanlara kapılarımızı kapatmak hiç kuşkusuz insancıl bir davranış olamaz, İslami bir davranış ise asla olamaz. Buraya kadar her şey normal gözüküyor.

Ancak problem AK Parti hükümetinin bu muhacirleri ülkeye alıp hiçbir sorununa sahip çıkmamasıdır. Bugün gayri resmi rakamlara göre Türkiye de 5 milyon Suriye’li var. Bunların çok azı, tahminen 150-200 bin kadarı hükümetin oluşturduğu çadır kentlerde kalıyor. Hükümet sadece çadır kentlerde kalanlara sınırlı yardımda bulunuyor. Geriye kalan 4-5 milyon Suriye’li ise başta Gaziantep, Kilis, Hatay, Şanlıurfa, Mardin ve Diyarbakır olmak üzere Türkiye’nin bütün illerine dağılmış durumda.

Bunlara devlet hiçbir imkân sağlamıyor. Tamamıyla kendi imkânlarıyla tuttukları banyosu, tuvaleti, sıvası, kapı ve penceresi olmayan tek göz dükkânlarda fahiş kiralarla oturuyorlar. Doğrusunu söylemek gerekirse, az sayıdaki vicdanlı vatandaşlarımızın yaptıkları yardımları istisna yaparsak, geri kalan halkımızın büyük çoğunluğu maalesef bu Suriyelilerin mağduriyetini kendileri için fırsata dönüştürme çabasındalar.

Normal şartlarda 50 liraya kiraya veremeyecekleri bu döküntü ambarlarını Suriyelere 300-400 liraya kiraya veriyorlar. Kirası bir yana bu ambarlar son derece sağlıksız, inanın insanların kalabileceği mekânlar değil. Ama Suriyeliler çaresiz, çoluk çocuk, kadın ve kızlar dışarıda kalmaktansa bu fahiş kiraları vererek bu ambarları kiralıyorlar.

Aylık 300-400 lira kira + elektrik su parası, ekmeği, yağı, tuzu, şekeri ile bakmak zorunda oldukları gurbet diyarında bir aile. Nice hallerini anlatırken hıçkırıklar içinde gözyaşı dökenleri dinledim. Yüzde doksanı bir ekmeğe muhtaç halde yaşıyor.

Birçok fabrikaya işçi lazım ama devlet, çalıştırılan işçi başına işletmeciye 7.612 TL idarî para cezası verdiği için hiçbir işletmeci Suriyelileri çalıştırmaya cesaret edemiyor. Yapabildikleri tek iş, inşaatlarda amelelik yapmaktır. Ancak o da yasak. Dil bilmedikleri için ellerinden başka bir iş de çoğu zaman gelmiyor.

AK Parti hükümeti bu muhacirlerin geçim sorununa acilen bir çözüm bulmalıdır. Çünkü bu insanları bu ülkeye alan her ne sebeple olursa olsun AK Parti hükümetidir. Bu insanların ne yaptıklarını, ne yiyip içtiklerini, hangi sorunları yaşadıklarını takip etmek zorundadır. Bu insanlar toprak yiyecek değiller her halde. Çalışmaları yasaksa niye bu ülkeye aldın. Çalışmalarını yasakladıysan o zaman hiç olmazsa onlara barınma ve asgari yaşam koşullarında yiyecek ve giyeceklerini ver. Çalışmalarını yasaklıyorsun, ihtiyaçlarını karşılamıyorsun. Peki, evlatları, bebeleri, kadınları ve kızları aç ve perişan bir babanın, 20 yaşındaki bir genç delikanlının, neler yapabileceğini, hangi suçlara bulaşabileceğini tahmin edebiliyor musunuz?
Açıklıkla buradan ilan ediyorum, eğer Suriyelilere çalışma izni verilmezse çok kısa bir süre sonra Türkiye’de hırsızlık, gasp, soygun, adam yaralama, öldürme ve fuhuş gibi suçlarda büyük bir patlama olacaktır. Suriyeliler bu suçları işlemeye başlayınca Türkiye vatandaşları ile onlar arasında büyük problemler yaşanmaya başlanacaktır. Halkın bir kısmı zaten şu anda Suriyelileri istemediklerini açık açık söylüyorlar ve onlara bahane arıyorlar. Onlar bu suçları işlemeye başlayınca, artık siz her gün izleyin kavga ve gürültüleri. İnanın emniyet teşkilatı şimdiki halinden çok daha fazla mesai yapmak zorunda kalacaktır.

Suriye’de zulüm ve savaş uzadıkça ülkemize gelen mülteci durumundaki Suriyelilerin sayısı da artmaya devam edecektir. Suriye’deki savaş kısa sürede biteceğe de benzemiyor. Bu durum Suriyelilerin ülkemizde kalma sürelerini de artıracaktır kuşkusuz. Onların kalma süreleri artıkça daha çok çalışma ihtiyacı hissedeceklerdir. Peki, AK Parti onların çalışmasını yasaklamakla ne yapmak istiyor? Yeni suç makineleri mi üretmek istiyor acaba? Yoksa bizdeki suç makineleri yeterli değil mi?

haberdiyarbakır