Suriyeli vatandaş sanatıyla Mardin'den dünyaya açılmak istiyor
Ülkesindeki iç savaş nedeniyle Türkiye’ye yerleşen ressam Abdullbasit Mahmut, sıra dışı mesleğini sürdürdüğü Mardin'den dünya açılmak istiyor.
Suriye'de devam eden iç savaştan kaçarak Mardin'e gelen Suriyeli ressam ve hat sanatçısı Abdullbasit Mahmut’un marifeti dudak uçuklatıyor.
Suriye Şam Üniversitesinde Resim bölümünü bitiren Mahmut, cam kavanozların içine renkli kumları dökerek işlediği sanatının yanında pirinç tanesine İhlas Suresi, makarna tanesine de Ayet-el Kûrsi gibi yazabiliyor.
Şam'da öğrendiği mesleğini kiraladığı bir dükkânda ekmek parası için sürdürmeye çalıştığını belirten Abdullbasit, bu şekilde 5 kişilik ailesinin geçimini sağladığını aktardı.
Sanatı hakkında İLKHA’ya açıklamalarda bulunan Abdullbasit Mahmut, severek yaptığı mesleği ile dünyaya açılmak istediğini söyledi.
Atölye desteği beklediğini de belirten Abdullbasit Mahmut, “Hedefim, yaptığım eserler ile Türkiye’yi dünyada daha fazla tanıtmaktır.” dedi.
“Mesleğimi devam ettireceğim”
Suriye’de iç savaş başladıktan sonra 2013 yılında Nusaybin’e, ardından Kızıltepe’ye yerleştiğini söyleyen Abdulbasit Mahmut, kum sanatının anavatanın Ürdün olduğunu ve kendisinin bu mesleği öğrenmek için üniversite okuduğunu söyledi.
Mahmut, “Bu mesleği yapabilmek için ressam olmanız gerekir. Ressam olmayan biri bu mesleği icra edemez. Buna kum sanatı deniliyor. Bu kum, camdan yapıldığı için pahalıdır. İlk önce tek çeşit kum getiriyorum ve sonra kuma farklı renkler vererek sarı, kırmızı, yeşil, siyah, mavi şeklinde yapıp şişelerin içerisinde kumla resim yapıp isimler yazdırıyorum. Her isteğe ve verilen siparişe göre yapıyorum. Türkiye’ye gelmeden önce Şam’da dükkânım vardı, orada bu mesleği yapıyordum. Türkiye’ye gelince de bu mesleğimi devam ettirdim. Bu kum sanatı Türkiye’de sadece bir iki kişi yapıyor, oda Antalya’da yapıyorlar. Ama bu bölgede benden başka bu mesleği yapan yok.” diye konuştu.
“Gözüyle görmeyen inanmıyor”
Cam şişeler içerisinde kumla resim yaptığını görenlerin hayretler içerisinde kaldığını belirten Mahmut, konuşmasına şöyle devam etti:
“Birçok müşterim gözleriyle, yaptığımı görmeseler benim yaptığıma inanmıyor. Birçok kişi bu resimlerin hazır geldiğini söylüyor. Onların yanında yaptığımda artık benim yaptığıma inanıyorlar. 3 çocuğum var ve 5 nüfusuz. Elhamdülillah Allah rızkımızı gönderiyor, geçimimizi bununla sağlıyoruz. Dükkân ile ev ikisi de kiradır. Türkiye vatandaşı olduğum için Suriyelilere tanınan imkânlardan doktor, ilaç ve kendilerine yapılan hiçbir yardımdan faydalanamıyorum gene de Allah’a şükür bu meslekle geçimimizi sağlamaya çalışıyoruz. Türkiye gerçekten çok güzel, buranın insanları da çok iyi. Biz muhacirdik sizde Ensar oldunuz ve bizi barındırdınız buradaki insanlardan memnunuz.”
“Sanatımı Türkiye üzerinden dünyaya tanıtmak istiyorum”
Bu mesleği daha da genişletmek için bir atölyeye ihtiyacının olduğunu aktaran Abdulbasit Mahmut, bu konuda yetkililerden yardım beklediğini dile getirdi.
Mahmut, “Bu yaptığımız meslek turistlere yöneliktir. Şam’da bu mesleği yaparken turistler ve cumhurbaşkanları dahi yanıma geliyorlardı. Bir ara Dubai’de de bu mesleği yaptım. Sürekli turistlerin arasındaydım. Sürekli turistlerin arasında kaldığım için kendimi geliştirdim. İngilizce, Rusça, Farsça, Arapça, Kürtçe ve Türkiye’ye geldikten sonra yavaş yavaş Türkçeyi de öğreniyorum. Bu mesleğinde dışında da Arapça hattatlığım var. Birileri bize sahip çıkarsa bunu daha çok geliştirebilirim. Türkiye üzerinden dünyaya tanıtmak istiyorum. Şam’da bu mesleği yaptığımda kimse bize sahip çıkmıyordu. İnşallah burada devlet yetkilileri bize sahip çıkar, bizde Türkiye’yi temsilen bu mesleği dünyaya tanıtırız.”
“Pirinç ve makarna tanelerine ayet ve sureleri yazıyorum”
Kum sanatının yanında pirinç ve makarna taneleri üzerine ayet ve kısa süreleri yazdığına dikkat çeken Mahmut, son olarak şunları söyledi:
“İhlas süresinin hepsini bir pirinç tanesinin üzerine yazıyorum. Ayet-el Kûrsi’yi makarna üzerinde yazıyorum. Hattat olduğum için bunları yazabiliyorum. Hattat olunmasa pirinç üzerinde yazı yazmak çok zordur. Sonra ayet ve sure üzerinde yazdığım pirinç tanesini şişeye koyuyorum. Çeşit çeşit renklerden oluşan yağları var, onu da şişeye koyuyorum ve içerisine gülleri de koyarak kolye ve anahtarlık şeklinde yapıyorum. Birçoğu bunları kendi arabalarında bulundurmak için alıyorlar.”
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.