Suriyelileri mutlaka Türkiye’den çıkarmak zorundayız
Yerel seçimlerde yapılacak çalışmalar kapsamında Bitlis’e gelen İYİ Parti Mersin Milletvekili Behiç Çelik, hükümetin politikalarını eleştirerek, Suriyelileri mutlaka ama mutlaka Türkiye’den çıkarılması gerektiğini savundu.
İYİ Parti Mersin Milletvekili Behiç Çelik, bir dizi temaslarda bulunmak üzere Bitlis’e geldi. Parti il binasında, teşkilatlarıyla bir araya gelen Çelik, burada gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Hükümetin Suriye politikasını eleştiren Çelik, parti olarak Suriyelileri, Türkiye’den gönderilmesi taraftarı olduklarını ifade etti.
Çelik, "Milli güvenlik meselemiz var. Derhal ve acele olarak, biz İYİ Parti olarak Suriyelileri, Suriye’de güvenli alan oluşturarak, Türkiye’den hepsini oraya göndermemiz gerektiğini savunuyoruz. Genel başkanımız Meral Akşener, ‘Biz Suriyelilerle kendi memleketlerinde, Hama’da, İdlib’de gideceğiz oralarda Cuma namazını onlarla orda kılacağız.’ dedi. Burası Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ülkesidir. Böyle gelip de 4 buçuk milyon, şimdi 3 milyon 600 bin diyorlar en son resmi rakam ama sayamadıkları yüz binlerce insan var. Bunların ne olduğu da belli değil. Ne oldukları belli olmayan binlerce insan var. Kayıtları da tutmadıkları için kimin ne olduğu belli değil. Hepimiz yaşadığımız ortamda, can ve mal güvenliğimizin büyük tehdit ve tehlike altında olduğu kesin ve açıktır. Onun için biz Suriyelileri mutlaka ama mutlaka Türkiye’den çıkarmak zorundayız. Türkiye Cumhuriyetinin kanunları sana geçerli, size geçerli, bana geçerli, ama Suriyeliye geçerli değil. Sağlıkta, iş hayatında öyledir. Vergi yok, ilaç parası yok, katkı payı yok, hiçbir şey yok. Bunlar nasıl bir insan böyle? Nasıl biz burada onları barındıracağız? Bunun Ensar ve muhacirle açıklanması da mümkün değil." diye konuştu.
"Gelirin 16 yıldır çarçur edilmesi sonucu kriz ortaya çıktı"
Hükümete eleştirilen yöneltmeye devam eden Çelik, "Şunu bilmenizi isterim. Milli servetin, gelirin 16 yıldır çarçur edilmesi sonucu kriz ortaya çıktı. İnsanlar çalışıyor, herkes üretiyor. Ziraatçı, hayvancı, seracı, esnaf, sanayici, ulaştırmacı üretiyor. Hepsi toplanıyor. Bunların içinden bir ölümü tasarruf oluyor. Yani bizim gibi ülkede 100 liranın 20’si tasarrufa gider, buda yatırıma gider. Böylece yeni fabrikalar, yeni atölyeler, işyerleri, artan nüfusumuzu iş sahibi yapacak yeni üretim alanları açılır. Ama 16 yıldır betona yatırdılar parayı. Bunlar iktidara geldiği zaman İstanbul 10 milyondu, şimdi 17 milyon oldu. Tekirdağ, Kocaeli ile birleşti. Bu iktidar 16 yılda ülkeyi iktisaden betona ve ranta gömdüğü için, kendi adamlarına oluk gibi para akıttığı için böyle bir fakirleşmenin içerisine girdik. Gençlerimiz iş sahibi olamadılar, dolayısıyla evlenemediler, toplumsal düzen de bozuldu. Bunlar hepsi birbirini tetikleyen meselelerdir." dedi.
"Türkiye’de adalet teşkilatına güven yüzde 20’nin altına düştü"
Çelik, şunları söyledi: "Tasarruf oranı geçmiş hükümetlerde yüzde 20’nin altına hiç düşmedi. Bugün yüzde 11’dir. Yüzde 11 demek, yatırım yok demektir. Güven endeksi diye bir kavram var ekonomide. Güven endeksi yüzde 75 ve yukarısı olursa o ülkede yatırım yapılabilir anlamına gelir. Yerli yatırımcılar, müteşebbisler, yüzde 75’in üzerinde bir rakam gördüğü zaman, yatırıma elverişlidir kararı verilir. Bu çok önemlidir. Ama yüzde 58 şu anda. Türkiye kurumlarına güven yerlerde sürülüyor. Adliye teşkilatlarına güven yüzde 20’lerin altına düşmüş. Türk Silahlı Kuvvetlerine güven her zaman yüzde 95-100 durumundaydı. Yüzde 70 küsurlarda. Emniyette öyle."
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.