Sürüden Ayrılan Koyunu Kurtlar Kapar

Sürüden Ayrılan Koyunu Kurtlar Kapar

Hamd alemlerin Rabb`ine, sonsuz salât ve selam alemlerin sultanı Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa (sav.)`in üzerine olsun.

İslam’da ibadet mütevaziliğin en son noktası ve Allah’ın (c.c) yüceliğini hissetmenin zirvesidir. Allah’ın (c.c) yarattıklarının kendi aralarındaki ilşkilerinde ibadetin  büyük tesirleri olduğu gibi ibadet, yaratılan ile yaratıcı arasındaki  bir bağlantı merdivenidir. Bu konuda, ıslam rükünleri olan namaz, oruç, zekat ve hac ile insanın yerine getirmekle yüce Allah’ın (c.c) rızasını amaçladığı ve O’nun dinine yöneldiği diğer ameller arasında fark yoktur. Islam mantığı hayatın bütün safhalarını ibadet ve itaatler geçirilmesini gerektirir.yüce Allah(c.c) şu ayetinde bunu ifade ediyor:
 

“Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım. Beni beslemelerini de istemiyorum. Doğrusu rızk veren, mutlak kudret ve kuvvet sahibi ancak Allah’tır.(Zâriyat 55-58)

“De ki, şüphesiz benim namazım, ibadetim, hayatım ve ölümüm hep alemlerin Rabb’i Allah içindir. (En’am 162)

İbadetinde Müslüman olmam şöyle etmemi  gerektirir:

İbadetlerimde direkt olarak Allah’a (c.c) bağlı olmam lazımdır.bu, ibadetteki İhsan derecesidir. Hz. Peygamber’e “İhsan nedir?” diye sorulunca şöyle buyurmuştur:

“İhsan, Allah’ı(c.c) görüyormuşçasına ibadet etmendir. Eğer O’nu sen göremiyorsan bile, o seni görüyordur.”(Muttefeku-n Aleyh)

Günümüzde insanın takva sahibi İbadetlerimde İhsan sahibi olması kolay değildir. Bunları yapabilmesi için belli bir kuruma, derneğe, önder olmuş büyük alimlere yada belli bir cemaate bağlı olup O’nun verdiği hükümleri koyduğu kuralları hayatında uygulaması gerekir. Kişi, yaşantısındaki önemli kararları ve hükümleri İslam

Şeriatı’na göre vermesi için ya çok okumuş Âlim olması gerekir, yada bağlı olduğu kuruma veya cemaate danışması gerekir. Demem şu ki:

Ya başkalarının ipini çekebilecek kadar Âlim olmalı,  yada kendisini başkalarının ipine brakmalı. Çevremizde de çoğunluk Âlim olmadığından kendimize reh er edinmemiz gereken büyük insanlar yada belli bir cemaat olmalıdır. Çünkü biz Peygamber Efendimiz (sav) in döneminde yaşamıyoruz, bizler sahabeler gibi sıkıştığımız, bilgimizin yetersiz kaldığı zamanlarda hemen O’na koşamıyorz. Hayatımızda O’nun gibi büyük bir şahsiyetle beraber hayat sürdürüp Dünya ve ahiret mutluluğuma o şekilde sahip olamayız.

Doğu’da ve Batı’da kutuplaşmış yıkıcı güçlerin İslâmi  hareketi ortadan kaldırmaktan

Başka gayesi olmayan entrikaları karşısındamüslümanların sarp bir kaya gibi dimdik durması gerekir. Burada müslümanların bütün hepsinin bu Savaşta konumlarını

belirlemeleri gerekir. Şâyet İslam safında değiller ise Allah ve ıslam düşmanlarnın

Yardımcıları olmalarından ALlah’a (c.c) sığınırız ve onlara Allah’ın (c.c) şu âyetini hatırlatırız;

 “O kimseleri görmez misin ki Allah’ın (c.c) gazap ettiklerini dost edinmektedirler. Onlar sizden ve onlardan da değillerdir. Bildikleri halde yalan yere yemin ederler, şeytan onları kaplamış Allah’ı zikretmeyi onlara unutturmuştur. İşte onlar şeytanın ordusudur (Hizbuşeytan). Dikkat edin şeytanın ordusuna. Onlar hüsrana uğrayanlardır. Allah’a ve Resûl ‘üne muhalefet edenler (cehennemde) en aşağıda olanlarla beraberdirler. Allah kendisinin ve Elçisinin galip geleceini yazdı. Allah Aziz ve güçlüdür. Hiç allah’a ve ahiret gününe îman bir kavmi  Allah’a ve Resül’üne muhalefet edenlere,onların babaları, oğulları, kardeş ve âşiretleridahi olsa sevgi beslediklerini göremezsin. Allah katında onları desteklemiş, ebedi olarak kalacakları , altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacaktır. Allah onlardan razı, onlar da Allah’tan hoşnut olmuşlardır. İşte onlar Allah taraftarlarıdır (Hizbullah). Gerçek kurtuluşa erecek olanlar Allah taraftarlarıdır”(Mücadele 19-22).

Yine Resûl-ü zîşan efendimiz (sav) cemaatin öneminden bahsederken şöyle buyurmuşlardır:

“Şeytan insanın kurdudur.  Tıpkı koyunlara saldıran kurt gibi. Sürüden ayrı olan koyunu kapar. Tek yaşamaktan sakının, cemaatle birlikte olun.”

Eğer dünya bir tarla ise; insanlar o tarlanın nimetlerinden faydalanan koyunlardr.

Sürünün çobanı, Hz. Muhammed Mustafa (sav)’dir. Biz bir koyün olarak bize rehberlik yapan çoban ile beraber sabah yola çıktığmız gibi  ayn şekilde O’nunla dinlenip, O’nunla su içmeye gidersek aynı şekilde O’nunla sağ sâlim ağılımza  dönebiliriz. Aksi takdirde; çoban yok sayıp daha fazla otlamak için  sürüden ayrılırsak kurtlara yem oluruz.

ÇÜNKÜ; SÜRÜDEN AYRILAN HER KOYUNU KURTLAR KAPAR !!!

Zeynep Dündar / Şırnak (Cizre) - Yaş: 16

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.