Sütünü satamayan yetiştiriciler zor günler yaşıyor

Sütünü satamayan yetiştiriciler zor günler yaşıyor

Bölgenin temel geçim kaynağının hayvancılık olduğunu belirten Bingöl Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı, hayvan yetiştiricilerinin sütlerini satacak pazar bulamadıkları için zor günler yaşadığını söyledi.

Bingöl Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Doğan Koç, Bölgenin geçim kaynağının hayvancılık üzerine kurulduğunu belirterek, bölgenin zorlu kış mevsimi ile birlikte, hayvan yetiştiricilerinin sütlerini satacak pazar bulamadıkları için zor günler geçirdiğini belirtti.

Bölge hayvancılığı ve yetiştiricilerin karşılaştığı sorunları İLKHA’ya değerlendiren Bingöl Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Doğan Koç, zor günler yaşayan yetiştiricinin yaşadığı sorunlarının giderilmesi için devlet desteğinin artırılması gerektiğini vurguladı.

Eskiye nazaran sayı olarak hayvancılıkta azalma olduğunu ifade eden Koç, Ancak hayvan sayısı azalsa da yeni hayvanların ırk ve cins sebebiyle süt veriminde geçmişe göre daha iyi olduğunu söyledi.

 “Bölgemizde yetiştirici süt desteğini alamıyor, sadece buzağı desteği alıyor”

Bu bölgede yetiştiricinin süt desteğini alamadığını söyleyen Koç, “Sadece buzağı desteği alıyor. Bu da 2017 için 750 TL olması iyi ama bu işin bürokrasi kısmı sıkıntılıdır. Dolayısıyla Veteriner hekimlerin, Tarım il Müdürlüğü ve birlik olarak bizlerin vatandaşa bu konuda yardımcı olmamız son derece önemlidir. Buzağıların zamanında küpelenmesi ve aşı yapılması gerekiyor ve tüm bu işlemlerin ardından vatandaş 2017’in 5'inci ayında 350 TL alacak. Aşısı yapılmamış küpesi vurulmamış hayvanlar destek almayacak. Bu konuda ciddi çalışmamız gerekiyor. Vatandaşın hak ettiği değeri alması gerekiyor.” dedi.

“Yetiştiriciler bürokrasi işlemlerinde çok sıkıntı yaşıyor”

Bölgemizde kış aylarının uzun sürmesi yetiştiricilerin sıkıntı yaşamasına neden olduğunu ifade eden Koç, “Bölgemizde beş aya yakın bir kış sezonu var, bölgemizde yüzde 53 oranında hayvancılık yapılıyor. Coğrafi sebeplerden dolayı tarımın olmaması ve vatandaşın bitkisel tarımı satın alması aleyhine olan bir işlemdir. Bölgemizin insanlarını hayvancılığa teşvik etmemiz gerekiyor. Bürokrasi işlemlerinde STK olarak bizler, vatandaşa elimizden geleni yapmamız gerekiyor. Vatandaşı küstürmememiz gerekiyor. Onların önünü açmamız lazım.” ifadelerini kullandı.  

“Yetiştirici sütünü satamıyor”

"2006-2007 yılında biz birliği kurarken, Bingöl’de yerelde bir sanayi vardı" diyen Koç, “Hayvan ürünleri üzerine kurulan beş yerel fabrika var ve bu fabrikalara süt veriliyor, buna rağmen sütümüz şu an satılmıyor. Geçmişe göre hayvan sayısı düşse de, hayvan ırkında kalite ve verimin artmasıyla beraber süt artışı oldu. Yetiştirici sütü pazarlamada sıkıntı yaşıyor. Bingöl’de birlik olarak 2012-2014 yıllarda sütümüzü SÜTAŞ’a veriyorduk. Şu an sütümüz tanklarda bekliyor, satamıyoruz, yetiştirici bu manada ciddi sıkıntı yaşıyor. Geçmişte sütün kilosu 50 kuruş iken şimdi 1.1 TL’den satılıyor. Şu an sütü alıp işleyecek bir işletme yok.” ifadelerini kullandı.

“Bölgede huzur her şeye olumlu katkı yapar”

Bölgede yaşanan üzücü olaylar nedeniyle büyükbaş hayvancılığının zarar gördüğünü söyleyen Koç, şunları söyledi:

“Vatandaş bitkisini rahat ekip sulayamıyor. Kırsal kesim de bu manada rahat hareket edemiyor. Bölgede huzur her şeye katkı yapar. Olaylar herkesi bir şekilde etkiliyor. Huzurun olduğu yerde gece-gündüz hayat canlı olur. Ülke olarak birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var.”

Bölgede hayvancılığın tam olarak canlanması için yetiştiricinin, hayvansal ürünlerini satabileceği bir pazar olması gerektiğinin altını çizen Koç, aksi halde önünü göremeyen yetiştiricinin bu sektörü bırakmak zorunda kalacağını söyledi.

“Süt satamıyorsak hayvancılık yapmanın da bir anlamı yoktur”

Bingöl bölgesinin milli projede etçil olarak geçtiğini ifade eden Koç, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Eğer vatandaş sütünü satamıyorsa besicilikte yapamaz. Bölgenin hayvancılık açısından gelişmesi, canlanması ve bitkisel ürünlerin ekilmesi için vatandaşın sütünü satabileceği bir Pazar olması gerekir. Devlet verdiği teşvikin bir alt yapısı yoksa hiçbir anlamı kalmıyor. Sonuçta vatandaş; üretecek, satacak ve karşılığını da görmek ister. Şimdi yetiştiriciler olarak, süt satamadığımız için bir bunalım içindeyiz. Süt kilosu şuan 1500 TL olması gerekirken, 1100 TL’den satıcı bulamıyoruz. Süt satamıyorsak hayvancılık yapmanın da bir anlamı yoktur. Süt ve benzeri ürünleri satabilmemiz lazım.”

“Hayvancılığın gelişmesinde bitkisel ürünlerin üretimi çok önemli”

“Hayvancılık yapanlar işini severek yapmalı.”  diyen Koç, şunları söyledi:

“Bitkisel üretim de çok önemlidir, yetiştiricinin bitkisel üretim de yapması lazım. Yetiştirici kışın yem bitkilerini almaması lazım. İlkbahar ve sonbaharda temin etmesi gerekiyor. Hayvancılığın gelişmesinde bitkisel ürünlerin yeri çok önemli. Yetiştirici yüzde doksan hazır yem alıyor.  Yonca, mısır (sılaç) ve benzeri bitkiler ekilmiyor, bu kültür bizde çok az.”

2017 Milli tarım projesi kapsamında buzağı ve dana başı 750 TL destek sağlanacak”

Koç, konuşmasında, “Bölgemiz milli projede etçi (mera hayvancılığı) diye geçiyor.2017'de 10 ile 200 baş hayvan besleyenlere yüzde30 düve desteği verilecek. Başbakan açıkladı, milli tarım projesi kapsamında 22 il içerisinde Bingöl olmak üzere yüzde 30 düve ve buzağı desteği olacak. Yeni doğan dana ve buzağıya 750 TL destek sağlanacak.  Hayvancılık bu bölgenin olmazsa olmazıdır. Üretim kültürümüzü geliştirmemiz lazım. Diğer taraftan vatandaşın devlet kurumlarında yaşadığı bürokrasi engelinin de kalkması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.  (Nihat Kanat-İLKHA)

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.