M. Zülküf YEL
Taylan Antalyalı, Galatasaray Kulübü ve Milli Takım
Türkiye’de sapkınlık yavaş yavaş normalleştirilmeye çalışılıyor.
Farklı kulvarlarda ve farklı yöntemlerle toplumumuz bu rezalete alıştırılmaya ve karşı duruş refleksi öldürülmeye çalışılıyor.
“Onur” adı altında her türlü onursuzluk ve rezillik normalleştirilmeye çalışılıyor.
%99’u Müslüman denilen bir ülkede akıl almaz gelişmeler yaşanıyor.
Türkiye’nin tanınmış bir futbol kulübünde top koşturan Taylan Antalyalı isimli bir şahıs, futboldaki popülaritesini kullanarak gençlerimize sapkın bir fikrin sempatisini aşılamaya çalışıyor. Daha da vahimi, top koşturduğu Galatasaray kulübü, bu şahıs ve yaptığı eylemin tartışıldığı bir dönemde sosyal medya hesabında mezkûr şahsın fotoğrafını, “büyük bir aileyiz”, notu ile paylaşıyor.
Galatasaray’dan aksi yönde bir açıklama gelmediğine göre, yönetimin bu paylaşımdan rahatsız olduğu söylenemez. Ulusal bir futbol takımının ortaya koyduğu bu fotoğraf, bu sürecin geldiği vahim noktayı gösteren alametlerden birisidir.
Yapılan paylaşımda kastedilen aile hangi ailedir? Yoksa Galatasaray camiasının tamamı LGBTİ destekçisi olarak mı gösteriliyor? Camianın yönetimi kendisini böyle mi görüyor? Bu takıma destek veren milyonlarca vatandaşımız ve taraftar, LGBTİ destekçisi midir? Böyle bir imaj vermeye kimsenin hakkı var mı? Milyonlarca taraftar ve vatandaşın, Galatasaray’a söyleyeceği bir çift sözü yok mu?
Gelelim milli takıma…
Bir milli takımın o ülkede yaşayan tüm insanları temsil ettiği varsayılır. En azından o ülkede yaşayan çoğunluğun renkleri ve hassasiyetleri ile uyumlu bir fotoğraf vermesi beklenir. Uç noktalardaki bir sapkınlığa destek veren bir şahsın, ulusal bir takımda ne işi olur? Yoksa bu yolla bütün bir milleti sapkın olarak mı göstermek istiyorsunuz? Sapkınlığa destek veren bir futbolcu bu milleti temsil edemez ve temsiliyet konumunda olan bir takımın kadrosunda yer alamaz. Siz hangi hakla bir milleti, bir halkı töhmet altında bırakırsınız?
Hem Galatasaray’ın hem de milli takım yetkililerinin kamuoyuna bir açıklama yapma borcu vardır ve derhal bu konuda milletin beklentileri ile uyumlu bir duruş ortaya koymalıdırlar.
LGBTİ topluluğunun yaptığı etkinlikler, sıradan bir sapkınlık olarak görülemez. Millet olarak çok boyutlu küresel bir komplo ile karşı karşıya olduğumuzu bilmeliyiz. Asrımızda bir İslam toplumunu içeriden işgal ve tahrip etmenin, ele geçirmenin en tehlikeli yollarından birisi, sapkınlığı yaygınlaştırmaktır. Bu sorun basit bir sapıklık eğilimi olarak değil, küresel boyutları olan ve bir ulusun geleceğini tehdit eden bir milli güvenlik sorunu olarak ele alınmalıdır. İnsanlık, küresel bir terör dalgası ile karşı karşıyadır. İnsanlığın geleceğine dönük ciddi bir tehdit söz konusudur. Özellikle halkı Müslüman olan ülkeler büyük bir tehdit altındadır.
Küresel şer güçler, bu sapkın oluşumlara inanılmaz miktarlarda paralar akıtmaktadır. İki fakir gencin sapkın evlilik altında bir araya getirilmesi ve sözde düğünlerinin Boğaz’da yapılması ve büyük paraların harcanması örneği bile, başlı başına bu konuda bize fikir vermektedir.
Bu oluşumların küresel uzantıları olduğu gibi içeride de destekçileri vardır. Siyasetten bürokrasiye, iş dünyasından medyaya kadar birçok yerde yuvalanmış durumdalar. Şimdi de kitleler nezdinde popüler olan futbol üzerinden meşruiyet kazanmaya çalışıyorlar. Bu tür faaliyetler, organize terör faaliyetleri kapsamında değerlendirilmeli ve dernek adı altında yuvalandıkları mekânlar kapatılmalıdır.
Bir futbol takımının ve milli takıma çağrılan bir futbolcunun ortaya koyduğu fotoğraf bu konuda karşı karşıya olduğumuz tehlikeyi göstermektedir. Bu hadise küçümsenmemelidir. Geç olmadan gereken tedbirler alınmalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.