Taziye yemekleri çağrısı karşılık buldu
Son yıllarda büyük bir külfet haline gelen taziye yemekleriyle ilgili yapılan çağrılar karşılık buldu.
Mardin'in Kızıltepe ilçesinde faaliyet yürüten İslami sivil toplum kuruluşlarının (STK) taziye yemeklerinin kaldırılması için yaklaşık 3 ay önce başlattığı ve İl Müftülüğünün de destek verdiği kampanya amacına ulaştı.
Annesi vefat eden Molla Abdüllatif Nakşioğlu, STK'ların çağrısına uyarak sadece uzaktan gelen misafirleri evinde ağırladı. Mevlit yemeği veya diğer adıyla taziye yemeği vermediğini belirten Nakşioğlu, birçok insanın faize bulaşarak karşılamaya çalıştığı bu yemeğin israf olduğunu, israfın da haram olduğunu söyledi.
Taziye geleneğinin İslami bir nimet olduğunu dile getiren Nakşioğlu, beğendiği bu geleneğin çok güzel olduğunu dile getirdi. Nakşioğlu, "Bir kişi vefat ettiğinde tüm akraba, dost, çevre bir araya gelip taziye sahibinin acısı hafifletiliyor. Yalnız, taziyelerde İslam'a uygun olmayan bazı adetler vardır. Ne kadar söylüyorsak kaldırılamıyor. Taziye sahipleri yapılan yemek ve masraftan dolayı maddi olarak sıkıntı, eziyet ve cefa çekiyor. Bazılarının durumu iyidir, yapılan yemek masrafını karşılayabilir ama bazı taziye sahiplerinin maddi durumu düşüktür, taziyede verilecek yemeğin derdine düşüyor. Biz sürekli söylüyoruz ama yetersiz kalıyoruz. Bu konuda herkesin bize yardımcı yardımcı olmasını istiyoruz." dedi.
"Taziye yemeği büyük bir eziyet, zahmet ve israftır"
Taziye geleneğinin birlik ve beraberliği meydana getirdiğini ifade eden Nakşioğlu, fakat taziyelerde adet üzerine büyük yemeklerin ve mevlitlerin verildiğine değinerek, şunları söyledi: "Mevlit, taziyelerde yemek vermek için gelmemiş. Mevlit, Resulü Ekrem'in davasını, ahlakını, yolunu beynine yerleştirip, onun izinden gitmektir. Mevlit bulgur kitabı değil ki yemek üzerinde okunsun. Bir ayeti kerime okunsa bin mevlitten daha hayırlıdır. Mevlidin anlamı Peygamber'in dünyaya teşrifidir. Taziyenin üçüncü gününde verilen yemek meşru bir şey değildir, üstelik günaha giriyorlar. Bunu söylediğimizde yanlış anlaşılıyor, mevlidi inkâr ettiğimizi söylüyorlar. Kimse mevlidin inkârını yapamaz. Bizim yaptığımız inkâr, taziyenin üçünde meyyitin sevabı olarak verilen ve israfa giren yemektir. Çünkü yapılan yemek büyük bir eziyet, zahmet ve israftır. Taziyenin birinci, ikinci ve üçüncü günü verilen yemeklerin kalkmasını istiyoruz. Tüm seydalarımız, âlimlerimiz, vatandaşlarımız bu konuda birlik olsunlar."
"Taziye yemeği masrafı için faize giren insanlar var"
Bazı insanların faize girerek taziye masrafını karşılamaya çalıştığına dikkat çeken Nakşioğlu, "Bazı maddi durumu iyi olmayanlar kredi çekip, faize girerek taziye masrafını karşılıyor. Maddi durumu iyi olmayan birilerinin taziyeleri olduğunda şunu diyorlar: Ölümüzün acısını bırakıp taziyede nasıl yemek vereceğimizin derdine düşüyoruz. Biz yemeği fakir ve gerçekten muhtaç olanların evlerine götürelim. Bazıları evde aç, 6 ay et yüzü görmeyen aileler var. Yardım dernekleri vasıtasıyla onlara ulaşıp verelim ya da derneklere verelim, onlar fakir ailelere teslim ederler. Onlara versek en büyük sevap odur. Tok olan ve verilen yemeği kendilerine böbürlenme, kibir yapanlar verdikleri yemekle günahkâr oluyorlar. Benim annem vefat etti. Şu an taziyemizin üçüncü günü, maddi durumum iyi. Bir değil, 5 mevlit verebilirim ama yemek vermiyorum. Vermememin sebebi, millet anlasın ki taziyelerde mevlit yemeği yoktur. Ben de sadece uzaktan gelen misafirlerimi eve götürüp, kendilerine yemek vereceğim. Burada onlara yemek vermeyeceğim. Çünkü yemek uzaktan gelen misafirin hakkıdır, buradakilerin değil. Eğer ölmüşlerimiz adına hayır yapmak istiyorsak bunun yolu çoktur, sadece yemek değildir. İl ve ilçe müftümüz, STK'larımız yemeklerin kaldırılması ve yemek saatinde taziyeye gidilmemesi konusunda sürekli söylüyorlar ve konuda büyük bir çalışma var. Ben de buna destek veriyorum." ifadelerini kullandı.
"Yemek vaktinde taziyeye gidilmez"
Bu konuda taziye sahiplerine yardım edilmesi gerektiğini anlatan Nakşioğlu, "Resulü Ekrem, 'Siz onlara yemek götürün, onların yemeğini yemeyin.' buyuruyor. Bizlerin onlara yardım edip, misafirlerini ağırlamamız lazım, hak budur. Peygamber Efendimiz bunu vasiyet etmiş. Sürekli bunu dile getiriyorum. Yemek vaktinde taziyeye gidilmemesi gerekir. Herkesin bunu kendileri düşünüp uygulaması gerekir. Vakit çok, yemek saatinden sonra taziyeye gidilir ama yemek saatinde gidildiğinde taziye sahibi mahcup oluyor, gidenler çok yanlış bir şey yapıyor. Tüm vatandaşlarımız bunu bilsin ve yemek saatinde taziyeye gidilmesin." şeklinde konuştu.
Kampanya, taziyelerde yapılan yemek masraflarını karşılayabilmek için birçok kişinin faize bulaşması üzerine başlatılmıştı. (M. Salih Keskin, Mehmet Aslan - İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.