Tedavinin başarısı için sağlıklı bir hekim-hasta ilişkisi şart
Türkiye Romatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Vedat Hamuryudan, hastalıklarda tedavinin başarısı için sağlıklı bir hekim-hasta ilişkisinin şart olduğunu söyledi.
Türkiye Romatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Vedat Hamuryudan, 12 Ekim Dünya Artrit Günü vesilesiyle, neden oldukları ağrı ve halsizlik gibi belirtilerle günlük yaşam kalitesini etkilemeleri dışında, zaman içinde eklemleri bozarak önemli sakatlıklara da yol açabilen romatizmal hastalıklar ve tedavi sürecinde dikkat edilmesi gerekenler konusunda önemli bilgiler verdi.
Prof. Dr. Hamuryudan, romatizmal hastalığı olanların kontrol muayenelerini en verimli şekilde geçirebilmesi için önemli tavsiyelerde bulundu.
Romatizmal hastalıkların iltihaplı ve iltihapsız olmak üzere kabaca ikiye ayrıldığını kaydeden Hamuryudan, “İltihapsız romatizmanın en klasik örneğini, ilerleyen yaşla birlikte sıklığı artan ve en çok dizler, kalça, el parmakları ve omurgayı etkileyen ve halk arasında kireçlenme olarak tabir edilen osteoartrit oluşturuyor. Burada temel bozukluk eklem kıkırdağında görülüyor. İltihaplı romatizmalar ise eklemler yanında birçok farklı organı da tutabilen sistemik hastalıklar olarak tanımlanıyor.” dedi.
Hamuryudan, “Günümüzde bu hastalıkların tanılarının erken konması ve uygun tedaviye başlanması durumunda ilerlemelerini önlemek artık mümkündür. Tanı konar konmaz uygun tedaviye başlanması ve tedavinin sürdürülmesiyle sakatlık gelişimi, işgücü kayıpları ve hastalığa bağlı dolaylı maliyetleri azaltmak mümkün olabilmektedir. İltihaplı romatizmal hastalıkların teşhis, tedavi ve takipleri romatologlar tarafından yapılır.” dedi.
Hamuryudan, romatizmal hastalıkların birçoğunun kronik (süregen) seyirli olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Romatizmal hastalıklar sürekli tedavi gerektirir. Hastaların, hastalığın seyri hakkında bilgi sahibi olmaları, takip ve tedavilerini aksatmamaları, hekimleriyle sürekli diyalog halinde olmaları önemlidir. Takip muayenelerinde hastanın klinik durumuna göre tedavide yapılacak değişikliklerin yanı sıra tedavi ile ilişkili bir yan etki olup olmadığı da kontrol edilmektedir. Hastalıklarını tetikleyici faktörlerden kaçınmaları gerekmektedir. Örneğin sigara gibi vücuda zarar veren maddelerden uzak durmaları, uykularını iyi almaları, beslenmelerine özen göstermeleri ve morallerini olabildiğince yüksek tutmaları önemlidir. Kendilerine reçete edilen ilaçları aksatmadan gereken şekilde kullanmaları, yan etki veya yetersiz etki gördüklerinde bunu hekimleriyle paylaşmaları ve kontrolleri aksatmamaları gereklidir. Aslında bu öneriler kronik seyirli her tür hastalık için geçerlidir.”
Özellikle kronik hastalığı olan kişilerin, kontrol muayenelerinin en verimli şekilde geçmesinin aslında kendi ellerinde olduğunu belirten Hamuryudan, romatizmal hastalığı olan kişilerin hekim görüşmelerinde dikkat etmeleri gereken hususları şu şekilde özetledi:
“Hekimle yapılacak görüşmeye hazırlıklı gidin: Hastaların sorularını görüşme öncesinde notlar alarak belirlemeleri önemlidir. Bu sorular sadece hastalık ve ilaçlarla sınırlı olmayabilir. İleriye dönük planlar, sosyal yaşam ya da çevreyle olan ilişkilerle de ilgili olabilir. Hekiminizle birlikte tedavi hedeflerinizi belirleyin ve bunları hekiminizle paylaşın: Her hastanın yaşamdan beklentisi farklıdır. Genç, iş hayatının başında ve hedefleri olan bir hastayla emekli olmuş ve günlerini rahat geçirmek isteyen bir hastanın beklentileri farklıdır. Bu aşamada hekim ve hastanın anlaşarak tedavi hedeflerini birlikte belirlemeleri önemlidir.
Kulaktan dolma bilgilerin etkisinde kalmayın: Sokaktaki insanların büyük çoğunluğunun konu hakkında bilgi sahibi olmadan, özellikle romatizmal hastalıklar ve kullanılması gereken ilaçlar hakkında sözler söyleyeceklerini bilin ve eğer aklınıza takılıyorsa bunları da hekiminizle paylaşmaktan çekinmeyin.”
Özellikle erken tanı konarak uygun şekilde tedavisi başlatılmış hastalarda tedavi hedefinin hastalığın tüm belirti ve bulgularını kontrol altına almak olduğunu belirten Hamuryudan, “Günümüzde hem yeni ilaçlar hem yeni tedavi stratejileri ile bu hedef birçok hastada sağlanmaktadır. Bu hedefe ulaşmada en önemli unsur hekimin hastasını düzenli aralıklarla görerek klinik duruma göre tedaviyi gözden geçirmesidir. Vizitler ilk başta üç ayda bir olarak ayarlanmalıdır. Tedavi hedefine ulaştıkça bu süre uzatılarak 6 - 12 ay arası olarak ayarlanabilir. Yapılan bir araştırma, hastaların yaşadıkları semptomlara rağmen, hekimle görüştüklerinde ‘iyi’ olduklarını söyledikleri şeklinde sonuç vermiş. Hekim ve özellikle kronik hastalıklarla uğraşan romatologlar hastaların ilaçlarını gereken şekilde alıp almadıkları konusunda konuşmalı, kişisel tedavi hedeflerini sormalı ve bu hedeflerin ulaşılabilirliği konusunda aydınlatıcı olmalı, hastaların kulaktan dolma bilgilerin etkisinde kalmamaları için romatizmal hastalıklar konusunda bilgi vermelidir.” dedi.
Günümüzde internet sayesinde bilgiye ulaşmanın oldukça kolay olduğunu belirten Hamuryudan, “Ancak internet üzerinde yer alan bilgilerin doğruluğunun denetlenmemiş olması çoğu zaman hastalıklar ve tedavileri konusunda yanlış bilgilenmeye yol açabilmektedir. Romatoloji uzmanları, uzmanlık dernekleri ve hasta dernekleri doğru bilgiye ulaşılabilecek en doğru kaynaklardır.” diye konuştu.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.