Mustafa KARAKAŞ
Tek Adam Rüyası
Allah hayretsin önceki gece ilginç mi ilginç bir rüya gördüm.
Rüyamda 2023 yılında idim, referandumda “evet” geçmiş, Erdoğan “başkan” olmuştu.
Erdoğan başkan olmuştu olmasına ama ülkede Kemalistlere korkunç bir baskı uygulanıyordu.
Rüya işte…
Başı açık kızlar “ikna odalarına” alınmış, başını örtmeyenler üniversiteden atılmaya başlamıştı. Feryat figan ağlıyordu kız öğrenciler.
Kemalpaşa tatlısı yasaklanmış, okul önlerinde Amerika'ya sadakat yeminleri yapılıyordu. Vay be demek ki “evetçiler Amerika'ya çalışıyormuş!”
Neyse rüyaya devam edelim…
Nutuk okuduğu anlaşılan 70 yaşında bir Kemalist Bayezid meydanına asılmıştı. Herkes korkuyordu. M.Kemal'in hayatını öğrenmek isteyenler izbe yerlerde toplanıyor, polis gözetiminden kurtulmak için kiraladıkları taksilerde Mustafa Kemal'in hayatını sonraki nesillere aktarıyorlardı.
Okullarda eğitim hayatı allak bullak olmuştu. Bu halkın yüz yıllık alfabesi yasaklanmış, yerine Arap alfabesi getirilmişti. Arapça yazamayanların parmakları kırılmakta, çarşaflı bayan öğretmenler muasır medeniyet seviyesinin Arapça öğrenmek ve yazmaktan geçtiğini öğrencilere belletmekle meşguldü. Arapçaya yönelik eleştirilerde bulunanlar “vatan haini” olarak yaftalanıyor ve sürgün ediliyorlardı.
Rüya değil karabasan sanki! Devam edelim…
Fes takmak mecburi ilan edilmişti, yanılmıyorsam İzmir idi. Fes takmamak konusunda direniyordu. Savaş uçakları(ki ilginçtir pilot bir kadındı) İzmir'i hunharca bombalıyordu. Sadece bombalamakla kalsalar neyse… Zehirli gaz da kullanıyorlardı. On binlerce İzmirli cayır cayır yanarken emperyalist ülkelerdeki basının manşeti oldukça ilginçti:
“İzmir'deki gerici isyan bastırıldı”
Aman Allah'ım ne oluyor! Diye korkunç bir şaşkınlık halindeyim…
Rüya ama ne rüya!
Esnafın başına üşüşmüştü tek adamın adamları. Gazi dönercisi kapatılırken gerekçe ilginçti!
“Gazi” derken M.Kemal'i kastediyorsun!
Sokaklarda binlerce insan yürüyor ve “Kemalistler Selanik'e” diye bağrışıyordu.
Hayır! Durun! Yapmayın, birlikte yaşayabiliriz demek istiyordum ama kimseler sesimi duymuyordu.
Bir merasim çılgınlığı başlamıştı ülkede.
Tek adamın doğum gününde saygı duruşu törenleri oluyordu. Saygı duruşunda bekleme süresi de 1 dakika yerine 5 dakikaya çıkarılmıştı.
Tek adamın Siirt'e ayak bastığı gün mübarek sayılmış ve bir kandil gibi kutlanıyordu. Yüzbinler meydanlara dökülüyor “sen olmasaydın biz olmazdık” diyordu.
İktidar yanlısı gazetelerde Dersimli Kemal'in İngilizlere çalıştığına dair yüzlerce haber, manşet…
Sonunda bu da olmuş CHP gerici yapılanmanın odağı olduğu gerekçesi ile kapatılmıştı.
CHP'li ve Kemalist olmadığım halde delirecek gibiydim rüyamda!
Bu kadar da zulüm olmaz ki canım! Diye kendi kendime söyleniyordum.
İçecek bir şeyler almak için bir markete gidiyordum. Marketin girişinde tek adamın büstü vardı. İçeri giriyordum tek adamın fotoğrafı… Elimi cebime atıyordum, paranın üstünde tek adamın resmi. Ayran alacam üstünde “liderimizin en sevdiği içecek” sloganı…
Artık yeter diye bağırdığım an uyandım.
Göğsümde cumhuriyet dönemi ve tek parti uygulamaları ile ilgili okuduğum kitap vardı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.