Terminoloji | Erdem ve Ahlak Diyalektiği

Terminoloji | Erdem ve Ahlak Diyalektiği

Sözlükte “haddi aşma, hata, cehalet, gaflet” gibi anlamlara gelmektedir. Seref kökünden türetilmiş olan isrâf genel olarak inanç, söz ve davranışta dinin, akıl veya örfün uygun gördüğü ölçülerin dışına çıkmayı, özellikle mal veya imkânları meşrû olmayan a

İsraf

Sözlükte “haddi aşma, hata, cehalet, gaflet” gibi anlamlara gelmektedir. Seref kökünden türetilmiş olan isrâf genel olarak inanç, söz ve davranışta dinin, akıl veya örfün uygun gördüğü ölçülerin dışına çıkmayı, özellikle mal veya imkânları meşrû olmayan amaçlar için saçıp savurmayı ifade eder. İsrafla seref arasındaki ayırıma giderek birincisine “haddi aşmada ifrat”, ikincisine “tefrit” anlamını verenler olmakla birlikte genellikle her ikisi de aşırı inanç, tutum ve davranışlar için kullanılmaktadır.

İslâmî anlayışa göre beşerî ihtiyaçlar sınırlıdır; arzu ve ihtiraslar ise sınırsız olup salt nefsânî arzuların tatmini için yapılan aşırı tüketim israftır. İsraf yasağı temeli üzerinde oluşan İslâmî üretim tarzı vatandaşların gıda, barınak, giyecek, eğitim, sağlık, güvenlik, ulaşım, haberleşme gibi ihtiyaçlarını karşılamayı hedeflemektedir. İslâm’da hedef insanın kemâlidir; buna ise tüketmekle değil daha erdemli olmakla ulaşılır.

Kanaat

Sözlükte “payına razı olma” mânasında olmakla beraber terim olarak “kişinin azla yetinip elindekine razı olması demektir. Başka bir anlamda ise kendisinin ve sorumluluğu altında bulunanların ihtiyaçlarını asgari ölçüde karşılayabileceği ve başkalarının elindeki şeylere göz dikmemesi, aşırı kazanma hırsından kurtulması” demektir. Hırs, tamah, şereh (hazlara düşkünlük) ve tûl-i emel gibi kavramlarla ifade edilen mal ve dünya tutkusunun kalpten silinmesiyle kazanılan ahlâkî bir erdem olarak değerlendirilmektedir.

Cömertlik

Farsça cevân-merd kelimesinden Türkçeleştirilmiştir. Cömertlik kavramı İslâm ahlâkı literatüründe genellikle sehâ, sehâvet ve cûd terimleriyle ifade edilir. Sehâ ve sehâvet sözlükte “ocağın, içinde kolaylıkla ateş yakılacak şekilde geniş tutulması ve yanmakta olan ateşin alev ve dumanının kolayca yükselmesine imkân hazırlanması” anlamına gelir. Bu mânadan hareketle gönül zenginliği ve genişliğine de sehâvet denilmiştir.

Cimrilik

“Adi, alçak, soysuz” anlamındaki Farsça cimrî sözcüğünden Türkçeleştirilmiştir. Genellikle “pintilik, hasislik” anlamlarına gelmektedir. İslâm ahlâk literatüründe aynı kavramlar şuh ve buhl kelimeleriyle ifade edilir. Şuh, öncelikle kişiyi mal mülk edinme hırsına sevk eden, harcamalarda bulunmaktan ve yardım etmekten alıkoyan bencil bir duygu anlamına gelmektedir. Buhl ise bu duygunun etkisiyle iyilik ve cömertlik yapmaktan kaçınmaktır. Allah Resulü (sav) genel olarak insanlar içinde en kötü ve alçaltıcı iki huyun cimrilik ve korkaklık olduğunu söylemektedir.

İtidal

Adl kökünden masdar olup klasik sözlüklerde “iki aşırı tutum ve davranış arasındaki orta hal” şeklinde tanımlanan i‘tidâl bu genel tanım çerçevesinde “orta halde bulunma, ölçülü ve ılımlı olma, soğukkanlılık, denge, düzgünlük, doğruluk” şeklinde açıklanmıştır. Bu bağlamda adâlet sözcüğünün bir anlamının da “itidal ve istikamet” olduğu belirtilir.  Felsefe kültürünün İslâm dünyasında gelişmesiyle birlikte ahlak ve psikolojik terimlerde de kullanılmaya başlanmıştır. Bunlar “mizaç, karakter ve ahlâkta aşırılıklardan uzaklık, ılımlılık, denge” sözcükleridir.

Tüketim Çılgınlığı

“Karz” sözlükte “kesip koparmak, karşılık vermek” anlamlarına gelmektedir. Mekânla ilgili olarak kullanıldığında “çaprazından dolaşıp gitmek” gibi anlamlara gelir ve terim olarak ise “geri ödenmek üzere verilen mal veya birine ödünç / borç verme” demektir. “Tüketim çılgınlığı” ise günümüzde alışveriş bağımlılığı, takıntılı bir şekilde alışveriş yapma, bunu günün belli bir dönemine alarak sürekli düşünme, planlar yaparak eğilim gösterme gibi nitelendirilmektedir. Bu bağlamda alışveriş bağımlıları, para harcamaktan çekinmemekle beraber globalleşen dünyamızda kredi kartlarına bağlanarak fuzuli harcamalardan kaçınmayarak finansal durumu göz ardı eden kimseler olarak nitelendirilmektedir.

Hazcılık/Hedonizm

Sözcük bakımından “haz” anlamında gelmektedir. Felsefede ise bu tanım hazzın mutlak iyi, insanın hazzına gidecek tüm yolların açık olacak şekilde planlaması, yönlendirilmesi ve yetkin olduğu görüşüdür. Hedonik Tüketim ise belli bir görev bilinci olmaksızın haz, duygu ve arzularına göre hareket etme biçimidir. Genel faydacı yaklaşımdan uzaktır. Hedonizmle bağlantılı olarak acıdan kaçma, zevk alma arzusunu giderme olarak uygulanan bir davranış biçimi olarak görülmektedir. Bu bağlamda tecrübe ve deneyimlere bakılmaksızın kendi içinde ve dışına taşırdığı ütopik gerçeklikte bir eğlence, oyalanma ve vakit geçirme biçimi olarak görülmektedir.

SONUÇ

İnsanın yeryüzündeki ilk serüveninden günümüze kadar kalplerde yerleşen olgular, duygular ve hisler mevcuttur. Bazı kavramların yazılışı ve telaffuzu değişse de içinde barındırdığı mana değişmez. İyilik hep iyi iken kötülük hep kötü kalmış ve kendisine iki yardımcı bulundurtmuştur. Şeytan ve nefis… Hal böyleyken insan fıtratı gereği cömert ve itidalli olmaya çalışmış ve elindekini kendisine ve çevresindekilere yardım ederek kanaatkârlık örneği göstermiştir. İsraf ve cimriliğin, hesap ve iman boyutlarını bir kenara bırakabiliriz belki ama insan olma vasfımızın üzerini bir kenara bırakamayız.

Bu bağlamda “insan” olma olgusu kişiye bilinç ve sorumluluk görevlerini aşılarken aksi olan durumlara karşı tecrübe ve deneyimlerden faydalanılmasını istemektedir. Günümüzdeki finansal boşlukları, reklam sektörünün yanıltıcı yaklaşımları; rasyonel olmayan müşteri profillerini oluşturmaktadır. Bu profilin oluşmasının en büyük nedenleri kapitalistelerin para kazanma statükolarını oluşturmaktır.  Bunu başarmalarının ve bu profili çizmelerini sağlayan etkenler sosyal doku üzerinde yaşayan insanın psikolojik yansımalarıdır. Buna binaen kişi kanaat sahibi olmazsa fazla savurgan olur ve israf eder. Duygu ve hazlarını tatmin etmek için sürekli bir alışveriş yapma takıntılığı başlar. Ki bu sürecin devamında cimrilik olgusunun arttığı ve çevresine yardımı olmayan profiller oluşur. Bu durumun ülkeler bazında ve daha kompleks olarak düşünüldüğü tezahür edersek açlığa mahkum edilmiş toplumların ortaya çıktığı görülür.

Kaynak

Cömertlik, Mustafa Çağrıcı, (bk. Lisânü’l-ʿArab, “cvd”, “sḫv” md.leri; Râgıb el-İsfahânî, s. 293).

Cimrilik, Mustafa Çağrıcı, (bk. Lisânü’l-ʿArab, “bḫl”, “şḥḥ” md.leri).

İtidal, Mustafa Çağrıcı, (Lisânü’l-ʿArab, “ʿadl” md.; et-Taʿrîfât, “el-ʿadl” md.; Tâcü’l-ʿarûs, “ʿadl” md.).

Tüketim Çılgınlığı, Reyhan Meç, YL

Söz&Kalem | Ahmet Şimşek

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.