Toplumsal cinsiyet mi cinsiyetsiz toplum mu?
Toplumsal cinsiyet eşitliği kavramı son yıllarda kadınlar ve kadın hakları ile ilgili yapılan tartışmalarda en çok kullanılagelen kavramlardan biri haline gelmeye başlandı.
Toplumsal cinsiyet eşitliği kavramı son yıllarda kadınlar ve kadın hakları ile ilgili yapılan tartışmalarda en çok kullanılagelen kavramlardan biri haline gelmeye başlandı. Öyle ki, neredeyse kadınların karşılaşmış oldukları bütün sorunlar bu kavram ile ilişkilendirildi ve bu kavram üzerinden çözülmeye çalışıldı.
Giriş
Toplumsal cinsiyet eşitliği kavramı son yıllarda kadınlar ve kadın hakları ile ilgili yapılan tartışmalarda en çok kullanılagelen kavramlardan biri haline gelmeye başlandı. Öyle ki, neredeyse kadınların karşılaşmış oldukları bütün sorunlar bu kavram ile ilişkilendirildi ve bu kavram üzerinden çözülmeye çalışıldı. Bazı feminist grupların ısrarlı ajitasyon kampanyaları ile birlikte, toplumsal cinsiyet kavramı hayatın neredeyse bütün alanlarında görünür hale getirildi. Eğitimden hukuka, siyasetten kültür ve sanat faaliyetlerine kadar geniş bir alanda, kadınların karşılaşmış oldukları bütün problemlerin temel nedeni olarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin olmayışı gösterildi. Nihayetinde 2011 yılında, İstanbul Sözleşmesi'nin imzalanması ile toplumsal cinsiyet eşitliği kavramı hem Batı'da hem de Batı'ya ayak uydurmaya çalışan diğer ülkelerde uluslararası hukuki bir nitelik kazandı.
Toplumsal cinsiyet başlarda kadınların daha eşit ve özgür bireyler olarak toplumda var olma çabalarının yansıması olarak ifade edildi. Toplumsal cinsiyet kavramı ele alınırken kadınların kendi ayakları üzerinde durmalarının gerekliliği üzerinde duruldu, “güçlü” kadınların toplumda yer edinebilmeleri gerekliliği hep vurgulandı. Bu amaçlara ulaşabilmenin yegâne yolu olarak da kadınlar ile erkekler arasındaki güç dengelerinin yeniden düzenlemesi gerektiği, bunun da yalnızca toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasından geçtiği savunuldu. Lakin gün geçtikçe toplumsal cinsiyet kavramı üzerindeki şüpheler arttı ve bu kavramı ele alırken daha ihtiyatlı davranma çağrıları yapıldı. Bu kavramın taraftarları ve karşıtları tarafından ülkeler çapında toplantılar, yürüyüşler vb. etkinlikler düzenlendi.
Bu analizde üzerinde bu denli tartışılan toplumsal cinsiyet kavramı detaylı bir şekilde tartışılacak, bu kavramın ısrarcı bir şekilde kullanılmasının arka planında neyin amaçlanmış olabileceği irdelenecektir. Bununla birlikte, toplumsal cinsiyetin gizli veçhesi olarak nitelendirilen cinsel sapkınlık tehlikesi detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Ayrıca, toplumsal cinsiyet eşitliğinin kadınlara ve kadın haklarına katkıda bulunup bulunmadığına değinilecek, İslam dünyasındaki kadınların yaşamış oldukları problemler, İslam'ın kadın konusundaki fıtrat yaklaşımı ve toplumsal cinsiyet eşitliği mukayeseli olarak tartışılacaktır.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.