Türkiye Aile Meclisi: Sıradaki Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu mu?

Türkiye Aile Meclisi: Sıradaki Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu mu?

​Türkiye Aile Meclisi ve Adalet Platformu Sözcüsü Âdem Çevik, katıldığı bir TV programında üniversitelerin içerisine düştüğü durumla ilgili sarf ettiği sözler sebebiyle lince uğrayan Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Türkiye Aile Meclisi ve Adalet Platformu olarak Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu’na karşı sosyal medya ve bazı çevrelerde sürdürülen linç kampanyasını ve Sofuoğlu'nun hedef seçilmesini manidar karşıladıklarını belirten Çevik, söyle konuştu:

"Sosyal medya fuhşiyatı, kumarı evin içine sokmuştur"

Biz bazı şeyleri anlamakta güçlük çekiyoruz. İslam, İsevi ve Musevi gelenekte gayri meşru ilişkinin adı 'fuhşiyat' değil midir? Hem, dinler tarihinde fuhşiyat olarak tanımlanan bir fiili edep dışı, ahlak dışı bulacaksınız, hem de cinsel deneyim, tercih ve yönelimi, İstanbul Sözleşmesi kapsamında pozitif ayırımcılık yapılması gereken bir alan olarak değerlendireceksiniz. Bunda bir yanlışlık var. Fuhşiyat bugün tüm dünyadaki en büyük fitnelerden biri haline gelmiştir. Pizzagate skandalı içinde en tepedeki devlet adamlarının, bürokratların, sanatçıların, iş dünyasının VİP kategorisindeki isimlerinin işin içinde olduğu bir Pedofili skandalı olarak hafızalara kazındı. Bu dünyada olan skandalların benzeri akademi camiasında da olması sürpriz olmayacaktır. Gazetelerin ve TV'lerin magazin haberlerine, reality şov programlarına bakın, aynı şeyi göreceksiniz. Bu konu artık ensest ilişkiler sınırına gelip dayanmıştır. Konu dini çevrelere kadar gelip dayanmıştır. Şehirlerin girişlerindeki bar ve pavyonlar, üniversitelerin çevresindeki bar, kafe ya da apart oteller, mini daireler... Bu alanlar bataklığın geldiği sınırları göstermektedir. Sosyal medya, internet medyası bu anlamda fuhşiyatı, kumarı evin içine sokmuştur.

"Toplumda edep ve hayâdan uzaklaşan bir nesil geliyor"

Telaffuz edilmesi edep dışı olan bazı terim ve tercihlerin temel hak ve özgürlük adı altında rahatlıkla dillendirildiğini belirten Çevik, "Bu halkın anladığı şekli ile dini metinlerde olan şekilde fuhşiyatı telaffuz etmek nasıl ayıp sayılabilir. Madem ayıp karşılanıyor, bu kadar kısa sürede nasıl bu kadar yaygınlık kazanabilir. Sofuoğlu'nun anlatmaya çalıştığı gerçeği ifade ederken maksadını aşan bir ifade kullanmış olabilir. Bir semtin adını söylemek ya da sadece belli bir kurumda bu tür olaylar yaşanıyormuş gibi anlaşılmasına kapı aralayan bir ifade. Yanlış yorumlara sebep olabilir. Ancak bu konu, var olan gerçeği de görmemize mani olmamalıdır. Toplumun bütün kesimlerinde ar damarı çatlamış, giderek edep ve hayâdan uzaklaşan bir nesil geliyor. Fuhşiyat yaygınlık ve derinlik kazanıyor. Eşcinsellik konusunda birileri ailelerin, çocuklarının bu yöndeki eğilimleri karşısında tarafsız kalmasını öğütlerken, bazı çevreler ve onlarla birlikte hareket eden bazı psikologlar, bu yöndeki eğilimlerin normal karşılanması gerektiğini savunmaktadırlar. Bazı holdingler, bu tercih sahiplerine pozitif ayırımcılık yapılacağını ilan etmektedir. Yeni ABD Başkanı Biden’in son atadığı bakan eşcinsel olduğu bilinen bir isimdir. Son günlerde Macron’un sosyal medyaya düşen görüntüleri, papalığın eşcinsel evlilikleri tescil etme konusunda çalışmalar başlatması düşündürücüdür." diye konuştu.

"İslami duyarlılığı ile öne çıkan isimlere karşı her fırsatta saldırmak için siperde bekleyenler var"

Sofuoğlu'nu linç etmek yerine iddiaların çok yönlü araştırılmasını teklif ettiklerini söyleyen Çevik, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

"Bu konuda siyaset bürokrasi ve medyada şecaat arz edenler, gerçeği görmek istiyorlarsa çevrelerine baksınlar ve soruştursunlar. Bu fuhşiyat çeteleri PKK ya da FETÖ'den daha az tehlikeli değildir. Çocuklarımızı dağa kaçırmadan şehirlerde manen katledebiliyorlar. Emniyet Genel Müdürlüğü istihbarat, ahlak ve narkotik şube müdürlüklerini bu konuda tedbir almaya çağırıyoruz. Sofuoğlu'nu günah keçisi yapıp lince tabi tutmak sorunu çözmez. Aksine bu alarma kulak tıkamak sorunu daha da içinden çıkılmaz hale getirir. Sofuoğlu'nun şahsında bazı çevreler 'kızım sana söylüyorum gelinim sen anla' kabilinden bu gidişattan rahatsızlık duyanları lince tabi tutmak için kurban seçmiş gözüküyorlar. Belki de birileri bundan dolayı İstanbul Sözleşmesine karşı duruşun intikamını almak istiyordur. Mevcut küresel sistemin hâkim kılmaya çalıştığı hayat tarzına itiraz eden ve İslami duyarlılığı ile öne çıkan isimlere karşı mümkün olan her fırsatta saldırmak için siperde bekleyenleri anlıyoruz. Ancak, mevcut kanunlar nikâhı olmayan bir genç kız ve erkeği aynı evde birlikte karı koca hayatı yaşamasını suç saymazken kastı aşan bir ifade üzerinden Müslüman kimliği ile bu linç kampanyasına katılanları anlamakta zorlanıyoruz. Sormak istiyoruz; Bu kişilerin zinayı suç sayan mevcut kanunlara hiçbir itirazları kamuoyuna yansımamışken, şimdi kendilerini rahatsız eden şey nedir? Zaten yasal olan zinanın yaygınlaşması mı yoksa dile getirilmesi midir?"

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.