Türkiye’de bilinçli tarım yapılamıyor
Türkiye’de ekilen tarım alanlarının yeterli olmasına rağmen bilinçli tarımın yapılamadığını kaydeden Çiftçiler Derneği Başkanı Mikail Erbeyi, bu konuda Tarım ve Orman Bakanlığına önemli iş düştüğünü söyledi.
Türkiye'nin karasal büyüklüğünün yaklaşık yüzde 31,1'ini tarım alanları oluşturuyor. 81 il içinde en büyük tarım alanına sahip kent yaklaşık 19,1 milyon dekarla Konya olurken, en küçük tarım alanına sahip il ise 132,6 bin dekarla Yalova.
Tarım alanlarının 198 milyon 962 bin 54 dekarını tahıllar ve diğer bitkisel ürünler, 8 milyon 41 bin 439 dekarını sebze bahçeleri, 32 milyon 378 bin 133 dekarını meyveler, içecekler ve baharat bitkileri alanı, 48 bin 909 dekarını da süs bitkileri ekili alanlar oluşturuyor.
Toplam tarım alanı varlığının yaklaşık yüzde 66'sında tahıl ve diğer bitkisel ürünler yetiştirilirken, bu alanların her yıl daha da düşerek nadasa bırakılıyor.
Türkiye’nin en önemli hububat merkezlerinden biri olan ve yaklaşık bir milyon dekar ekili alana sahip Mardin Ovası’na 40 yıl önce başlatılan GAP, bir türlü bitirilemiyor.
Gübre, ilaç, mazot ve elektrik gibi önemli girdi maliyetlerine yıl içinde büyük oranda zam gelmesi çiftçileri ciddi manada etkilerken, Kızıltepe Çiftçiler Derneği Başkanı Mikail Erbeyi, İLKHA muhabirine önemli açıklamalarda bulundu.
"Çiftçiler bin bir zorlukla üretim yapıyor"
Türkiye’de ekilen tarım alanlarının yeterli olduğunu, ancak çiftçilerin bin bir zorluklarla üretim yaptığını kaydeden Erbeyi, çiftçilerin çektiği sıkıntılara bir an evvel çözüm bulunması gerektiğini söyledi.
Bilinçli tarımın yapılabilmesi için özellikle devletin çiftçiyi desteklemesi gerektiğini kaydeden Erbeyi, bilinçli tarım yapıldığı takdirde ülke olarak dışa bağımlılıktan da kurtulacaklarını söyledi.
"Tarım Orman Şurası’nın sonuç bildirgesi beklentilerimizi karşılamadı"
Birkaç gün önce Ankara’da "Tarım ve Orman Şurası" toplantısının yapıldığı hatırlatan Erbeyi, ancak toplantıdan çıkan sonucun çiftçileri memnun etmediğini söyledi.
Erbeyi, "3’üncü Tarım Orman Şurası’nın sonuç bildirgesinde 60 madde yer alıyor. Bir sonraki Tarım Orman Şurası’nın 2024 yılında toplanmasına karar verildi. Birçok tarım müdürlüklerinden ve çiftçilerden bilgi alındı ama maalesef beklentilerimizi karşılamadı." dedi.
"Bilinçli tarımın yapılabilmesi için ‘çiftçi danışmanı’ olması lazım"
"Türkiye’de bilinçli tarım yapılamıyor." diyen Erbeyi, şunları söyledi: "Biz çiftçi temsilcisi olarak bunu defalarca dile getirdik. Nasıl sağlık bakanlığının aile hekimliği uygulaması var ise Tarım ve Orman Bakanlığın da çiftçi danışmanı olması gerekiyor. Ziraat mühendisi ve uzman kişilerden oluşacak bu danışmanlar, masa başında değil, çiftçi ile sahaya inecek. Ekinleri sürekli kontrol edecek ve çiftçiyi yönlendirecek. Böylece bilinçli bir tarım yapılabilecek. Bakanlığın bunu acilen yapması lazımdır."
"Çiftçinin girdi maliyetleri düşürülmeli"
Çiftçinin girdi maliyetlerinin çok yüksek olduğunu kaydeden Erbeyi, girdi maliyetini düşerek önlemlerin alınması gerektiğini aktardı.
Erbeyi, "Çiftçi üretim yaparken bir sürü maliyet ile karşı karşıya kalıyor. Çiftçinin ekim yaparak üretime katma değer sağlayabilmesi için girdi maliyetlerin düşük olması lazım. Düşük olduğu zaman çiftçi üretimden çekinmeyecek ve bilinç tarım sayesinde iyi verim elde edebilecek. Arazi ekilmediği zaman ve 20 kilo gübre kullanılması gerekirken 10 kilo atıyorsa tabi ki de iyi bir verim elde edilemez." diye konuştu.
40 yıldır devam eden proje: GAP
Mezopotamya Ovası’nın verimli ve bereketli topraklarına 40 yıldır GAP geleceği söyleniyor ancak şu ana kadar gelmediğini belirten Erbeyi, bunun önemli bir eksiklik olduğunu söyledi.
GAP suyunun gelmesiyle Mezopotamya Ovası’nın şahlanacağının altını çizen Erbeyi, şunları kaydetti: "Biz çiftçilere en son ‘2019 yılında topraklar su ile buluşacak’ denildi ama bir şey yok. Çok hantal bir çalışma var, ne zaman biter belli değil. Bugün çiftçinin özelleşen elektrik şirketine verdiği para eğer devletin kasasına girmiş olsaydı bugün GAP bitmiş olacaktı."
"Mezopotamya Ovası şahlanacak"
Suyun olmadığı yerde hayatın da olmayacağını kaydeden Erbeyi, "Eğer bu topraklara su gelirse verim çok fazla artacaktır. Su gelirse ekilen ürünlerin çeşitliliği artacaktır. Su gelirse çiftçiler çeşitli ürünlere yönelecek. Örneğin şeker pancarı olabilir, sarımsak, patates soğan, biber fıstık gibi birçok ürünün ekimi yapılabilecek. Su gelirse enerji maliyeti düşecek ve Mezopotamya Ovası şahlanacak." dedi.
"Bu verimli toprakların nadasa kalmaması için çiftçi desteklenmelidir"
Çiftçiliğin bitme aşamasına geldiğini, bu konuda yetkilerden destek beklediklerini dile getiren Erbeyi, son olarak şunları söyledi:
"Pamuk bitti ama verim alamadık. Buğday da aynen öyle… Artık çiftçinin yakasından, boğazından ellerini çeksinler. Çiftçiye destek olsunlar, destek olmuyorlarsa da çiftinin üzerine gelmesinler. Banka borçlarıyla, elektrik borçlarıyla çiftçiliği yok etmesinler. Çiftçi yok olursa onlar da yok olurlar. Bölgemizde şu an mısır desteği verilmiyor. Peki, niye verilmiyor? Çiftçi üretim yapıyor, neden vermiyorsunuz? Destek verilse en azından bir nebze olsa bir fayda dokunur, ürettim artar. Dediğim gibi; çiftçi desteklenmelidir yoksa bu verimli topraklar nadasa kalacaktır."
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.