Türkiye’nin "Coronafobi Haritası" açıklandı
Coronavirus'ün yol açtığı Covid-19 salgının toplum psikolojisine yansımaları bakımından Türkiye’nin en geniş katılımlı araştırması, Üsküdar Üniversitesi tarafından gerçekleştirildi.
81 ilde 6 bin 318 kişinin katılımıyla gerçekleşen araştırmaya göre, Covid-19 korku ve kaygı açısından en çok Doğu Anadolu ve Ege’yi etkiledi.
"Coronavirusten çok korkuyorum" diyenlerin oranı Doğu Anadolu’da yüzde 50, Ege’de yüzde 49 oldu. Bu oranı yüzde 47 ile Akdeniz bölgesi izlerken; Marmara, İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da bu oran yüzde 43 oldu. Karadeniz bölgesi ise yüzde 41 ile en az korkan bölge oldu. "Coronavirusle ilgili haberleri izlerken gergin ve endişeli oluyorum" diyenlerin oranı ise yüzde 56 ile en çok Akdeniz bölgesi oldu.
Tüm bu korku ve kaygılara rağmen katılımcıların büyük kısmı psikolojik olgunlaşma bildirdi. En yüksek oran ise yüzde 74 ile "sahip olduklarının kıymetini bilme" konusunda oldu. Kadın katılımcıların korku ve kaygıları daha fazla, erkek katılımcıların ise psikolojik olgunlaşma süreçleri daha zayıf.
Araştırma, sürecin yönetimine ilişkin algıları da ortaya koydu. Katılımcıların yüzde 58’i "Covid-19 ile tıbbi mücadele konusunda dünyadaki gelişmiş ülkelere göre ülkemi daha başarılı görüyorum" derken; katılımcıların yüzde 82’si, bu süreçte sağlık çalışanlarına yönelik düşüncelerinin olumlu yönde geliştiğini söyledi.
"Yalnızlık birkaç sene kaderimiz olacak"
Araştırma sonuçlarını değerlendiren Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, insanlığın şu andan itibaren daha yalnızlaşmaya alışması gerektiğini belirterek "Yalnızlık birkaç sene kaderimiz olacak. İnsanlar bu yalnız olma döneminde ruh sağlığımı nasıl korurum kısmına odaklanmalı." dedi.
Coronavirusün toplum psikolojisine yansımaları bakımından Türkiye’nin en geniş katılımlı araştırması, Üsküdar Üniversitesi tarafından gerçekleştirildi. Araştırma, Küresel Covid-19 salgını ile ortaya çıkan davranış değişikliklerinin birey ve toplum psikolojisine etkisini gözler önüne serdi.
Türkiye genelinde 81 ilde geniş katılımla gerçekleştirilen, 6 bin 318 kişinin katıldığı, online anket üzerinden yapılan "Türkiye Koronafobi ve Salgınla İlişkili Duygu Çalışması" başlıklı araştırmanın sonuçları salgın kapsamında alınan önlemler doğrultusunda online düzenlenen basın toplantısında açıklandı.
Dört boyutta değerlendirme yapıldı
Üsküdar Üniversitesi Epidemiyolojik Araştırmalar Çalışma Grubu tarafından gerçekleştirilen araştırma, Covid-19 salgınının kişilerde oluşturduğu kaygı, korku, süreç yönetimi ile ilgili algı ve olgunlaşma olmak üzere dört boyutta değerlendirme yapılmasını hedefledi. Araştırmaya katılan 897 sağlık çalışanına ilişkin çarpıcı verilerin de ortaya çıktığı çalışmada, korku ve kaygılar açısından en çok etkilenen bölgelerden salgının hayatımıza etkilerine kadar ilginç veriler yer aldı.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: "Yaşamı etkileyecek düzeydeki korku ve kaygı düzeylerinin belirlenmesi amaçlandı"
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, selamlama konuşmasında küresel salgından etkilenen ülkemizde toplumun salgınla ilgili yaşamı etkileyecek düzeydeki korkuların, içinde bulunulan sürece ve geleceğe yönelik kaygıların, süreç yönetimi ile ilgili algıların ve psikolojik olgunlaşma düzeylerinin belirlenmesinin amaçlandığını söyledi.
"Bugünkü durumu tespit edersek daha sağlıklı kararlar alırız"
Tarhan, yaklaşık 1.5 aydır ciddi bir kriz yaşadığımızı belirterek "Bütün krizlerin iki boyutu vardır. Biri tehlike boyutu diğeri de fırsat boyutu. Sürekli tehlike boyutu üzerinde enfeksiyon hastalıkları uzmanları ya da mikrobiyoloji uzmanlarının yönlendirmesiyle büyük çoğunlukta hepimiz tehlike boyutunu fazla ön plana çıkarıyoruz. Bu gerekli elbette. Sosyal mesafenin tartışılması doğru değil. Bir taraftan da olumsuz etkilenme durumu söz konusu. Ortaya çıkan pandemi anksiyetesi gibi kavram var. Bu konuda yapılan bilimsel çalışmalarda Mısır, Fransa, Kanada ve İngiltere’de yapılan çalışmalarda toplumda kaygı duyanların oranı yüzde 70 civarında olduğu tespit edilmiş.O nedenle biz bu etkilenmeyi gördük. Özellikle Nisan ayının ortalarına doğru böyle bir araştırma yapmaya karar verdik. Bu araştırmanın sosyal değerlendirmeye katkı sağlamasını istedik. Bugünkü durumu tespit edersek sonraki kararların daha sağlıklı alınacağını düşünüyoruz.Heyecan verici sonuçlar ortaya çıktı." dedi.
"Ceza adaleti sistemi kurulmalı"
Araştırmada ortaya çıkan "geleceğe yönelik belirsizlik kaygısı" ve "ceza infaz yasasındaki değişikliklerin sonucuna ilişkin kaygıya" dikkat çeken Tarhan, "17 - 25 Nisan arasında yapılan bu çalışmamızda belirsizlik kaygısı yüksekti ama 25 Nisan’dan sonra bu belirsizliğin düştüğünü söyleyebiliriz. Sürece güven daha da artmış olabilir. Geleceğe yönelik belirsizlik kaygısının çok yüksek olduğunu görüyoruz. Ceza infaz yasasındaki değişiklikteki endişe için ortaya çıkan yüzde 46’lık oran bizi biraz şaşırttı. Demek ki toplumda bunun tam karşılığı yok. Ya da topluma tam anlatılması gerekiyor. Dışarı çıkan insanların yeniden suç işleyeceğine dair, tekrar döneceklerine dair, ıslah olmadan çıktıklarına dair bir algı var. O nedenle Adalet Bakanlığının bu veriyi değerlendirmesi ve yasa değişikliği ile dışarı çıkanlar için bir takip sistemini oluşturması ve bu konuyu politika belirlemede ayrı bir başlık olarak değerlendirmesinde fayda var. Ceza adaleti sistemi çok önemli. Türkiye’de şu anda ceza adaleti sisteminin kurulmasının gerektiğini gösteren bir durum bu." dedi.
"Ülkemizde güven duygusu daha yüksek"
Kadınların yüzde 49’unun, erkeklerin yüzde 35’inin hayatlarını etkileyecek biçimde korktuğunun anlaşıldığını, literatürdeki çalışmalarda dünyada bu oranın yüzde 70 civarında olduğunu belirten Tarhan, "Türkiye’de gelecekle ilgili sürecin yönetimi ile ilgili insanların korkusunun daha az olması bu anlamda güven duygusunun daha yüksek olduğunu gösteriyor. Sağlık çalışanları açısından bizi en çok şaşırtan şey Sağlık Çalışanları Coronavirusten daha fazla oranda kendilerine şiddet uygulanmasından, maruz kalmaktan korkuyorlar. Sağlık çalışanları şu anda cephedeki asker gibi. Çocuğunu evini bırakmış otelde kalanlar var. Covid pozitif olmuş iyileşip dönüp tekrar çalışanlar var. Bu korkunun politika belirleyenlerin göz önüne almasında fayda var." dedi.
Doç. Dr. Gökben Hızlı Sayar: "7 bölgeden 6 bin 318 kişi katıldı"
Üsküdar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü ve NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Gökben Hızlı Sayar, araştırma ile ilgili genel bilgilendirme yaptı. Sayar, 17-25 Nisan 2020 tarihleri arasında internet üzerinden doldurulan formlarla yürütülen araştırmaya Marmara’dan 3 bin 121, Ege’den 567, Akdeniz’den 483, İç Anadolu’dan 892, Karadeniz’den 569, Doğu Anadolu’dan 240, Güneydoğu Anadolu’dan 292 olmak üzere toplam 6 bin 318 kişinin katıldığını söyledi.
Dr. Öğretim Üyesi Hüseyin Ünübol, araştırma sonuçlarını açıkladı
Üsküdar Üniversitesi Epidemiyolojik Araştırmalar Çalışma Grubu Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Hüseyin Ünübol ise araştırma bulguları hakkında yaptığı sunumunda, araştırma sonuçlarının korkular, salgın ilişkili kaygılar, süreç yönetimi algısı ve olgunlaşma başlıkları altında değerlendirildiğini söyledi.
En çok Doğu Anadolu ve Ege korkuyor
Araştırma sonuçlarına göre "Coronavirusten çok korkuyorum" diyenlerin oranı yüzde 50 ile Doğu Anadolu Bölgesi ve yüzde 49 oranı ile Ege Bölgesi oldu. Bu oranı yüzde 47 ile Akdeniz bölgesi izlerken; Marmara, İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da bu oran yüzde 43 oldu. Karadeniz bölgesi ise yüzde 41 ile en az korkan bölge oldu.
Coronavirusten hiç korkmadığını söyleyenlerin oranı ise Karadeniz bölgesinde yüzde 15, Güneydoğu Anadolu bölgesinde yüzde 14, İç Anadolu bölgesinde yüzde 13, Ege ve Doğu Anadolu bölgelerinde yüzde 12, Marmara’da yüzde 11 ve Akdeniz’de yüzde 10 olarak belirlendi.
Akdeniz bölgesi Coronavirus haberlerini izlerken gergin ve endişeli
"Coronavirusle ilgili haberleri izlerken gergin ve endişeli oluyorum" diyenlerin oranı yüzde 56 ile Akdeniz bölgesi olurken; Akdeniz bölgesini yüzde 55 ile Doğu Anadolu, yüzde 54 ile Ege bölgesi takip etti. Marmara ve Güneydoğu Anadolu bölgesindebu oran yüzde 50 olurken; Karadeniz bölgesinde bu oran yüzde 45 ile en düşük oran oldu.
"Coronavirus hakkında düşünmek beni çok rahatsız ediyor" diyenlerin oranı da yüzde 51 ile en yüksek Doğu Anadolu bölgesinde oldu. Coronavirus düşüncesi, yüzde 50 ile Akdeniz, yüzde 49 ile Ege ve Güneydoğu Anadolu, yüzde 47 İç Anadolu bölgesini çok rahatsız ederken; Marmara ve Karadeniz bölgelerinde bu oran yüzde 45 oldu.
Coronavirus nedeniyle ölmekten çok korkuyorum
"Coronavirus nedeniyle hayatımı kaybetmekten çok korkuyorum" diyenlerin oranı Ege bölgesinde yüzde 43 ile en yüksek olurken; Doğu Anadolu’da yüzde 40 oldu. İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde bu görüşte olanların oranı yüzde 39 iken; Akdeniz bölgesinde yüzde 38, Marmara ve Karadeniz bölgelerinde ise yüzde 37 oldu.
"Ne zaman Coronavirusü düşünsem ellerim titriyor" diyenlerin oranı yüzde 11 ile en yüksek Güneydoğu Anadolu bölgesinde ölçüldü. Bunu yüzde 9 ile Doğu Anadolu bölgesi izlerken; Marmara, Ege, Akdeniz ve Karadeniz bölgelerinde yüzde 8 oldu. İç Anadolu bölgesi ise yüzde 7 ile geride kaldı.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da uykular kaçıyor
"Coronavirus kapmaktan endişeli olduğum için uykum kaçıyor" diyenlerin oranı ise yüzde 15 ile Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri oldu. Akdeniz bölgesinde yüzde 12 olan bu oran Marmara, Ege ve İç Anadolu bölgelerinde yüzde 11 oldu. Karadeniz’de bu oran yüzde 10 olarak belirlendi.
Coronavirus düşüncesi, kalp çarpıntısına yol açıyor
"Ne zaman Coronavirus kapmakla ilgili düşünsem kalp çarpıntım oluyor" diyenlerin oranı ise yüzde 20 ile en yüksek Güneydoğu Anadolu bölgesinde oldu. Akdeniz’de yüzde 17 olan bu oran, Ege ve Doğu Anadolu’da yüzde 15 olan bu oran, Marmara ve İç Anadolu’da yüzde 14, Karadeniz bölgesinde ise yüzde 13 oldu.
Kadınlar erkeklere göre daha çok korkuyor
Araştırma cinsiyete, çocuk sahibi olma durumuna, yerleşim yerine, Covid-19 testi pozitif bir birey tanımaya, Covid-19 nedeniyle hastanede yatan birini tanımaya, Covid-19 nedeniyle vefat eden bir birey tanımaya göre korkuların oranlarının değiştiğini gözler önüne serdi. Buna göre, kadınların korku, endişe, Covid hakkında düşününce rahatsız olma ve Covid nedeniyle hayatını kaybetmekten çok korkma oranları erkeklere göre daha yüksek. Büyükşehir ve metropollerde yaşayanların haber ve sosyal medya izlerken endişe duyma oranları yüzde 52 iken ilçe ve kasabada yaşayanlarda bu oran yüzde 47 çıktı.
Salgın sürecinin belirsizliği kaygılandırıyor
Araştırmada salgın ilişkili farklı kaygı konuları dikkat çekti. Buna göre katılımcıların yüzde 49.6’sı salgın sürecinin belirsizliği nedeniyle kaygı yaşıyor.
Ceza İnfaz Yasasındaki düzenleme sonuçları kaygı veriyor
Salgın nedeniyle gerçekleştirilen Ceza İnfaz Yasası’ndaki düzenleme sonuçlarını kaygı verici bulanların oranı ise yüzde 45.6 oldu.
Sosyal ilişkilerden uzak kalmak yüzde 40.9, kişinin ölümü halinde aile bireylerinin geleceği ile ilgili kaygısı yüzde 35.3, yeterli sağlık hizmeti alamama endişesi yüzde 31.3, koruyucu ekipmana ulaşamama endişesi yüzde 31.1, ekonomik sorunlar yaşama kaygısı yüzde 30.8, kendi ya da çocuğunun eğitiminin aksaması yüzde 24.8, evden dilediği zaman çıkamamak yüzde 27.8, aile bireylerinin ruhsal durumları yüzde 27.6, fiziksel güvenliği sağlayamama kaygısı yüzde 26.6, toplumda silahlanma yaşanması kaygısı yüzde 23.4, etkinlik/ibadet/hobileri sürdürememek yüzde 23.1, gerekli durumda il dışına çıkamamak yüzde 22.0, işsiz kalma kaygısı yüzde 21.3 olarak belirlendi.
Sağlık çalışanlarında kaygılar
Araştırma, Coronavirusle mücadelede en önde savaşan sağlık çalışanlarının kaygılarına ilişkin verileri de ortaya koydu. Çalışmaya katılan 897 sağlık çalışanı, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetle ilgili yüzde 55 oranında kaygı taşıyor. Sürecin belirsizliğini kaygı verici bulan sağlık çalışanlarının oranı yüzde 50, İnfaz düzenlemesi değişikliğini kaygı verici bulan sağlık çalışanlarının oranı yüzde 49 oldu. Sağlık çalışanları yeterli koruyucu ekipmana ulaşamamak konusunda yüzde 44, ölümü halinde aile bireylerinin gelecekleri konusunda yüzde 43 oranında kaygı duyuyor.
Tıbbi-bilimsel süreci yüzde 58 başarılı buldu
Araştırmada katılımcıların süreç yönetimine ilişkin algılarıyla ilgili oranlar da ortaya çıktı. Süreçle ilgili kamu otoritelerinin çalışmalarını yeterli ve tatmin edici buluyorum" diyenlerin oranı yüzde 46 oldu. Katılımcıların yüzde 58’i "Covid-19 ile tıbbi mücadele konusunda dünyadaki gelişmiş ülkelere göre ülkemi daha başarılı görüyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Sağlık çalışanlarına yönelik düşünceler olumlu yönde gelişti
"Covid-19 sürecinde sağlık çalışanlarına yönelik düşüncelerim olumlu yönde gelişti" diyenlerin oranı yüzde 82 oldu.
Covid-19 olgunlaşmaya katkı sağladı
Salgın sürecinin olgunlaşmaya etkilerinin de ölçüldüğü araştırmada katılımcıların yüzde 74’ü "Elimdekilerin kıymetini daha iyi anladım", yüzde 59’u "Yaşamda önem verdiğim şeylerin öncelik sırası değişti" dedi. "Zorlukları göğüsleyebileceğimi anladım" ve "Olayları olduğu gibi kabulleniyorum" diyenlerin oranı yüzde 56 olurken; "Manevi konulara ilgim arttı" diyenlerin oranı yüzde 49 oldu. Katılımcıların yüzde 48’i de "İlişkilerime daha çok emek sarf etmeye başladım" dedi.
Kadınlarda olgunlaşma oranları daha yüksek
Salgın sürecinde kadınlar, erkeklere oranla daha fazla oranda psikolojik olgunlaşma bildirdi. Sonuçlara göre kadınlar önceliklerinin değişmesi açısından yüzde 61 oranında etkilenirken erkeklerde bu oran yüzde 50 oldu. Kadınlarda maneviyat yüzde 53 oranında artarken erkeklerde bu oran yüzde 38 oldu. İlişkilere emek kadınlarda yüzde 51, erkeklerde ise yüzde 40 olarak belirlendi.
Araştırma sonuçları altı başlıkta toplandı
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan da araştırmanın sonuçlarını açıkladı. Araştırmanın sonuçları "süreç yönetimi", "geleceğe yönelik kaygılar", "korkular", sağlık çalışanları", "olgunlaşma" ve "cinsiyet farklılıkları" olmak üzere altı başlıkta toplandı.
Süreç yönetimi: Sağlık çalışanları çok büyük oranda daha pozitif algılanıyor. (yüzde 82) Katılımcıların yarıdan fazlasıtıbbi ve bilimsel süreçlerin yönetimini gelişmiş ülkelerden daha iyi buluyor. (yüzde 58)
Geleceğe yönelik kaygılar: Sürecin belirsizliği (yüzde 50), ceza infaz yasası düzenlemesinin sonuçlarına dair endişe (yüzde 46), sosyal ilişkilerden uzak kalmak (yüzde 41), sağlık hizmetine ulaşamama kaygısı (yüzde 31) genel toplumda en yüksek kaygılar.
Korkular: Taranan toplumda kadınların yüzde 49‘u, erkeklerin yüzde 35’i hayatlarını etkileyecek biçimde korkuyor. Haberler ve sosyal medya takip ederken yaşanan endişeler yüksek (yüzde 51)
Sağlık çalışanları: Korkuları daha düşük olmakla birlikte kaygıları toplum genelinden daha farklı. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarının artması endişesi (yüzde 55), koruyucu ekipman bulamama korkusu (yüzde 44)ve kendi ölümleri halinde aile bireylerinin refahları ile ilgili endişe (yüzde 43) duyuyorlar.
Olgunlaşma: Tüm bu korku ve kaygılara rağmen katılımcıların büyük kısmı psikolojik olgunlaşma bildirmekte. En yüksek oran, sahip olduklarının kıymetini bilme konusunda (yüzde 74).
Cinsiyet farklılıkları: Kadın katılımcıların korku ve kaygıları daha fazla, erkek katılımcıların ise psikolojik olgunlaşma süreçleri daha zayıf.
Türkiye olgunlaşıyor
Araştırmanın sonuç bölümünde önerilere de yer verildi:
Türkiye olgunlaşıyor
Belirsizliklerin olabildiğince azaltılması
Sağlık çalışanlarının kaygıları
Sağlık çalışanlarını pozitif algılama
Covid-19 kaynaklı ölümlerde yakınlara psikolojik destek
Krizin pozitif boyu
Kadın erkek farkları
Ceza İnfaz düzenlemeleri konusundaki kaygının ele alınması
Sağlıkta Şiddet Yasası zamanlaması
Sağlık çalışanlarının ölümleri halinde çocuklarının gelecekleri ile ilgili endişeleri
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.