Türkiye’nin meselelerini konuşuyoruz. Tamamı için bir genelleme yapamasak da çoğu böyledir. Eğer uluslararası bir boyut kazanmışsa artık o mesele kangren olmuş, içinden çıkılmaz bir hal almış demektir.

Özellikle Türkiye, çevresindeki meseleleri muhataplarıyla bizzat kendi aralarında çözememişse, araya başkalarının girmesini önleyememişse artık bu ülkenin bir baş ağrısı olmuş ve olacak demektir.

Bugün NATO zirvesi buluşmasında Biden eliyle kangren olmuş bu meseleler Türkiye’nin önüne konulacaktır.

Günlerdir siyasi çevrelerde Türkiye’nin bu konularda ne diyeceği tartışılmaktadır.

Şimdi bunların her birini yakından görmeye çalışalım:

Biraz geride kalmış görünse de kolay kolay bitmeyecek olan Ermeni meselesi bunlardan birisidir. Şöyle veya böyle Türkiye bu konuyu Ermenilerle pekâlâ kendi aralarında halledebilirdi. Ama bugün uluslararası olmuştur.

Biden tarafından masaya konulacak olan ve merkezinde Yunanistan’ın bulunduğu Akdeniz Enerji kaynakları ve Kıbrıs siyaseti de bulunduğu noktada çözüme yakın bir seviyede halledilebilirdi.

Hepsinin başında gelen Kürt Meselesi asla ve asla emperyalistlerin bir meselesi değildi. Bugün eğer emperyalist dünyanın elinde bir sopa haline gelmişse bu utanç Dört Müslüman ülke ve insanının utancıdır. Dışarının kâfirine hiç söz bırakılmadan bu Ümmetin kendi arasında halletmesi çok mu zordu?

Türkiye şunu hiçbir zaman unutmamalıdır; uluslararası denilen kuruluşların ve güç odaklarının tamamına yakını kendi aleyhinde yer almaktadır. O halde Hiçbir meselesinin oralara taşınmasına fırsat vermemelidir.

Türkiye, kendi inisiyatifinden çıkmış durumdaki bu meseleler için çok büyük bedeller ödemiş, işin acı tarafı bu bedellere rağmen istediği neticeyi de alamamıştır.

Belki diyeceksiniz ki, meseleleri uluslararası boyuta taşıyan biz değiliz, hep karşı taraftır. Zaten keramet buradadır, taşıtmamaktadır.

Bütün bunların yanında Türkiye’nin bizzat uluslararasına taşıyacağı meseleler yok mudur? Vardır elbette; Dünya mazlumlarının meseleleri.

Her ne kadar beklediğimiz çözümü üretemese de şu anda yapacağımız başka bir şeyimiz olmadığı için bir Filistin ve Kudüs Meselesini, bir Doğu Türkistan Meselesini, bir Kırım Meselesini, bir Arakan Meselesini, bir Keşmir Meselesini ve Afrika mazlumlarının meselesini dünya kamuoyunun önüne koymak elbette bir yükümlülüktür.