Anasol-M hükümeti İçişleri Bakanlığı’nın 15.04.1999 tarihli “MGK kararları tedbir çalışmaları” raporuna Milat Gazetesi’nde Aslan Değirmenci ulaştı.

Batı Çalışma Grubunun sivil ayağı olarak 28 Şubat’tan hemen sonra devreye giren Uygulamayı Takip ve Koordinasyon Kurulu" ve "Uygulamayı Takip ve Değerlendirme Merkezi" nin çalışmalarına aralıksız olarak devam edildiği belirtilen raporda, konu kapsamında (irtica), bütün Valilerin Ankara'ya davet edilerek, MGK kararlarına uymaları yönünde uyarıldıkları ifade ediliyor.

DİNDAR VALİLERİ ANKARA GRUBU TAKİBE ALMIŞ

MGK kararları kapsamında alınan tedbirleri uygulamayan mülkü amirler hakkında İçişleri Bakanlığı tarafından soruşturma başlatılarak, işlem yapıldığı anlaşılan raporda, şu ifadelere yer veriliyor: “28 Şubat 1997 tarihinden 15 Şubat 1998 tarihi arasındaki dönem içerisinde 406 sayılı Milli Güvenlik Kurulu Kararları doğrultusunda Bakanlığımıza intikal eden, irticai faaliyetleri ya da tedbirlerin uygulanmasında yeterli görülmeyen mülki amirler hakkında işlem yapılmış ve Bakanlığımızda Ankara Grubunda görevli Mülkiye Müfettişleri arasından 10 kişilik bir "Özel inceleme-Soruşturma Grubu"oluşturularak konunun titizlikle takibi yapılmaktadır.”

MEDYA YAZMIŞ, POLİS FİŞLEMİŞ!

Malum medyanın psikolojik harekât amaçlı yaptığı haberleri ihbar olarak kabul edildiği görülen İçişleri Bakanlığı’na ait raporda, demek, vakıf, özel okul, yurt, pansiyon ve dershanelerin takibe alındığı görülüyor. İşte skandal raporda yer alan o bölüm: “İl ve İlçelerde yapılan denetimlere esas olmak üzere illerde Özel Denetim Kurulları oluşturulması sağlanmış olup denetim raporları periyodik olarak Bakanlığımıza ulaştırılmaktadır. İl ve ilçelerde faaliyet gösteren demek, vakıf, özel okul, yurt, pansiyon, dershane vb. birimlerle ilgili istatistiki verilerin yanı sıra, Bakanlığımıza ulaşan bilgiler, ihbarlar, şikayetler ve duyumlar ile konuyla ilgili gazete kupürleri değerlendirmeleri düzenli olarak rapor halinde Bakanlık Makamına arz edilmektedir.”

CEMAAT MENSUPLARINI İZLEMİŞLER

Cemaatlerin de İçişleri Bakanlığı tarafından takibe alındığı, cemaat mensuplarının ise izlendiği anlaşılan raporda, “Ülkemizdeki çeşitli mezhep ve tarikatlara mensup şahısların ve grupların faaliyetleri hassasiyetle izlenmektedir. Bu çerçevede taşradaki gerek istihbarat ve terör şubelerindeki personelin bilgilendirilmesi gerekse diğer Güvenlik birimleri ile eldeki bilgilerin paylaşılması amacıyla her ay istihbarat bülteni çıkartılmakta ve bu bülten tüm taşra birimleri ve MGK Genel Sekreterliği başta olmak üzere tüm ilgili Devlet birimlerine gönderilmektedir. Cumhuriyet Savcılarının Mülki Amirlerle işbirliği yapması ve gerekli tedbirleri alması hususundaki genelgelerin neticeleri takip edilmektedir” deniliyor.

YAŞ-ZEDELERİ UNUTMAMIŞLAR

Yargısız infazla ordudan atılan yüzlercemağdurun izlenmesi için de çalışma başlatıldığı görülen raporda, daha etkili takip için TSK’dan ilişkisi kesilen personelin isim listesinin istendiği görülüyor. Raporda şu ifadelere yer veriliyor: “Yerel yönetimlerde İçişleri Bakanlığının ve Mülki idare Amirlerinin vesayet yetkilerini etkin bir şekilde kullanmaları için yapılan genelge neticesi izlenmektedir. T.S.K' den irtibatı kesilen personelin ismen Bakanlığımıza bildirilmesi durumunda daha etkili takip yapılabilecektir.”

BAŞÖRTÜ AVI İHMAL EDİLMEMİŞ

İçişleri Bakanlığı’nın başörtü avına çıktığı görülen raporda, “Devlet bürokrasisinde kıyafete ilişkin yönetmeliğe aykırı davranan kamu görevlileri ile kıyafetle ilgili yasalara aykırı hareket eden vatandaşlar hakkındaki işlemler izlenmeye devam edilmektedir. 01-30 Nisan 1999 tarihleri arasında kıyafetle ilgili yasalara muhalefet eden 7 vatandaş ve kıyafet yönetmeliğine aykırı hareket eden 269 görevli hakkında işlem yapılmıştır. İller bazında tablo ektedir. Özellikle kamu görevlileri hakkında yapılan denetimlerden de anlaşılacağı üzere Valiliklerimizin bu konudaki titiz çalışmaları devam etmektedir” deniliyor.

ÜMMET VE MİLLET KAVRAMLARI BİLE TEHDİT

Raporda en çarpıcı bölüm ise “Ümmet ve Millet Kavramları” başlık kısım. “Ümmet” ve “Millet” kavramları İçişleri Bakanlığı tarafından “ciddi tehlike” olarak görülerek, çalışma başlatılmış. Çalışma raporda yerini şu şekilde almış: “Ümmet ve Millet kavramları Bakanlığımız genelgesinde ele alınmış ve mevcudiyeti halinde ciddi tehlikeler oluşturacağı belirtilmiştir. Genelge neticesi titizlikle izlenmektedir.”