Umut Kapısı Bayraklı Temsilciliği dualarla açıldı

Umut Kapısı Bayraklı Temsilciliği dualarla açıldı

Kısa bir süre İzmir merkezde kurulan Umut Kapısı Derneği, ikinci temsilciliğini Bayraklı ilçesinde açtı.

İZMİR - Geçtiğimiz yılın Kasım ayında İzmir'de kurulan ve yaptığı hayır faaliyetleriyle halkın takdirini toplayan İzmir Umut Kapısı Derneği, Menemen ilçesinde açtığı temsilciliğinin ardından bu kez de Bayraklı ilçesinde açtı.


Açılış programı Ömer Akgül'ün okuduğu Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Ardından sözü Umut Kapısı Derneği Genel Başkanı Hacı Şani aldı.


Halka hem maddi hem de manevi anlamda yardımcı olmaya çalıştıklarını vurgulayan Şani, "Bugün bir iyilik kervanının yola çıkışına şahitlik ediyoruz. İzmir Umut Kapısı olarak Kasım 2012'de İzmir merkezde açılışımızı yaptık. Bu altı aylık süre içerisinde hamdolsun Rabbimiz bize ikinci temsilciliği açma bahtiyarlığını bahşetti. Malumunuz Mart ayında İzmir Umut Kapısı'nın Menemen Temsilciliğini de açmıştık. Yine böyle bir uhuvvet havasında adeta birbirimize kenetlenerek ve birbirimizden güç ve kuvvet alarak Menemen'de de bu hayır kapısını aralamıştık. Şimdi de inşallah Bayraklı'dayız. Bayraklı'da da yine aynı şekilde hem maddi hem de manevi anlamda umut kapısını aralamak için buradayız. Çünkü hamdolsun Rabbimize bizler Allah-u Teala'ya iman etmiş şanslı müminlerdeniz. Bu zamanda en büyük nimet imandır. Dolayısıyla bizler bu imanımızın vermiş olduğu enerjiyle yola çıktık. Yola çıkış sebeplerimizden biri, Peygamber'in (sav) bir hadisinde 'Komşusu aç iken kendisi tok yatan bizden değildir' demesiyle, biz toplumdaki açların seslerine kulak vermek için adımımızı attık. İkincisi malumunuzdur ki, toplumda büyük bir ahlaki çöküntü var. Toplumun içinde güven kalmamıştır. Toplum Allah'tan ve peygamberden hızla uzaklaşmaktadır. İşte biz yine bu uzaklaşmaya dur demek için umut kapısını araladık ve açtık" ifadelerini kullandı.



"Hayır için yapılan hiçbir şeyi küçümsememek lazım"
Açılış programına konuk olarak katılan Murat Haliç bir konuşma yaptı. Hayır yolunda yapılan hiçbir işin küçük görülmemesi gerektiğini belirten Haliç, "Siz hayırlı bir işe adım attınız. Hayırlı bir yolda küçük bir adım attınız. Fakat unutmayın ki, her büyük yolculuk küçük bir adımla başlar. Yaptığınız çalışmaları küçümsemeyin. Şu hayırlı işi küçük bir mekanda, İzmir'in daracık bir sokağında yaptığınız için, yapılan işin de maddi olarak çapının o oranda olduğunu düşünmeyin. Neyin küçük, neyin büyük olduğunu taşıdığı gaye belirler. Allah'ın (c.c) rızasını yani Hakk'ın rızasını kazanmak ve halkın duasını almak için yaptığımız bu çalışmalar Allah'ın izniyle dev çalışmalardır. Görünüşte çapı küçük, ama mahiyette dev çalışmalardır. Bu nedenle bizle Necip Fazıl'ın dediği gibi dev eserler meydana getirmek için karınca gibi çalışmalıyız. Bizler daima hizmet yolunda, Hak yolunda Allah için ve insanların selameti için ve ebedi saadetimiz için sürekli hareket halinde olacağız. Hayırlı işlere adım atacağız, hayırlı işlerle meşgul olacağız. Dolayısıyla sizler bu attığınız adımı kesinlikle küçümsemeyin, gayet büyük bilin" dedi.



"Sadece maddi yardımlar yetmez"
İnsanların sadece maddi fakirliklerini gidermek için yapılan çalışmaların eksik kalacağının altını çizen Haliç, halkın manevi ihtiyaçlarının da karşılanması gerektiğini vurguladı.


Haliç sözlerini şöyle sürdürdü; " İnsanlara çorban var mı, yatağın yorganın var mı, öyleyse sorun yok deniliyor. Bu kadar mı? Bu kadarlık bir yardımın, sosyal paylaşımın eksik kalacağını söylüyorum. İnsan bir bütündür maddesiyle ve manasıyla. Biz insanımızın midesini doyuralım ama ondan daha kötüsü var. O da kalbi açlık. Onun biz mide ihtiyacını giderdiğimiz gibi kalbi ve manevi ihtiyacını da gidermemiz lazım. O anlamda iki türlü fakirlik vardır. Birincisi dediğimiz gibi madde de fakirlik ve yoksulluk. Diğeri de manen yoksulluk ve fakirlik. Adam maneviyat fakiri... Bu cemiyet, bu toplum maneviyat fakiri... Bu toplumu siz sadece maddi fakirliğini giderir, Allah korusun manevi fakirliğini bir kenarda bırakırsanız ne olur biliyor musunuz? Azgınlaşır, yoldan çıkar ve şımarır. İnsan işte böyle bir varlık. Bakın her şeyiyle gül gülistan yaşayan insanlar Allah'ı unutuyor, kendini unutuyor. Ben ilahım diyor, ben firavunum diyor. Egolarını, duygularını, öz benliğini bir türlü yola koyamıyor. Ayartılıyor, aklatılıyor, yoldan çıkarılıyor. İşte bu anlamda insan sadece bir yönüyle insan değil. Aslında insan manasıyla insandır. Rabbini bildiği sürece insandır. O yüzden bizler insanileşmeyi ve İslamileşmeyi bir arada düşünüyoruz. Yaptığımız bütün hizmetlerin mutlaka bu iki gayeyi hedef edinmesi gerektiğini söylüyoruz."


Program Grup Şüheda'nın seslendirdiği ilahi ve ezgilerin ardından sona erdi. (İlyas Yıldız - İLKHA)

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.