Uyuşturucuyla mücadelede önlemler yetersiz
Yeşilay Diyarbakır Şube Başkanı Yahya Öğer, bölgede başta Diyarbakır olmak üzere uyuşturucu kullanımın artığını belirterek, merkezi hükümetin ve yerel yönetimlerin uyuşturucuyla mücadelede etkin tedbirler almaları gerektiği söyledi.
Diyarbakır’da uyuşturucu kullanımın yüzde 5 olduğunu belirten Yeşilay Diyarbakır Şube Başkanı Yahya Öğer, toplumun geleceğini tehdit eden uyuşturucuyla mücadelede merkezi hükümet, yerel yönetimler, okul idareleri ve ailelerin birlikte hareket etmelerinin önemine işaret etti.
“Uyuşturucu, terörden çok daha fazla, toplumlara hem maddi hem de manevi noktada hasarlar vermektedir.” diyen Öğer, “Diyarbakır’da yerel anlamada uyuşturucuyla mücadelede istediğimiz performansı bulamıyoruz. Özellikle Suriçinin yıkılmasında sonra uyuşturucu maddenin satımı Diyarbakır’ın her tarafına yayıldı. Çok rahat bir şekilde satılabiliyor. Kullanıcı sayısında da artış var. İnsanların para kazanma hırsı da maalesef bu noktalara getirdi. Diyarbakır’da uyuşturucu satımıyla beraber alınmaya gelen içicilerin olması bu konuda ne kadar geri kaldığımızın işaretidir.”
“Yerel güçlerin, belediyelerin zafiyetleri ve denetim yetersizliği var”
Uyuşturucuyla mücadelede merkezi hükümetle beraber yerel yönetimlerin de eksikliklerinin olduğunu ifade eden Öğer, denetim yetersizliğinin giderilmesi gerektiğini belirterek, “Merkezi hükümette beraber yerel güçlerin, belediyelerin bu konudaki zafiyetleri ve denetim yetersizliği, uyuşturucu satıcılığı için bir alan oluşturmakta. Bu alan oluştuğunda hem satıcı hem alıcı ciddi manada maddeye ulaşma kolaylığını elde edebiliyor. Bilinçlendirmeyle beraber uyuşturucu, alkol ve tütünün zararlarını anlatarak kullanıcının rehabilite edilmesi, yerel kuvvetlerle beraber kolluk kuvvetlerinin bu işe müdahalede gecikmemesi ve göz yumulmaması gerekiyor. Diyanet İşleri Başkanlığı personellerinden beklentimiz vaaz ve hutbelerde uyuşturucunun toplum üzerindeki zararlarını, para kazanma hırsının insanları gözü körlüye götürme noktasındaki olguları ele almalarını istirham ediyoruz.” dedi.
“Esrar tütün değil, kesinlikle uyuşturucudur”
Başta bölge genelinde, özelde Diyarbakır’da uyuşturucu kullanımında artış olduğunu söyleyen Öğer, kimilerinin esrarı da tütün kategorisinde değerlendirdiğini ve bunun çok yanlış bir algı olduğunu vurgulayarak sözlerine şöyle devam etti:
“Diyarbakır uyuşturucuyla ve terörle anılmasın. En güzide şehirlerden bir tanesi olan Diyarbakır; 500’ü aşkın sahabe kabrinin olduğu, 6 peygamber makamının bulunduğu, tarihiyle ve inanç kimliğiyle ortaya çıkmalıdır. Bunu yaparken STK’lar, kamu kuruluşları, yerel yönetimler, herkes Diyarbakır’ın gerçek yüzünü; manevi kültürünü ön plana çıkartmalıdırlar. Diyarbakır’da uyuşturucu kullanımı maalesef yaygın. Yüzde 5 civarında uyuşturucu kullanımı var. Biz de yanlış bir olan bir kanat var. Şu bilinmeli ki, hint keneviri/esrar tütün değildir. Esrar kesinlikle uyuşturucudur. İnsanların malına, canına zarar veren bir maddedir. Hint kenevirini uyuşturucu olarak kabul etmeyenler insanları yanıltıyorlar. Yerel yönetimlerden ve kolluk kuvvetlerinde beklentimiz bu konuya çok ciddi manada eğilmeleridir.”
“Uyuşturucu kullanımında yaş oranı çok ciddi anlamda düştü”
Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de uyuşturucu kullanımı yaş oranı çok ciddi anlamda düştüğünü söyleyen Öğer, “Bize müracaat eden bir çocuk 14 yaşında ve 3 yıldır madde kullanıyor. Ailesi ve bizim için büyük bir felaket… Burada okul idarelerine ve velilere görevler düşmektedir. Uyuşturucuyla mücadele tek koldan yürütülecek bir olay değildir. Topyekûn bir şekilde savaş edilmelidir ki bu işin önü alınabilsin. Okul idaresi uyuşturucu satıcısını okul etrafında görüyor ama yetkili mercilere bildirmiyorsa veli çocuğunda bir madde gördüğünde sorgulamıyorsa biz bu olayı bitiremeyiz.” ifadelerini kullandı.
Son olarak genel uyarılarda bulunan Öğer, “Herhangi bir yerde uyuşturucu kullanımıyla ilgili bir olayla karşılaştığınızda bunu yetkili mercilere bildirin ve üzerinde durun, müdahale oluncaya kadar. Yasalarda bir boşluk vardır. Bizim temennimiz yasaların bu boşluğu dolduracak şekilde tekrar revize edilmesidir.” dedi.
Uyuşturucunun kullanımı, yaygınlaştırılması, pazarlanması gibi ana başlıklarda yapılan çalışmalarda dünyanın farklı ülkelerinde çok kötü tablolar istatistikler yansırken, Türkiye’de de benzer bir durum söz konusu…
Türkiye’de uyuşturucu kullanma yaşı 10’a indi
Uyuşturucu ile ilgili birçok çalışmanın içinde yer alan Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, konuluyla ilgili yapmış olduğu bir açıklamada Türkiye’de uyuşturucu kullanımın 10 yaşına kadar düştüğünü belirterek şunları söylemişti:
“Ülkemizin ve gençlerimizin uyuşturucu tutsağında olması ve raporlarda yer alan ülkeler arasında başta gelmesi bazı önlemleri almak için geç kaldığımızı gösteriyor. Türkiye’nin artık uyuşturucu ile mücadele uluslararası platformda strateji belgesi var. Arzın engellenmesi için uluslararası ilişkilerde ve diplomasi düzeyinde her türlü önlem alınıyor. Ne yazık ki ülkemizde uyuşturucu kullanma yaşı 10’a inmiş durumda.”
Türkiye’de eroin, kokain, esrar gibi uyuşturucu maddelerin dışında bonzai gibi sentetik maddelerde kullanılıyor. Toplumun farklı katmanlarındaki özellikle genç nüfusun kullandığı uyuşturucu madde okullarda dahi temin edilebiliyor.
2014 yılında 648 kişi öldü
Adli Tıp Kurumlarından elde edilen ölüm nedenlerinin de yer aldığı bir raporda, Türkiye’de 2014 yılında 7’si kadın 232 kişinin doğrudan, 12’si kadın 416 kişinin de dolaylı olarak toplam 648 kişinin uyuşturucu kullanımından hayatını kaybettiği belirtildi. Raporda, uyuşturucu kullanımı nedeniyle ölenler arasında 13 yaşındaki bir çocuk da yer alıyor.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.