Uzaktan eğitimin olumsuz yönleri giderilmeli
Covid-19 salgını nedeniyle yeni eğitim-öğretim yılında devam eden uzaktan eğitim sisteminin aksaklıkları ve olumsuz etkilediği sektörlerle ilgili vatandaşlar gelişme bekliyor.
2020-2021 eğitim-öğretim yılı Coronavirus (Covid-19) gölgesinde başladı. Okul öncesi ve birinci sınıfların seyreltilmiş zamanlarda gördükleri yüz yüze eğitimin dışında kalan diğer öğrencilerin ise eğitimleri online yani uzaktan eğitim sistemi ile yürütüyorlar.
Salgın nedeniyle mart ayından itibaren kapalı olan ve uzaktan devam eden eğitim-öğretim, kademeli olarak yüz yüze eğitime yeniden başladı.
Yüz yüze eğitimden uzak kalan diğer öğrencilerin eğitimlerini uzaktan devam ettirmeleri etkilerini ve yaşanan sorunla ilgili sendika ve sektör temsilcilerine mikrofon uzattık.
Ağrı'da birçok yerde internet alt yapısının olmaması büyük mağduriyetler ve ciddi külfetler doğururken, konunun muhatabı, internet erişim şirketi yetkilileri ile görüştük. Haberde isimlerinin verilmesini istemeyen yetkililer, kentte ciddi bir internet talebinin olduğunu ve bunu karşılayacak personellerinin olmaması ayrıca taleplerin uzaktan eğitim süresi ile sınırlı kalmasından dolayı şirketin bu masraftan kaçtığı belirtiler.
Türk Eğitim-Sen Ağrı Şube Başkanı Erhan Kılıç, evlerde internetin olmayışının eğitim aksaklığı noktasında problemler meydana getirdiğini ve bu konudaki sorunun giderilmesi için Hükümetin ilgili birimlerinin harekete geçmesi gerektiğini belirtti.
"Eğitimin tasarrufu olmaz çünkü eğitim geleceğe yatırımdır"
Fatih projesine de değinen Kılıç, şu anda ihtiyaç sahibi ailelerin bu projeye benzer bir projeye ihtiyaç duyduklarını ve bunun için Devletin, STK'ların harekete geçmesi gerektiğinin altını çizdi.
153 bin ilk ve ortaöğretim öğrencisinin Ağrı'da eğitim aldığını kaydeden Erhan Kılıç, "Birçok yerde internet alt yapısının hala yetiştirilmemiş olması, bizimde öğrenci velilerinden aldığımız şikayetler, bu durumların düzeltilmesini talep ediyorlar. İnternet alt yapısını gerçekleştirecek şirket Türk Telekom'dur ama bu husus sadece bir şirketi ki neticede kâr amacı güden özel bir şirket olması nedeni ile bu hususu önceler. Milli Eğitim Bakanlığı, Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı, Hükümetimizin ilgili birimlerinin çalışması, desteği önemli. Tabi her evde internet ulaşımı, EBA'ya erişim maalesef yok. Ağrı bazında düşündüğümüz zaman 153 bin ilköğretim ve ortaöğretim öğrencimiz var. Bu 153 bin öğrenci Ağrı koşullarını düşündüğümüz zaman birçoğu da kırsal kesim öğrencisidir veya maddi imkanı kırsal kesimdir diyelim. Velilerimiz bazı fedakarlıkları yapmak durumundalar ki yapıyorlar da çocuklarının geleceğini kurtarmak için. Bizim sendika olarak bu konuda şöyle bir ifademiz var, eğitimin tasarrufu olmaz çünkü eğitim geleceğe yatırımdır." dedi.
"İhtiyaç sahibi ailelere tablet dağıtılmalı"
İhtiyaç sahibi birçok velinin Fatih projesi benzeri bir projenin başlatılması ve imkanı olmayan ailelere tablet dağıtılması gerektiğini söyleyen Kılıç, "Fatih Projesi çok güzel bir proje, şu anda bir çok okul bu proje kapsamında etkileşim yani akıllı tahta ile buluşmuş durumda. Biz eğitimciler açısından Fatih projesinin bu kısmı çok önemli idi. Bu projenin ilk yıllarında pilot uygulama kapsamı esnasında tablet bilgisayarlar dağıtıldı. Bugünlerde de tabi birçok velinin tablet talebi var. Fatih projesine atıfta bulunularak veliler daha önce olduğu gibi yeniden tablet dağıtılması taraftarıdırlar. Tabi muhtaç ailelerimiz var, ben her öğrenciye tablet verilmesi taraftarı değilim. Çünkü benim imkanım var ve ben tablet alabiliyorum ama komşumun imkanı yok o alamayabilir. Benim çocuğuma değil o ailenin çocuğuna sosyal devlet çerçevesinde bu karşılanabilir. Bu kapsamda çeşitli dernekler ihtiyaç sahibi ailelere tablet yardımında bulunuyorlar. Topyekûn her öğrenciye bir tablet verilmesi taraftarı değiliz, ilk dönem Fatih projesi kapsamında pilot uygulamalarda bu yapıldı, pilot uygulamadan sonra devam edilmedi çünkü dönükleri olumsuzdu. Dönükleri olumsuz olunca da tablet dağıtımı bitirildi." ifadelerini kullandı.
GSM şirketlerinin EBA için sınırsız hizmet vermelerinin önemli bir sorunu ortadan kaldıracağını kaydeden Kılıç, "GSM şirketleri Nisan 2020'de 2 GB olan EBA'ya özel ücretsiz interneti 8 GB'a çıkardılar. Ancak bu şu anda artık yeterli değil çünkü uzunca canlı ders programları, EBA'da ödevlerin yapılaması ve EBA ile ilgili kaynakların kullanılması ile ilgili durumlar söz konusu. Dolayısıyla 8 GB'ın artık yetersiz olduğunu ve velilerimize gelen uyarı mesajlarında da daha fazla internetin ücrete tabi tutulacağı ifade ediliyor. İnternet kotalarının EBA canlı dersler verilirken EBA üzerinden sınırsız kota getirilmesi lazım. Sendikamız Genel Başkanı Talip Geylan beyinde bu yönde bir çağrısı oldu." şeklinde konuştu.
"Biz çocuklarımızı çok özledik"
Erhan Kılıç son olarak, "Süreç sıkıntılı bir süreç, Sağlık Bakanımızın da üzerinde durduğu gibi maske, mesafe ve temizlik bunlara çok dikkat etmemiz gerekiyor. Velilerimiz okulların açılmasını dört gözle bekliyor, öğretmenler velilerden daha büyük bir beklenti içinde. Bir öğretmen olarak bunu söylüyorum, biz çocuklarımızı çok özledik, artık onlarla bir araya gelmek istiyoruz." sözleri ile konuşmasına son verdi.
Şüphesiz ki eğitimin uzaktan yürütülmesinden dolayı süreci olumsuz geçiren sektörlerin başında kırtasiyeciler gelmekte. 2020-2021 eğitim öğretim yılını iple çeken kırtasiyeciler sezonu büyük yatırımlar yaparak beklediler, eğitim online devam edince kırtasiyecilerde kara kara düşünmeye başladılar.
"Kırtasiyecilerin yüzde 40, 50'si işyerlerini kapatmak zorunda kalacak"
Kırtasiye sektöründen mikrofon uzattığımız Sena Kaya, uzaktan eğitim nedeni ile zor günler geçirdiklerini ve devletin bu konuda kendilerine yönelik adımlar atılması gerektiğini ifade etti.
Kaya, "Ticari anlamda çok zor durumda kaldık, çok yüklü borçlandık. Her sezonda olduğu gibi bu sezonda da hazırlığımızı yaptık. Ama maalesef uzaktan eğitim olunca biz çok zor duruma düştük. Devlette bu konuda bizim için herhangi bir adım atmadı. Yedi aydır okullar kapalı, bu süre için ufak bir kredi verildi işimizi görmedi, beklentimiz çok büyük. Aslında her sektörde faaliyetler devam ediyor, okullarda açılabilirdi. Eğer turizm sektörü ile hastalık bulaşmıyorsa, okullarda da bulaşmaz. Çocuk en fazla taşıyıcı olur ama turizme baktığımızda vakaların hali ortada. Uzaktan eğitim devam ederse, kırtasiyecilerin yüzde 40, 50'si işyerlerini kapatmak zorunda kalacak. Çünkü başka yol kalmıyor, kırtasiyeci ne ödeme yapabilir nede iş yapabiliyor. Şuan ilkokul birinci sınıflar açık durumda ve vatandaşlar kırtasiye ürünleri satan zincir marketlere gidiyorlar. Buradan da darbe alınca yerli esnaf olarak bitme noktasına gelmiş durumdayız." diye konuştu.
Yine uzak eğitim nedeni ile süreci olumsuz geçiren diğer bir sektör ise okul taşımacılığı. Taşımacılığın olmaması ve devletin bütün ödemeleri eksiksiz almasının sektörü kötü etkilediğinin altını çizen Ağrı Servisçiler Derneği Başkan Yardımcısı Burak Taşdan, kentte bu sektörde 250-300 kişinin çalıştığını ve devletin mağduriyetleri göz önünde bulundurması gerektiğini belirtti.
"Çalışmadan ödeme yapmamız bizi sıkıntıya sokmakta"
Taşdan, "Servisçi esnafı 6 ay önce pandemiden dolayı kontak kapattı, uzak eğitime geçildi. 6 aydır kontak vuramayan servisçi esnafı gerek vergisi, gerek Bağ-Kur'u, MTV'si olsun tam teşekküllü ödemekte, hiçbir geliri olmadan. Çalışmadan bunları ödüyor olmamız bizi sıkıntıya sokmakta. AVM'ler, kafeler, sosyal alanlar açıkken okullar neden kapalı? Hem öğrenciler derslerinden geri kalırken hem de servisçi esnafı olarak zor günler yaşamaktayız. Bir gelirimiz yok iken giderimizde olmamalı. Özel bankalar bize yardımcı olmuyor, kredilerimiz ertelenmiyor, ertelenmediği gibi erteleme yapıldığında da yüksek faizler alınıyor. Kredi kartı borcunu ödeyemez haldeyiz, SGK ki bir gün geç kaldığımız zaman yüksek faizler alan bir kurum. Bunların önüne geçilmesini ve Devletin bize bu konularda yardım etmesini istiyoruz. 150 S plakalı servisimiz ve 250-300 servis servisçi esnafımız var Ağrı'da." dedi.
Telefon ve tablet satışlarını gerçekleştiren Erdal Oğur, satıcı olarak mutlu olduğunu ama bir veli olarak mağdur olduğunu söyledi.
Ağrılı esnaf Oğur, içinde bulunduğu durumu şu şekilde özetledi:
"İnternet alt yapısı Ağrı'nın birçok mahallesinde yok, çoğu veli şuanda mağdur durumda. Veli gelip tablet alacak ihtiyaç sahibi bir veli 2-3 bin TL fiyatı olan tableti alamıyor. Tabi maddi imkanı elverişli olan velilere de tablet yetiştiremiyoruz. Veli akıllı telefondan öğrencisini online eğitime dahil etmek istiyor ama bu sefer evde internet yok. SIM kartlar üzerinden internet sağlanmaya çalışılıyor oda şirket en fazla 50 GB veriyor, kişinin 3-4 öğrencisi var bu durumla başa çıkamıyor. Tekrar internete müracaat ediyoruz, Türk Telekom'da bize bulunduğumuz yerde alt yapının olmadığını gerekçe gösteriyor. Bu durumun mağduriyetini yaşıyoruz. Vatandaş nereye müracaat edeceğini şaşırmış durumda o yüzden yetkililer bu duruma el atmalılar."
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.