Uzman Pedagog Aydın: Mutluluk sanal dünyada değil gerçek hayatta aranmalıdır

Uzman Pedagog İnci Aydın, sosyal medya kullanıcılarının her an ve durumda duygularını yansıtacak şekilde foto ve video paylaşıp tüm zamanını bu paylaşımların beğenilerine ayırıp zihnini yormasını "bağımlılık" olarak nitelendirdi.

Teknoloji çağıyla beraber özellikle gençler zamanlarının büyük bir kısmını sosyal medya başında geçiriyor. Sosyal medya platformlarında paylaştıkları bir yazı, fotoğraf veya videonun kimler tarafından beğenildiğini veya farkı sayfalarca paylaşıldığını merak ederek kişinin tüm zihnini o yöne ayırması "sosyal medya bağımlılığı" olarak tarif ediliyor.

Sosyal medya bağımlılığının tanımını farklı kategoriler üzerinde aktaran Uzman Pedagog İnci Aydın, bu tür yaklaşımların kişilerin gerçek hayatta bulabileceği mutluluğu sanal dünyada araması olarak tanımlayarak bu tür yaklaşımları psikolojik açıdan değerlendirdi.


"Sosyal medya paylaşımları kişide sürekli kaygı ve stresli duruma dönüşüyorsa problem var demektir"

Sosyal medyanın yararları olduğu kadar zararlarının da olduğunu belirten Aydın, "Yararlarına baktığımızda insanlar eski arkadaş ilişkilerini bulma ya da yeni arkadaşlarıyla veya şu anki arkadaşları ile keyifli güzel anlar geçirmeye yönelik sosyal medyadan fotoğraf ve videolar paylaşabilmektedir. Ancak 7/24 sürekli bağımlılık haline gelir, kişi sürekli sosyal medyanın içerisinde olursa ve özellikle KPSS, YKS ve LGS öğrencisinin akıl ve zihin dünyasında 'nasıl bir içerik üretsem de insanlar beni nasıl beğenir, fotoğraf ve video nasıl çeksem beğeni toplayabilirim?' gibi sürekli kaygı ve stresli duruma dönüşüyorsa burada çok büyük bir problem var demektir." dedi.

Aydın, "Kişi, sosyal medyada arkadaşlarının fotoğraf ve videolarına bakabilir, kendi fotoğraf ve video paylaşımında bulunabilir. Ancak bunun sosyal medya bağımlılığı şeklinde yoğun bir kaygıya dönüşmesi ve kişinin günlük hayatını aksatması ciddi anlamda problemdir. Örneğin KPSS veya YKS öğrencisi sınava hazırlanması, dikkatini ve odaklanmasını sınava vermesi lazım iken 'bugün ne paylaşsam veya arkadaşlarım ne paylaştı' diye aklı sürekli sosyal medyada olursa bu ne yazık ki bağımlılık ve takıntı haline dönüşebilmektedir." ifadelerini kullandı.

"Sevgi ve saygıyı sosyal medyada aramak ciddi problem olduğuna işarettir"

Sosyal medyanın oluşturduğu ruhsal etkilere de temas eden Aydın, "Normalde 5 duyu organımız var. Görme, dokunma, duyma, tatma ve koklama gibi beş duyu organımızdan sanki bir altıncısı oluştu. Telefonumuz yanımızdayken çalmıyor, mesaj ve bildirim sesi gelmediğinde ekrana dokunuyoruz. O anda zihin dünyası eğer o telefona dokunmazsa ya da o telefonun sosyal medyasını açıp bildirimlerine bakmazsa kişide kaydı, gerginlik ve stres oluşuyorsa bu da ne yazık ki bağımlılık ve takıntıya dönüşebilmektedir." şeklinde konuştu.

Bağımlı hale gelmiş sosyal medya kullanıcısının sosyal medyada beğeni almaz, sosyal medyaya beklediği düzeyde giremez ve zaman ayıramazsa yoğun derecede kaygı bozukluğu veya mutsuzluk, stres, hayattan keyif ve zevk alamama gibi süreçlerle karşılaştığını sözlerine ekleyen Aydın, tüm bunlarla birlikte sosyal medyada beğenilmek için kişinin sürekli bir şeyler ürettiğini ve bir şeyler üretirken bunu takıntı haline getirip başkalarının sevgi ve saygısını kazanmak adına bunu 7/24 düşünmesinin ciddi anlamda problem olduğuna dikkat çekti.

Uzman Pedagog Aydın, "Örneğin Maslow'un ihtiyaçlar piramidi vardır. İlk ihtiyacımız yeme ve içme, ikincisi güvenlik, üçüncü ve dördüncü ise sevgi ve saygıdır. Bu sevgi ve saygıyı kazanmada insanlar sosyal medyada 'başkalarının sevgisini ve saygısını nasıl kazanırım' diye yoğun derecede çabalama yapıyor ve performans harcıyorsa burada ciddi anlamda problem var demektir." diye belirtti.

"Sosyal medyadan gelen beğenilme sahte mutluluktur"

Kişinin sevgi ve saygıyı başka bir kişiliğe girmeden, kendi karakteriyle sanal dünya olmadan gerçek dünyasına yansıtması gerektiğini ifade eden Aydın, "Ama ne yazık ki sosyal medyada kişi yüzüne bir maske takıp sanki kendisi gibi değil başka bir karakter ve başka bir kişilikmişçesine insanların sevgisini, ilgisini ve beğenilerini görmek onu mutlu ediyor ama bu, yalancı ve sahte bir mutluluktur. Gerçek mutluluk, sanal dünyadan ziyade yüz yüze insanlarla yaptığımız sağlıklı ilişkilerdedir." dedi.

Aktarımında çözüm önerisini de paylaşan Aydın, şunları söyledi:

"Çözüm önerisi olarak ilk etapta insanlardan şunu istiyorum. 'Ben neden çok fazla sosyal medyadan beğenilme ihtiyacını duyuyorum, neden bu fotoğrafım ya da videomda insanlar beni beğensin' ihtiyacı duyuyorum; Sevgi, saygı ve onaylanma ihtiyacı ile bu ihtiyaçları doğuran şey nedir' gibi soruların cevabını kendisinde tespit etmeye çalışsın."

Aydın, "Eğer kişi bunu kendisinde tespit edemez ve zihin dünyası sürekli sosyal medyadaki beğenilme içeriği üretmeye odaklanıyorsa o zaman bir uzmandan destek almasında fayda var. Bütün bunlarla birlikte gerçek sosyal hayatta kişinin zevk aldığı, mutlu olduğu, sosyal ve fiziksel aktiviteler nelerse sanal dünya yerine gerçek hayatta mutlu olacağı şeyleri bulması asıl mutluluktur. Sosyal medyadan gelecek o beğenilme sahte mutluluktur ve bir müddet sonra kişinin psikolojik açıdan olumsuz etkilenmesine sebebiyet verebilmektedir." şeklinde konuştu. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.