Uzmanlar: Yaz aylarında fazla terlemelerin nedeni ciddi bir hastalık olabilir
Terlemenin normal ve sağlıklı bir durum olduğuna dikkat çeken Uzmanlar, psikolojik nedenlerden bazı hastalıklara hatta fazla kiloya dek birçok etkenin terlemeye yol açabildiğini belirterek terlemeye karşı etkili önlemleri anlattı.
Terleme vücut ısısını ayarlayan önemli bir mekanizma olsa da özellikle yaz aylarında ve sıcak günlerde pek çok kişi için kabusa dönüşebiliyor. Kıyafetlerin ıslak görünmesine yol açarken, koku ve mantar gibi dermatolojik şikayetlere de neden olabiliyor.
Yaz mevsiminin gelmesi ve havaların ısınması, aşırı terleme yaşayan kişilerin kâbusu olurken vücut için doğal bir süreç olan terleme, özellikle sıcak havalarda iş ve sosyal hayatı olumsuz yönde etkiliyor.
Bölgesel aşırı terleme, hastaların kıyafetlerinde iz bırakması sebebiyle açık renk giyinmelerine hatta tokalaşmalarına bile engel olabiliyor.
Yaz aylarında yoğun yaşanan terleme ve tedavileriyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Dermatoloji Uzmanı Dr. Lütfiye Çoban, Fazla terlemenin nedeninin ciddi bir hastalık olabileceğini ifade etti.
Çoban, "Bölgesel ya da yaygın olabilen aşırı terleme; diyabetli hastalarda, tiroit bezi aşırı çalışan kişilerde ve kanser hastalarında sıklıkla oluşabilmektedir. Ayrıca koltuk altı, el ve ayaklarda duygusal faktörlere bağlı olduğu düşünülen bölgesel aşırı terleme görülebilmektedir. Bölgesel terlemede sinirsel uyarım sonucu terleme bezlerinin normalden fazla çalışmasının nedeni tam olarak bilinmemektedir. Aşırı terleme yani hastanın iş ve sosyal hayatını olumsuz yönde etkileyen bir hastalıktır." dedi.
"Terleme ergenlikten sonra daha çok görülüyor"
Terlemenin iki şekilde ortaya çıktığını belirten Çoban, "Terleme iki şekilde ortaya çıkar. Psikolojik faktörler, stres, utanma, heyecan gibi duygusal değişikliklerde oluşan birincil aşırı terleme durumu görülebilir. Tiroit hastalıkları, menopoz dönemi, yüksek tansiyon, nörolojik bazı hastalıklar, ilaçlar, alkol, kafein gibi maddelere bağlı ortaya çıkan ikincil aşırı terleme durumu da söz konusu olabilir. Bunlar herhangi bir hastalığa bağlı olmayan aşırı terleme durumudur. Aşırı terleme en çok 18-25 yaş arasında görülmektedir. Aşırı terleme sorunu artan yaşla birlikte azalabilir. Ancak ileri yaşlarda da aşırı terleme sorunu ile karşılaşılabilmektedir" ifadelerini kullandı.
"Kişiyi evden çıkamayacak hale getirebiliyor"
Günlük yaşamı etkilediğini ve insanın rahat hareket edemediğini belirten Çoban şöyle konuştu:
"Koltuk altı terlemesi kıyafetlerde ıslaklık ve iz oluşturarak hastayı sosyal ortamlarda utandıracak hoş olmayan durumlara yol açabilmektedir. Ayrıca, derinin tahriş olması ve kötü bir koku oluşması da hastanın sosyal yaşamını olumsuz yönde etkilemektedir. Bunların yanı sıra, ellerdeki terlemeye bağlı olarak tokalaşma sırasında yaşanan olumsuzluklar ise kişinin iş yaşamında zorluk yaratabilmektedir. Bölgesel terleme kişinin hayatını tehdit etmese de yaşam kalitesini önemli ölçüde azaltan bir rahatsızlıktır ve mutlaka tedavi edilmelidir.
Terleme mantar oluşumuna yol açıyor
Aşırı terlemenin bazı sağlık problemlerine de sebep olduğuna dikkat çeken Çoban, "Aşırı terleme, bazı sağlık problemlerine de sebep olmaktadır. Ayaklardaki aşırı terleme, kötü koku nedeniyle çevreye rahatsızlık verdiği gibi ayak ve tırnaklarda mantar gelişimine de zemin hazırlamaktadır. Bazı durumlarda el terlemesi; alet kullanımı, yazı yazarken kalemi tutma ve araba kullanmayı dahi engelleyebilmektedir." dedi.
Aşırı terlemeden nasıl kurtulabilirsiniz?
Terleme sorunun önüne geçilebileceğini belirten Çoban, "Bölgesel aşırı terlemenin tedavisinde alternatif yöntemler kullanılmasına rağmen günümüzde rahatsızlığın tedavisi için en etkili ve kolay işlem botoks uygulamasıdır. El ve ayaklardaki uygulama ağrılı olabileceği için tedavi öncesinde bölgesel anestezi yapılmaktadır. Koltuk altında uygulama daha ağrısız olduğu için, bu işleme özel kremlerin bir saat öncesinde terleme bölgesine sürülmesi yeterli olmaktadır. İşlemden birkaç gün sonra şikayetlerin sona erdiği görülür. Tedavinin etkisi 4- 6 ay arası devam etmektedir. Bu nedenle yılda 2-3 kez tekrarlanması gerekmektedir. İşlem sonrasında hastalar, iş ya da günlük yaşamlarına hemen dönebilmektedirler." şeklinde konuştu. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.