Uzmanlardan YKS öncesi öğrenci ve ailelere önemli uyarılar
Uzmanlar hafta sonu yapılacak Yükseköğretim Kurumları Sınavı ile ilgili öğrenci ve ailelere önemli uyarılarda bulundu.
Uzmanlar 30 Haziran Cumartesi ve 1 Temmuz Pazar günü milyonlarca öğrencinin katılımı ile yapılacak Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) öncesi, sınava katılacak öğrencilere sınav öncesi ve sınav anında yapılacaklar ile ilgili önemli uyarılar yapılırken, ailelere de önemli tavsiyelerde bulundu.
Bu hafta sonu 30 Haziran Cumartesi ve 1 Temmuz Pazar günü milyonlarca öğrencinin katılımı ile yapılacak Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) öncesi Uzmanlar sınava katılacak öğrencilere sınav öncesi ve sınav anında yapılacaklar ile ilgili önemli uyarılar yapılırken, ailelere de önemli tavsiyelerde bulundu.
Sınavın detayları hakkında yapılan bilgilendirmede, TYT'ye başvuru yapan 2 milyon 381 bin 784 adayın 7 bin 884 binada ve 129 bin 291 salonda; AYT'ye başvuran 2 milyon 19 bin 853 adayın 6 bin 746 binada ve 108 bin 470 salonda; YDT'ye başvuran 131 bin 453 aday ise 779 binada 6 bin 418 salonda sınava alınacağı belirtildi.
TYT'de Türkçe testinden 40, sosyal bilimler testinden 20, temel matematik testinden 40, fen bilimleri testinden 20 olmak üzere toplam 120 soru yöneltilecek.
AYT'de Türk dili ve edebiyatı-sosyal bilimler-1 testinden 40, sosyal bilimler-2 testinden 40, matematik testinden 40, fen bilimleri testinden 40 soru, YDT'de ise 80 soru sorulacak.
"YKS geçen senelerden farkı olarak, sınav tarihinin peş peşe aynı günlere denk geliyor"
Sık sık değişen sınav sistemi ile ilgili açıklamalarda bulunan ARTI Eğitim Kurumları Rehber Hocası Aziz Atlı, “Öncelikler sınav sistemini anlatmaya çalışacak olursak geçen senelerden farkı olarak, sınav tarihinin peş peşe aynı günlere denk gelmesi ve YGS sistemine göre YGS’yi geçemeyen öğrencilerin, barajı geçemeyen öğrencilerin bir sonraki sınavda olan LYS’ye katılamaması durumundan dolayı öğrenciler yarı yolda bırakmak durumunda kalıyorlardı. Ama artık öyle bir durum yok. Öğrenciler birinci ve ikinci oturuma beraber TYT birinci oturum, AYT ikinci oturum olmak üzere iki oturuma aynı anda ve aynı sürede hazırlanmaya çalışıyorlar, bu da öğrencilerde zaman içerisinde bıkkınlık, yorgunluk, pes etme gibi davranışları ortadan kaldırmaya çalışıyor. Birinci oturumda yani TYT’de 120 soru mevcuttur, 120 sorunun 40 sorusu Türkçe, 20 sorusu sosyal, 40 sorusu matematik ve 20 sorusu fen bilimlerinden oluşmak üzere 120 sorudan oluşuyor ve süresi 135 dakikadır. İkinci oturumda 160 sorudan meydana geliyor, sözel, sayısal ve eşit ağırlık bölümlerine ayrılmışlar. Sözelci olan bir arkadaşımız edebiyat ve sosyal-2’yi, eşit ağırlıkçı olan bir arkadaşımız edebiyat ve matematiği, sayılsalcı olan bir arkadaşımız ise matematik ve fen bilimlerini yapmaya çalışacaklar ve bu anlamdaki puanlarını oluşturmaya çalışacaklar. Diğer alanlarda yapmaya hakları var, istedikleri zaman yapabilirler. Bu da onlara ne yapıyor, ekstra bir alan oluşturuyor. Yani diyelim ki ekstradan sosyal-2 veya ne bileyim başka kendi alanının dışında eşit ağırlıkçı bir öğrenciyi düşünelim mesela, eşit ağırlıkçı bir öğrenci edebiyat, sosyal-1 ve matematiği yapacak durumda iken fen bilimlerini de yaptığı zaman fen puanı ile sayısal puanı da oluşacak, sosyal-2‘yi yaptığı zaman sözel puanda oluşacaktır. Bu da öğrencilerimize ekstradan bir alan tercihi veya farklı bir alan tercihinde bulunabilecek hakkı doğuracak.” ifadelerini kullandı.
"Her şey sınav değil, hiçbir şey onlardan daha kıymetli değil"
Atlı sınava sayılı saatlerin kaldığını belirterek, “Sınav kaygısına gelecek olursak ister istemez öğrencilerimizde sınava yakın son birkaç güne girdiğimizde özellikle sınav akşamı ve sınavdan bir gün önce öğrencilerimizde yüksek kaygı oluştuğunu, yüksek kaygı içerisine girdiklerini görebiliyoruz, bunu gözlemleyebiliyoruz. Bunu azaltmanın yollarından bir tanesi öncelikle öğrencilerimizin her şeyin sınav olmadığını, hiçbir şeyin onlardan daha kıymetli olmadığını düşünmelidir. Eğer öğrencilerimiz hiçbir şeyin onlardan daha kıymetli olmadıklarını düşünürlerse sınavın aslında onlar için bir basamak olduğunu veya başka bir alana geçiş olduğunu düşüneceklerdir ve bunlarda ister istemez kaygı azalacaktır. Sınavdan bir gün önce öğrencilerimizin ders çalışmamasını tavsiye ediyoruz. Seri denemelerden sonra öğrencilerimiz ders çalışmaktan ziyade biraz daha eğlenceli, ailesi ile beraber mutlu olacakları şeyleri yaparlarsa sınav kaygısı daha aza iner. Başka bir konuda uyumama konusudur özellikle öğrencilerimizde gözlemlediğimiz, en çok gelen şikâyetlerden bir tanesi, öğrencilerimizin sınav akşamı uyumamam sorunları meydana geliyor. Uyuma sorunu ile karşılaşan bir öğrenci kesinlikle o akşam uyumak için kendisini zorlamamalıdır. Çünkü sınav esnasındaki o sınav psikolojisi öğrenci ne kadar uykusuz olursa olsun, sınav esansında uyuyamayacaktır, yani uykusu gelmeyecektir. Dolayısıyla ben sınavda uyuyacağım, uyuya kalacağım sınavda diye düşünme ve bunun kaygısının içerisine girmesi yanlış bir duygudur. Dolayısıyla sınav akşamı uykusu gelmeyen bir öğrenci kendini rahta şeyler ile zamanını geçirerek, uykusu geldiği zaman uyuyacaktır. Aksi takdirde uykusu gelmeyen bir öğrenci ben illa uyumam gerekiyor diye kendini zorlamamalıdır. Bu tam tersine onun daha fazla uykusunu kaçıracaktır.” şeklinde konuştu.
"Öğrenci çözemediği soruya takılmamalıdır"
Sınav esnasında nasıl bir yol izleyeceklerine de değinen Atlı, “Sınav esnasında öğrencilerin dikkat etmesi gerekenlerden bir tanesi öğrencilerimizin sınav esnasında belli-başlı sorulara takılmamalarıdır. Çözemediği soruları, aşamalı şekilde çözmeleri gerekiyor. Bir soru çözemeyen bir öğrenci o esnada aklına gelmiyor olabilir, hatırlamıyor olabilir. Dolayısıyla öğrenci bu soruyu çözemiyorsa başka sorulara geçmelidir. Daha sonra basit olan soruları çözen beyin veya birey biraz daha mutluluk hormonu salgılayacaktır ve bu da öğrencilerimizde başarma duygusu ön plana çıkacaktır. Basit sorulardan, daha çok başarılı olduğumuz derslerden başlamamız her zaman bizim için avantaj durumuna geçecektir. Öğrencilerimizin en büyük düşmanı sınav esnasında bir soruya takılı kalmalıdır. Bazen bir soru bir öğrenciyi 10-15 dakika yorabiliyor ve 10-15 dakika boyunca bir öğrencinin bir soru ile uğraşması demek geri kalan soruları görmemesi, bu soruları görmeden sınavın bitmesi anlamına gelmektedir. Dolayısıyla öğrencilerin sınav esnasında zorlandıkları soruları sona bırakmasıdır, diğer soruları bitirdikten sonra çözemediği soruları çözmesidir onun için daha büyük avantaj olacaktır.” dedi.
"Ailelere önemli görevler düşüyor"
Aileler de önemli tavsiyelerde bulunan Atlı, “Ailelerimiz sınav esnasında morallerin daha yerinde olması için destek olmaları gerekiyor, öğrencilerimize her zaman başarı duygusunu empoze etmemiz lazım. Başara bilirsin, sana güveniyorum gibi öğrencilerimize özgüven aşılayıcı sözler öğrencilerimizin motivasyonlarını, morallerini, kaygılarını azaltacaktır.” ifadelerini kullandı.
ÇINARINSESİ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.