Hasan YILMAZ
Vahiy ekseninde yaşamak
Dünyadaki doğal ve sosyal olaylara Hak nazarıyla baktığımızda insanların olaylar karşısındaki tutum ve davranışlarının adil ve objektif olmadığını görürüz. Günlük konuşmalarımızda herkesin en çok dillendirdiği ‘’Adalet hepimize lazım’’ söylemi değil midir? Pratiklere bakıldığında ise tutum ve davranışların ideolojik olduğunu görürüz. Bu sıkıntının günümüze ait olmadığını önceden süre geldiğini Einstein şöyle izah etmiştir: “Ön yargıları kırmak atomu parçalamaktan daha zordur.” Adil bir tutumun erdemli bir tutum olduğunu, Allah katındaki derecesini ise kudret sahibi şöyle izah eder: “Ey iman edenler, Allah için hakkı ayakta tutanlar ve adaletle şahitlik yapanlar olunuz. Bir kavme olan kininiz, sizi adaletsizliğe sevk etmesin. Adaletli olun, çünkü o, takvaya daha yakındır. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.”
Yaratılış gayesi yaratana yakın olmak olan insanın, bütün zenginlikleri, yaratanın buyruklarında araması gerekmez mi?
“Yeryüzündeki bütün ağaçlar kalem olsaydı, denizler de mürekkep, sonra yedi deniz daha katılarak mürekkep olsaydı, Allah’ın sözleri yine de yazılmakla tükenmezdi. Şüphe yok ki Allah güçlüdür, O’nun gücüne hiçbir güç erişemez. O Allah, yaptığı her şeyi yerli yerince yapandır.’’ Bu bağlamda hakikati unutmamak gerekir. Bizler hakikat ilminden uzaklaşıp yanlış tefekkürlere daldığımızdan kalp gözümüz kapandı ve mutsuzlaştık. Oysaki aradığımız mutluluk, ilim ve makam hücrelerimizdeydi, duvarlara asıp ta tozunu almayı unuttuğumuz ilahi kaynaktaydı, onu örnekleyen efendimizin sözündeydi.
Nedir bu söz?
“Ben, kulumun benim hakkımda yaptığı zanna göreyim. O, beni zikretti mi onunla beraberim. Eğer o beni nefsinde zikrederse ben de onu onunkinden daha hayırlı bir cemaat içerisinde zikrederim. O bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir zira yaklaşırım, o bana bir zira yaklaşırsa ben ona bir kulaç yaklaşırım. O bana yürüyerek gelirse ben ona koşarak giderim.” Bizler de bu anlayıştan hareketle yürüyen genç kuşağa koşmalıyız. İdeal bir gençliğin yetişmesini arzu ediyor isek gençliğin temel felsefelerini ölçütlerini belirtmek gerekir.
Nedir bu ölçüt?
“Onlar ki; ayakta, oturarak ve yanları üzerinde iken hep Allah’ı hatırlayıp anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde inceden inceye düşünürler ve şöyle derler: Ey Rabbimiz! Sen bunların hiçbirini anlamsız ve amaçsız yaratmadın. Sen yücelikte sınırsızsın, bizi ateş azabından koru.” Bu anlayışı çalışma hayatımızda göstermeliyiz. Çalışma takvimlerinde sonsuz güç sahibini hesaba katmayıp kendi mal varlıklarıyla gücüyle övünüp inkârcılara, yaratan şöyle mesaj vererek uyarıda bulunuyor.
‘’Muhakkak ki, inkâr edip, kâfîr olarak ölenlerin hiç birinden, yeryüzü dolusu altını olsa ve onu fidye olarak verse artık asla kabul edilmez. İşte onlar için elim azap vardır. Ve onlar için bir yardımcı yoktur.’’
Selam ve dua ile…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.