Mustafa CANAN
Vahyin inşa ettiği bir gençlik
Bu hafta köşemizde gençleri ve gençliği ele almak istiyoruz. Tabi gençleri ve gençliği yazarken her hususta olduğu gibi en başta başvuracağımız kaynak Kur'an-ı mübindir. Zira vahiy tarihi şahsiyetlerden örnekler vererek, teoriyle hemhal pratiklerin portrelerini ortaya koyuyor.
Evet, âlemlerin Rabbi en başta ilk insan ve ilk peygamber olan Hz. Âdem'in iki oğlu olan Habil ve Kabil'den bahsediyor.
Habil'in imanı, hikmeti, aklı, izzeti ve itaati; Kabil'in küfranı, nefsi, bencilliği ve isyanı temsil ettiğini belirtiyor.
Saffat, Şuara ve İbrahim sûrelerinde bir genç olarak Hz. İbrahim'den bahsediyor. Allah dostu Hz. İbrahim'in tefekkürünü, aklını kullanışını, putperestliğe karşı mücadelesini, dik duruşunu, teslimiyet ve bağlılığını ele alıyor. Öyle ki Rabb-ı Rahim'in kendisine olan iman, teslimiyet ve bağlılığı karşısında adeta “sünnetullahı” bozduğunu görebiliyoruz. Dünyanın neresine gidersek gidelim su boğar, ateş yakar. Fakat bir genç olarak Hz. İbrahim'in tevhidi duruşu vesilesiyle Allah'ın izniyle yakıcı olan ateşin Hz. İbrahim'i yakmadığını, aksine ona serin ve selamet olduğunu ilmel yakin biliyoruz.
Allah, Yusuf suresinde genç portrelerden Hz. Yakup'un oğullarından, Hz. Yusuf ve kardeşlerinden bahseder. Evet, Hz. Yusuf'un merhametinden, af etmesinden, ailesine düşkünlüğünden, Allah'ın kendisi için takdir ettiğine boyun eğmesinden; zindanı harama, isyana, tuğyana tercih etmesinden bahseder. Yine Hz. Yusuf'un iffetinden bahseder. Diğer tarafta tahammülsüzlüğü, kıskançlığı, enaniyeti, haksızlığı ve inadı temsil eden Hz. Yusuf'un kardeşlerinden bahseder.
Allah, bir genç olarak Hz. Musa'dan, Hz. İsa ve havarilerinden, Hz. Lokman ve oğlundan, Ashabı Kehf'ten ve bir genç olarak Hz. Muhammed'ten bahseder.
Allahu zulcelal; Lokman, Kehf, Al-i İmran, Meryem, Kassas, Bakara ve Ta-ha surelerinde iyi gençlerden, gençlerin iyilerinden, mümin gençlerden olan, mümin gençler için bir numune misal olan güzel insanların üstün davranışlarından bahseder.
Kur'an, birer inci ve mercan olan üstün davranışların, erdem ve değerlerin hususen gençlerde güzel olduğunu belirtir.
Kur'an-ı Kerim'in Hz. Adem –aleyhisselam-dan Hz. Muhammed –salallahu aleyhi vesellem'e kadar üstün özellikleriyle bize sunduğu genç kişiliklerin diğer yanında bir de genç sahabileri bilmek, görmek lazımdır.
Vahiyle büyüyen “ilmin kapısı” iltifatına mazhar olan Hz. Ali'den, “ümmetin emini” iltifatına mazhar olan Ubeyde bin Cerrah'a, “her peygamberin bir yardımcısı vardır, benim yardımcım Zübeyr'dir” iltifatına mazhar olan Zübeyr bin Avvam'a, herkesin kendisine “anam babam sana feda olsun” dediği peygamber efendimiz'in Uhud günü kendisine “at Sad, anam babam sana feda olsun” iltifatına mazhar olan Sad bin Ebi Vakkas'a, İslâm ordusu komutanı şerefine nail olan Usame bin Zeyd'e kadar olan “yeryüzü yıldızları”nın genç nesli 10-18 yaşları aralığındaydılar.
Netice mi, dünden bu güne yüce meziyetleriyle gençler kilit noktalarda bulunmuşlar. Bu günden yarına bunun böyle olması için bu hakikatin farkında olmamız elzemdir.
Çünkü gençlik, dinamizmdir. Enerjidir, harekettir, berekettir. Gençlik gelecektir, adım adım yürüyen, saniye saniye büyüyen yarınlardır. Güçtür, kuvvettir, gençlerin imanlısı nimettir.
Evet, şüphesiz davalar büyüklerin tecrübesi gençlerin enerjisiyle yol alır. Hem gençliği olmayan davanın soyu kesiktir, yarınlar adına başı eğiktir.
Öyleyse vahyin sunduğu teori ve pratikler çerçevesinde gençliğe sahip çıkılmalıdır, gençliğin elinden tutulmalıdır, gençliğe imkânlar sunulmalıdır.
Bu husus her ne kadar hareketlere/davalara/öncü kadrolara baksa da bu işin muhakkak ki gençlere bakan yönü de vardır. Tabii ki kıymetli zamanını, ömrünün baharını kıymetlendirmek de kıymetten düşürmek de onların elindedir. Bu şekilde kimi hayatını imar, kimi de tarumar eder.
Gençleri güzelleştiren, kıymetine kıymet katan, imanıdır, takvasıdır, ağırbaşlılığıdır, davaya bağlılığıdır, öncü kadrolara muhabbeti ve itaatidir. Bu hasletleri merkeze alınca baharını hak yolunda inşa etmiş olur; madden ve manen güzelleşir.
Vahye gençleri “Doğrusu onlar Rablerine iman eden genç yiğitlerdi”(Kehf suresi 13) şeklinde övdürten bu hasletlerdir işte.
Kibre bürünmek, saygıdan arınmak(!), başına buyruk kesilmek, günahlara dalmak ve tembelliğe yapışmak da gençleri çirkinleştiren hasletlerdir. Bu hususiyetlere esir olan da kaybeder, ömrünü de ahiretini de perişan eder.
Hâsılı gençliğini Allah'a adayan, gençliğini Allah davasıyla tezyin eden, zihnini İslâmî ilimlerle donatan, kalbini Allah, peygamber ve müminlerin sevgisiyle inşa eden azizlerden olmak her gencin arzusu ve çabası olmalıdır. Vesselam.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.