Van'da Muhammed Mursi için gıyabi cenaze namazı kılındı
Mısır’da mahkemede hayatını kaybeden Mısır’ın seçilmiş ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursi için Van’da gıyabî cenaze namazı kılındı.
Darbeci Sisi yönetimi tarafından yargılandığı mahkeme salonunda şehid olan Mısır Cumhurbaşkanı Muahmmed Mursi için Van Sivil Dayanışma tarafından gıyabi cenaze namazı kılındı.
Mısır’ın seçimle başa gelen ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi 2013 yılında askeri darbeyle görevinden alınarak, cezaevine konulmuştu. Yaklaşık 5 yıldır süren davanın son duruşmasında fenalaşan Mursi, kaldırıldığı hastanede şehit oldu.
Mursi'nin şehadet haberi İslam alemini yasa boğarken Van Sivil Dayanışma (SDİ) tarafından gıyabi cenaze namazı kılınarak, basın açıklaması yapıldı. Açıklamayı SDİ dönem sözcüsü Emrah Bozkaya Okudu.
Bozkaya, “Mısırda yıllarca süren askeri rejim vesayetine son veren Mısır halkı Amerikan ve israil uşaklığını yapan hain Sisi tarafından tekrar askeri bir darbe yapılarak Mısır tarihinde ilk defa seçimle başa gelen Muhammed Mursi’yi devirmiş ve binlerce insanı katletmekle yetinmeyen rejim, binlerce İhvan üyesini de tutuklatmıştır. Kutlu direnişin üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen Mısır zindanlarında şehit haberleri gelmeye devam ediyor. Mısır’ın ilk ve tek meşru Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, yıllardır böbrek, karaciğer ve şeker hastalıklarından muzdarip olduğu halde, tedavileri keyfi biçimde engellenmiş, olumsuz hapishane koşullarında durumunun kötüleşmesi beklenmiştir. Günün 23 saatini tek başına hücre hapsinde geçiren Mursi, hayatının ciddi tehdit altında olduğunu daha bir kaç ay önce bizzat kendisi mahkemede açıklamıştı. Şehit Mursi’yi idam cezasıyla yargılayan Mısır cuntası, karar çıksa bile bir cumhurbaşkanını idam etmenin siyasi sonuçlarına katlanamayacağını bildiği için onu yavaş bir süreçte öldürmeyi tercih etmiştir.” dedi.
Şehit Mursi, kendisine yapılan sistematik işkence ve ihmaller ardından firavunlara son sözlerini söylerken dün şehit olduğunu hatırlayan Bozkaya, “Tüm Müslümanların, kurumların, İslami hareketlerin ve İhvanü’l Müslimin’in başı sağ olsun. Mursi’nin şehadeti sadece ailesini ve dava arkadaşlarını değil, tüm İslam dünyasını yasa boğmuş, Mısır’da unutulmaya yüz tutmuş zulmü bir kez daha gündeme getirmiştir. Mursi’nin 6 yıllık tavizsiz mücadelesi ve şehadeti bir kez daha göstermiştir ki, Mısır’da direniş ve mücadele devam etmektedir. Son bir asırdır zalimlere ve emperyalistlere karşı savaşan Mısır halkı, tüm sinmiş görüntüsüne rağmen şehitler vermeye ve hala ayakta olduğunu haykırmaya devam etmektedir. Mursi, Mısır’da Hasan el-Benna’dan itibaren devam eden lider kadrolarının hayatını ve mücadelesini şehadetle taçlandırma geleneğinin son halkası olmuştur.” diye konuştu.
"Mısır cuntasının hapishanelerinde 60 binden fazla mazlum insan daha bulunmaktadır"
Açıklamasına devam eden Bozkaya, “Mursi’nin şehadet haberini dünyaya büyük bir neşeyle bildiren cuntanın, dikkatlerden kaçırmaya çalıştığı gerçekler söz konusu cinayetin ardından daha net ortaya çıkmıştır. İktidarı boyunca, sadece Mısır içindeki derin devlet ve hainlerle mücadele değil, uluslararası Siyonist entrikalarla da mücadele etmek zorunda kalan Mursi, iş yapmasına izin verilmeden bir yıl içinde önce sokak gösterileri ile yıpratılmış ardından askeri cuntanın ellerine teslim edilmişti. 3 Temmuz 2013 tarihinde Sisi askeri darbeyle iktidara el koyduğunda, israil ve ABD desteğiyle, ilk günlerden itibaren kanlı bir baskı siyaseti uygulamış, her türlü yasa dışılık görmezden gelinmiştir. Rabia ve Nahda meydanlarında 2 bini aşkın insan katledildiği gibi, alınan kararla, sivilleri katleden kişilerin ve bu ölümlerin soruşturulmasının önü tamamen kapatılmıştır. Binlerce insan gözaltına alınırken, bunların tamamı sistematik işkenceye uğramış ve yüzlercesi hapiste şehit olmuştur. Hali hazırda Mısır cuntasının hapishanelerinde 60 binden fazla mazlum insan daha bulunmaktadır. Batılıların desteğindeki cunta idaresinden son 6 yılda 2 bin 500’den fazla idam kararı çıkmış, bunlardan 165 tanesi infaz edilmiştir. Bunların tümü sessiz sedasız bir şekilde yürütülürken, geçtiğimiz şubat ayında 9 gencin idamı gizlenememişti. Hali hazırda 10 binden fazla muhaliften haber alınamamakta ve büyük ihtimalle yasa dışı infaza kurban gittikleri düşünülmektedir.” ifadelerini kullandı.
"Mursi’nin şehadeti bu hukuksuz rejimin ve dış destekçilerinin bölgesel projelerinde yeni bir aşamaya geçtiklerinin işaretidir" diyen Bozkaya konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Hapiste bile olsa meşru bir liderin varlığı, dengelerin her an değişebileceği Ortadoğu’da emperyalistlerin planlarını bozabilecek bir riski barındırmaktaydı. Yaşananlar göstermiştir ki, içeriden çıkma konusunda küçük bir ihtimal olsa bile, cunta ve onun destekçileri Mursi’nin ve onun liderlik ettiği Müslüman kadroların potansiyeli ile yüzleşmekten hala korkmaktadır. Mısır’dan gelen ekonomik ve siyasi göstergeler bu yozlaşmış rejimin ömrünün fazla uzun sürmeyeceğini göstermektedir. Sisi cuntasının ortadan kalkması halinde Mısır’da hapiste bile olsa Batı ve Siyonizm karşıtı bir alternatifin bulunması emperyalistleri huzursuz etmiştir.”
"Mursi’nin bu şehadeti Siyonistlerin Filistin ve bölge planlarından bağımsız değildir"
Darbecilerin dışarıda en büyük destekçileri ABD ve Avrupa Birliği olsa da, bölgedeki en önemli finansörleri Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri olduğunu söyleyen Bozkaya, “Şu ana kadar Batılı ülkeler Mısır’a 30 milyar dolarlık silah ve teçhizat vermişler, Suud ve Emirlik yönetimleri de 14 milyar dolarlık yardım yapmışlardır. Mısır cuntasını bu kadar değerli kılan ise Siyonist rejimin korunmasında oynadığı roldür. Bu nedenle Mursi, Siyonistlerce şehit edilmiş onlarca mücahitten biridir. Mursi’nin bu şehadeti Siyonistlerin Filistin ve bölge planlarından bağımsız değildir. Eş zamanlı olarak bir yanda Kudüs ve Filistin’de saldırganlık artarken, aynı anda Mısır’da operasyonlara hız verilmesi, ABD’nin yeni Ortadoğu planıyla ilgili görünmektedir.” İfadelerini kullandı.
Cunta yönetimi, olayın ilk anlarından itibaren Mursi’nin naaşını gizli bir yerde tutup, üzerinde kendilerine karşı suç delili olabilecek fiziki delilleri yok ettiğini ifade eden Bozkaya, “Şu an biz Müslümanların ve Tüm İnsanlığın en büyük beklentilerinden biri Mursi’nin sistematik olarak ölümünü seyreden Birleşmiş Milletler’in en azından hem Şehit Mursi’nin ölümünü hem de Mısır cezaevlerinde akibeti belli olmayan İhvanın binlerce tutuklu üyesi ve birçok yöneticisinin durumu ile ilgili uluslararası bir soruşturma için harekete geçmesidir. Baskıyla, terörle katliamlarla yıldırılmaya çalışılan Mısır halkının ve Müslümanların elbette başlarındaki Firavunlara hesap soracağı gün gelecektir. Firavun düzenin daha dün Müslüman Kardeşlere yaptığı zulümleri unutmadık. Hasan el Benna’yı şehid edenler, Seyid Kutub’u ve Abdulkadir Udeh’i İdam sehpalarında asanlar yine aynı düzenin müdavimleriydi. İslami hareketin yükselişini hazmedemeyen emperyalist güçler ve yerli işbirlikçileri Müslümanları sindirmek, susturmak ve durdurmak için el birliğiyle hareket etmektedirler. Yeryüzünün birçok coğrafyasında Müslümanlara ve İslami harekete yönelik gerçekleşen saldırılara karşı İslami direniş, asla yılmayacaktır ve Emperyalizm, işbirlikçileri ve Firavun Sisi, ne yaparsa yapsın İslami hareketi durduramayacaktır.” şeklinde konuştu.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.