Van'da tandırda pişirilen İnci Kefali ilgi görüyor
Dünyada sadece Van Gölü’nde yaşayan ve gölün tek balık türü olan inci kefalini tandırda bir ilk olarak farklı bir yöntemle pişiren Şükran Cansever, çocukluğunda hayal ettiği iş yerini açtı.
Dünyada sadece Van Gölünde yaşayan İnci Kefali'nin Van Kahvaltısı kadar tanıtılmadığını belirten işletme sahibi Şükran Cansever, bir taraftan Van balığını tanıtmaya katkı sunarken, diğer taraftan çocukken hayal ettiği iş yerini kurmanın mutluluğunu yaşıyor.
Farklı bir konseptle Van balığını tandırda pişirerek müşterilerine ikram eden Cansever, çocukken tattığı balığın tadını unutamadığını ve herkesin de bu tadı tatması gerektiğini önerdi.
Van Gölü'nde yaşayan İnci Kefali'nin, 15 Nisan–15 Temmuz arasındaki üreme dönemini kapsayan av yasağı öncesinde İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünden stok yapılması konusunda izin aldıklarını, ancak yasak süresince iş yapmadıklarına sevinen Cansever, iş yapamamalarının sebebini ise Van halkının balığına sahip çıktığının göstergesi olarak nitelendirdi.
Yasak süresince iş yapamadıklarını ifade eden Cansever, avlanma yasağının bitmesiyle birlikte işlerinin yoluna girdiğini belirterek, “Avlanma yasağı yeni bitti. Bu süre içinde baya bir talep var. Av yasağının bitmesiyle başlayıp başlamadığımızı arayarak soranlar var. Bizlerde bu şekilde kendilerini yönlendiriyoruz. Kimisi grup geliyor, kimisi de tek tek geliyor. Avlanma yasağı döneminin bitimiyle bu şekilde giderse işlerimiz düzelmeye başlayacaktır.” dedi.
"Van halkı İnci Kefaline sahip çıkıyor"
Av yasağı sürecinde inci kefali neslinin korunmasında halkın duyarlı olduğuna dikkat çeken Cansever, İnci Kefali'ne sahip çıkılmasının mutluluk verici olduğunu dile getirdi.
Cansever, “Avlanma yasağı bitmeden İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nden stok için resmi izinlerimizi aldık. Bizlerde aldığımız izinle birlikte soğuk hava deposunda yaklaşık bir ton Van balığı stokladık. Ancak avlanma yasağı sürecinde yok denilecek kadar işlerimizde bir durgunluk vardı. Bu durgunluk da Van halkının, Van balığına sahip çıktığını belirtiyor. İşlerimiz olmadığı için üzgün değiliz aksine mutluyuz. Çünkü halk Van balığının nesli tükenmesin diye sahip çıkması bizler için çok sevindiricidir.” şeklinde konuştu.
“Tandır balığının tadı çocukluğumda damağımda kalmıştı”
Çocukken tattığı tandır balığının damağında kaldığını ve bunun iş yeri açması konusunda kendisine fikir verdiğini anımsatan Cansever, “Van balığını bu şekilde bir yöntemle tanıtmak, Van halkına ve dışarıdan gelen insanlara yedirmek çok önemlidir. Özellikle dışardan gelen insanlar, daha önce yedikleri Van balığının bu olmadığını söylüyorlar. Bu yöntemle pişirilerek tadı baya değişmiş diyorlar. Ben pişirmeden öncede bazı yöntemler kullanıyorum. Tandır balığının tadı çocukluğumda damağımda kalmıştı. Bende bu yüzden yıllardır bu işi yapacağım dedim. Ancak imkânlarımız el vermedi. Şimdi nasip oldu, başladık inşallah muvaffak oluruz.” diye konuştu.
“Aparat yöntemi şahsi düşüncemdi”
Tandırda balık aparatının şahsi düşüncesi olduğunu ve aparatın pişirmede kendisine kolaylık sağladığını dile getiren Cansever, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Küçükken annemler tandırda yapıyordular ama bizim yaptığımız yöntemle değil. Yine aynı közde ateşle pişiriyorduk ama tandıra yapıştırma yöntemiyle tandırın kenarlarına yapıştırılırdı. Bende açacağım iş yerinde balığı tandıra yapıştırma yöntemiyle başa çıkamam dedim. Bu yüzden aparatlar yaptırdım. Bu aparatı yaptırma yöntemi benim şahsi düşüncemdi. Allah razı olsun eşimde bu konuda bana destek oldu. Bizlerde hep birlikte başardık.”
Tandırda Van balığı yiyenlerin, İnci Kefalini tanıtma noktasındaki başarısından dolayı kendilerini tebrik ettiklerini dile getiren Cansever, “Daha önce buraya gelenler elektrikli fırından, ekmek fırınlarından pişirip yemişler. Ancak buradan yiyenler Van balığını daha lezzetli buluyor. Buraya gelip balık yiyenlerden güzel tepkiler aldık. Bu işi yaptığım için tebrik edenler de çok oluyor.” dedi.
Tandırda Van balığı nasıl yapılır?
Tandırda Van balığı yapılışını paylaşan Cansever, şunları kaydetti: “Sabah erkenden gidip Van balığını balıkçıdan alıp getiriyoruz. Getirdiğimiz balıkları yıkama aşamasından geçiriyoruz. Kimi müşteri içinin temizlenmesini istiyor, kimisi kapalı havyarlı olmasını tercih ediyor. Daha sonra un, yoğurt ve tuz karışımını serpiyoruz. Sonrasında ise tuz, su ve limon karışımını ise ağızdan damlatıyoruz. Üste serpilenler derisine tat veriyor ama ağızda verdiğimiz limonlu şerbet ise balığa farklı bir lezzet katıyor.”
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.