Vatanımız ezanların okunduğu her yerdir
Şanlıurfa’da düzenlenen "Ümmet Şuuru" isimli programda konuşan Eğitimci-Yazar Avukat Emin Güneş, Müslümanlar arasında sınır tanımadıklarını belirterek vatanlarının, ezanın okunduğu her yer olduğunu ifade etti.
Şanlıurfa Umut Kervanı tarafından "Ümmet Şuuru" isimli program düzenlendi. Programda konuşan Eğitimci-Yazar Avukat Emin Güneş Müslümanlar arasındaki ümmet şuuruna dikkat çekerek vatanlarının, ezanın okunduğu her yer olduğunu vurguladı.
Haleplibahçe Havzasında bulunan Ramazan Sokağı’nda düzenlenen etkinlik İbrahim Durmaz tarafından okunan Kur’an’ı Kerim ile başladı.
Umut Kervanı Bölge Koordinatörü Seyfettin Gündüz, açılış konuşmasında Umut Kervanı’nın kuruluşu ve çalışmaları ile ilgili bilgi verdi.
Açılış konuşmasının ardından Şanlıurfa Kardeşler İlahi Grubu ilahiler seslendirdi.
Programa konuşmacı olarak katılan Eğitimci-Yazar Avukat Emin Güneş, Müslümanların ümmet şuuru ile hareket etmesi gerektiğini belirterek, "Kardeşliğimizi tesis eden Rabbimiz, bize şu lüksü vermemiştir. ‘Ben buna kardeş diyemem’ sen baba bir anne bir kardeşine bunu diyebilirsin ama mümin kardeşine bunu diyemezsin. ‘Bu adam zulmediyor, kardeşlerimiz zalimdir, ben bunlara nasıl kardeş diyebilirim?’ Bal gibi de dersin, Neden? Çünkü Hazreti Peygamber Efendimiz hadislerinde ‘Mazlum da olsa, zalim de olsa kardeşinize yardım edin. Mazlumu anladık da zalime nasıl yardım edeceğiz? 'Onun yapmış olduğu zulme engel olarak ona yardım edin.’ buyuruyor. Evet, bugün Müslümanların başına musallat olmuş tagutlar, zalimler, farklı rejim ve diktatörlükler var. Müminlere, Müslümanlara ve halka, haksızlık ve zulüm ediyorlar ama şunu unutmayacağız! Ümmet bir parçadır, bir bütündür ümmetin sınırları Kelime-i Tevhid’in olduğu, ezanların ve salaların yükseldiği beldelerdir. Bizim vatanımız, coğrafyamız ezanların okunduğu her yerdir, biz sınır tanımıyoruz." diye konuştu.
"Müslümanlar birbirlerine karşı fetih yapamazlar"
İslam coğrafyasını korumanın tüm Müslümanların asli vazifesi olduğunu hatırlatan Güneş, "Suriye, Irak, İran, Suudi Arabistan ve Ürdün bunların hepsi bizim topraklarımızdır. Emperyalizmin kurmuş olduğu bu oyunu bozacağız. Bir fitne ve savaş ortamı oluştuğunda şuna dikkat edeceğiz : ‘Türkiye, şurayı ele geçirdi veya Suriyeliler falan yeri aldı…’ Müslümanlar arasında fetih olmaz. Müslümanların topraklarının birbirlerine karşı işgali olmaz. İşgalci; emperyalist, kâfir ve İslam düşmanıdır. Bizim kurtarılacak topraklarımız bugün melun Yahudilerin ve israilin işgali altında olan mukaddes topraklarımız olan Kudüs ve Filistin topraklarıdır. Birçok yerde kâfirlerin işgali altında olan bize ait topraklar kurtarılmayı bekliyorlar. Bizim birbirimizden kurtaracak bir yerimiz yoktur. Bu kurtuluş anlayışı bize kökten yabancı ‘Ulusçuluk’ mikrobundan kaynaklanan bir yaklaşımdır. Müslümanlar birbirlerine karşı fetih yapamazlar. Türkiye ile Suriye’nin ya da İran'la Irak’ın birbirinden kurtarılmış veya ele geçirmiş şehirleri olmaz. Bu nedir? Yönetim değişiklikleridir. Bir gün onun eline geçer, bir gün başka birinin eline geçer. Bizim korumamız gereken şey şudur: Sınırlarımızı doğru tanımlayacağız. Ümmetin sınırları, İslami toprakların tamamıdır. Endonezya'dan Cebelitarık’a ve Avrupa içlerine kadar. Ulusçuluk bize yabancıdır." ifadelerini kullandı.
"Biz ümmet olarak meselelerimizi Kur’an ve sünnet ile çözmeye mecburuz"
Müslümanların sürekli ümmet şuurunu beslemeleri gerektiğini aksi takdirde sürekli kan kaybedeceğine dikkat çeken Güneş, "Bugün küresel emperyalizmin ödünü patlatan; ümmet bilincinin toplumda yerleşmesidir. Bu dediğim şekilde, insanlar bu sınırları tanımazlarsa; Cezayir'den Fas'a ve Endonezya'ya kadar din bir, çok önemli bir kısmında dil ve ırk da birdir. Arapları kaç parçaya bölmüşler. Buna Türk'ü, Farsı, Pakistanlı, Urdulu ve Afganistanlıyı da koyduğunuz zaman dünyanın üçte birini geçiyor. Bizim sürekli olarak bu şuuru beslememiz lazım. Bugün mesela zaman zaman duyuyoruz. Amerika şuraya, buraya daha doğrusu İran'a saldıracak diyorlar. Birilerinin özellikle ben Müslümanım deyip böyle bir saldırıdan adeta keyif alması bizi derinden üzüyor ve yaralıyor. Neden? Çünkü o topraklarda ezanlar okunuyor. Yönetimi beğenmeyebilirsiniz. Ama o gelen bombalar yönetime değil; minarelere, yavrulara, bebeklere ve masum insanlara isabet ediyor. Suriye’de hepimiz vurulduk. Suriye’nin kazananı var mıdır? Bütün kaynaklarımız, zenginliklerimiz, ırzımız ve iyalimiz perişan oldu. Bu yüzden şuna dikkat edeceğiz. Müslümanların toprağında kâfirin bir tek üssü, sözü, uçağı ve askeri olmayacak. Biz ümmet olarak meselelerimizi Kur’an ve sünnet ile çözmeye mecburuz. Aksi takdirde bu taktik bizi sürekli kan kaybeder ve hasta konumda bırakacaktır." şeklinde konuştu.
Yapılan konuşmanın ardından yeniden sahneye çıkan Kardeşlik İlahi Grubu Türkçe ve Kürtçe ilahiler seslendirdi. Program dilek ve temennilerle son buldu.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.