…Ve Dürümlü Katliamı BUNCA VAHŞET BUNCA SESSİZLİK
Geçen hafta Diyarbakır'ın Dürümlü mezrasında PKK'nin, patlayıcı yüklü kamyonu infilak ettirmesiyle Tanışık köyünden 16 kişi paramparça olmuş bir şekilde hayatını kaybetti, yaklaşık 60 kişi yaralandı. Bu katliam karşısında sol/seküler, Kürtçü ve sözde dind
M.Tahir Özsoy / Doğruhaber
Diyarbakır'ın Sur ilçesinin Sarıkamış Mahallesi'ne bağlı Dürümlü mezrası girişinde PKK'nin, 15 ton patlayıcı yüklü kamyonu infilak ettirmesi sonucunda 16 kişi hayatını kaybetti, yaklaşık 60 kişi yaralandı. Gerçekleştirilen bu katliam ilk olmadığı gibi (böyle sessizlikle geçiştirilecekse) son da olmayacak. Kurulduğundan beri çocuk-bebek, genç-yaşlı, kadın-erkek ayırımı yapmadan yüzlerce katliama imza atan örgüt, Dürümlü katliamıyla daha nasıl vahşetlere girişebileceğinin işaretini verdi. Şuana kadar benzeri görülmemiş bir vahşetle yapılan katliamda patlamanın bulunduğu alandan kilometrelerce uzakta insan bedenlerinin parçacıkları arandı. Teşhisler, parçacıklar üzerinden yapılan DNA'larla yapılabildi. Bunca katliamlara karşılık bunca sessizlik de halkı ürkütmeye devam ediyor.
KATLİAM NASIL MEYDANA GELDİ
Köylüler ile valiliğin açıklamalarına göre Pkk mensuplarınca hazırlanmış bomba yüklü damperli bir kamyonun, Tanışık Köyünden geçmesi esnasında, kamyonu kullanan örgüt mensubu şahıslarla köylüler arasında tartışma yaşandı. Yaşanan tartışma sonrasında köylüler kamyonu takip etmeye başladı. Dürümlü mezrası mevkiine gelen kamyondaki örgüt mensupları takip edildiklerini görünce patlayıcı yüklü kamyonu infilak ettirdi ve yaşanan şiddetli patlama sonrasında 16 köylü paramparça olarak can verdi.
15 BİN KİLOGRAMLIK ÖLÜM
15 ton patlayıcı yüklü kamyonun infilak etmesi sonrasında meydana gelen çukur ve hayatlarını kaybedenlerin ceset parçacıklarının kilometrelerce uzağa fırlamış olması; dahası aracın ve onun yakınına gelen köylülere ait diğer araçların parçalarının bile bulunamamış olması kullanılan patlayıcının gücünü ve yaşanan vahşeti net bir şekilde ortaya koymakta. Uzmanlar o patlayıcının orta ölçekte bir ilçeyi yok edebilecek bir güçte olduğunu ifade ediyor. Diyarbakır valiliğinin açıklamasına göre patlatılan araç 9 Mayıs'ta Bingöl'de gasp edilen bir araç.
ÖNCE ÖLDÜRDÜLER SONRA HAİN İLAN ETTİLER
Katliam sonrasında PKK'nin yaptığı açıklama ise bu kadarı da olmaz dedirtti. Tanışıklı Köyü son seçimlerde %99 oranında HDP'yi desteklediği halde katliamı gerçekleştiren Pkk, kamuoyunun da sessizliğini fırsat bilerek köylüleri ihanetle suçladı. Ortada elbette bir ihanet vardı. Lakin ihaneti gerçekleştirenler katliamda hayatını kaybedenler değil; bu katliam karşısında katillere tavır alamayan omurgasız ve ilkesiz herkesti.
‘LANET OLSUN BÖYLE İNSANLIĞA'
Gerek merkez medya olsun gerek sol veya Kürtçü medya olsun nedense hiç kimse bu katliamın üzerinde durmak istemedi. Devlet yetkilileri, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katliamı lanetleyen sözüne kadar neredeyse hiç adım atmadı. Ana muhalefet partisi, sanki bu katliam başka bir gezegende yaşanmış gibi umursamaz tavırlar içinde idi. Katliamın ilk günlerinde Diyarbakır'da birkaç STK ve HÜDA PAR dışında bu vahşeti gündeme taşıyan ya da mağdurlarla dayanışma içine giren hiç kimse olmadı. Sol/seküler kesimin kan dayanışması bir nebze anlaşılır olsa da sözde İslami hassasiyet sahibi kesimlerin suskunluğu herhalde sadece korku ile açıklanabilirdi. Patlamada hayatını kaybedenlerin yakını Şeyhmus Dağhan'ın şu ifadeleri ne kadar da yerindedir: “Basın, yetkililer, insanlık nerede biz bunları sorguluyoruz. Devlet eğer benim devletimse nerededir? Bu korku niye? Neden olay yeri incelenmiyor. Bu devletin hâkimi, savcısı, valisi, kaymakamı ve garnizon komutanı yok mudur? Burada tavuk kesilseydi hayvan hakları savunucuları isyan eder tepki gösterirdi. Ama insanlar ölüyor kimseden ses çıkmıyor, lanet olsun böyle insanlığa.”
BUNCA VAHŞET BUNCA SESSİZLİK
Katliamdan geriye gözü yaşlı 8 dul kadın ve 36 gözü yaşlı yetim çocuk kaldı. 15 ton patlayıcının infilak ettirilmesi ile yaşanan katliam sonrasında Tanışık köyü sakinlerinin patlamanın olduğu bölgede kaybettikleri yakınlarının ceset parçalarını araması yürekleri dağladı. Ceset parçacıklarının naylon poşetlerde taşınmasının dahi yüreklerini sızlatmadığı ikiyüzlü bir kesim; sol/seküler, Kürtçü ve sözde dindar kesim ise bir kez daha zillet içinde yaşanan bu vahşeti görmezden geldi.
Bu katliam akıllara Pkk'nin geçmişte Kürt halkına karşı uyguladığı diğer katliamları hatırlattı. Alıntıladığımız katliamlar Pkk'nin yayın organı tarafından üstlenilen katliamlardır.
SEKİ KÖYÜ KATLİAMI:
22 Haziran 1992 tarihinde Batman'ın Gercüş ilçesine bağlı Seki köyünü basan PKK'liler, iki eve saldırarak aileden 8'i çocuk, 10 kişiyi katletti, 2 kişiyi ağır yaraladı.
ATABİNEN MEZRASI KATLİAMI:
24 Temmuz 1995 tarihinde, İran'dan Türkiye'ye giren 150 kişilik PKK'lı grubu, Van'ın Gürpınar ilçesine bağlı Akdoğu köyü Atabinen mezrasına giremeyince evleri roket atışına tuttu. Pkk'liler 7'si kadın ve çocuk, 12 kişiyi katletti, 13 kişiyi ağır yaraladı.
Saldırı, PKK yayın organı tarafından 1995 Temmuz sayısında duyuruldu.
PINARCIK KATLİAMI:
PKK 20 Haziran 1987'de Mardin'in Ömerli ilçesi Pınarcık köyünde 16'sı çocuk 30 kişiyi vahşice katletmiştir.
PKK'liler 20 Haziranda saat 21.30 sularında 16 haneli ve 60 nüfuslu Pınarcık köyüne baskın düzenledi. Sayıları 30'u bulan PKK'lı grup köyü ablukaya aldı. Daha sonra köye yayılan PKK militanları 16'sı çocuk 6'sı kadın 30 kişiyi öldürdü.
SAVUR KATLİAMI:
21 Ocak 1994 tarihinde, Mardin'in Savur ilçesine bağlı Ormancık ve Akyürek köylerine roket ve gaz bombalarıyla saldıran PKK, 11'i çocuk 21 kişiyi katletmiştir.
MİLAN MEZRASI KATLİAMI:
Pkk'liler 18 ağustos 1987 Siirt'in Eruh ilçesine bağlı Kılıçkaya Köyü Milan Mezrası'na girmek için saldırıya başladı. Geçici köy korucuları ile bir süre çatışmaya giren Pkk'liler, karşı koyan korucuların mermilerinin bitmesi üzerine korucu ailelerinin oturduğu evlere girdi. Katliamda çoğu çocuk 25 kişi hayatını kaybetti. Pkk'nin yayın organı, bu katliamı şu ifadelerle ele aldı: “Eruh'a bağlı Kılıçkaya köyü Milan mezrasına düzenlenen baskında çete ve yakınlarından 25 kişi öldürülürken, 34 kişi ise ağır yaralandı. Eylemde çok sayıda silah ve mühimmat kamulaştırıldı.”
Pkk basına 25 kişi öldürdüğünü yazıyor ama öldürdüklerinin yaşını yazmıyor.25 kişiden 14 kişi henüz çocuk ve bu çocukların arasında 3 günlük Bahar Narin'in, 6 günlük Zeynep Beştaş'ın ya da 5 yaşındaki Halit Demir'in ne bir suçu ne de bir kabahati vardı. Sadece korucu çocuklarıydılar.
SUSA KÖYÜ KATLİAMI:
26 Haziran 1992'de, Diyarbakır'ın Silvan ilçesine bağlı Yolaç köyüne saldıran PKK, o döneme kadar yapılmamış bir şey yaptı ve geçmişte Siyonist terör rejiminin İbrahim Halil camii'nde yaptığı katliamın bir benzerini köy halkına yaşattı. Vahşi saldırıda namaza gelen ve Kur'an okuyan 10 kişi şehidler kervanına katıldı 4 kişi yaralandı.
Susa köyü katliamı, faşist Kürtçülerin asker kılığında yaptığı katliamlardan yalnızca biridir.
BAŞBAĞLAR KATLİAMI:
5 Temmuz 1993 tarihinde, PKK Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde 33 kişiyi katletti. 28 kişiyi köy meydanında toplayarak kurşuna dizen ve 5 kişiyi ateşe verdiği evlerde diri diri yakan PKK'lı katiller, köyden ayrılırken “Sivas'ın intikamı alındı” şeklinde bir bildiri bıraktılar. Geride 33 şehid, 30 dul kadın, 100'e yakın yetim çocuk ve yakılan evlerin enkazı kaldı. Büyük bir tepki çeken bu vahşeti Pkk'liler her ne kadar şimdi sahiplenmeseler de Abdullah Öcalan saldırıyı yapan ve yaptıranın Doktor Baran adındaki Pkk'li olduğunu itiraf etmişti.
KARACAĞ (GOGWÊRİN) KATLİAMI:
Diyarbakır'ın Çınar ilçesine bağlı Yıllarca (Gogwêrin) köyünde 10 Mart 1994 yılının Ramazan ayında Kadir Gecesi'nin sabahında Diyarbakır merkezine bayram alışverişine giden ve içinde kadın, çocuk ve yaşlıların bulunduğu yarım otobüs Pkk'nin hedefi olur. Pkk tarafından aylarca baskı altına alınarak sindirilmek istenen Müslüman halkı taşıyan yarım otobüsün PKK tarafından yola döşenen mayına çarpması sonucu 10 Müslüman şehid oldu, 40 kişi yaralandı Katledilenler arasında 12 yaşında 2 çocuk vardı. Bu katliam Pkk'nin dindar insanları sindirmek için her çeşit ahlaksız yöntemi kullanabileceğini bir kez daha gözler önüne sermiştir
KÜRDİSTAN İNSANSIZLAŞTIRILIYOR
Şüphesiz bu katliamlara benzer onlarca katliam örnek olarak sunulabilir. Sözde Kürtleri kurtarmak için yola çıkan Pkk, Kürtleri öğüten bir canavara dönüşmüştür. Özellikle sivil yerleşim bölgelerine yapılan bu saldırılar Kürt coğrafyasından yüzbinlerce kürdün göç etmesine ve bölgenin insansızlaşmasına hizmet etme dışında hiçbir şeye hizmet etmiyor. Behmenin Mezrası Katliamı, Hamzabey, Sansa Deresi Katliamı, Pınarcık, Zilan mezrası… Onlarca katliam ve hayatını kaybeden binlerce Kürt… Hepsi unutulmaya terk edildi. Dürümlü Katliamında hayatını kaybeden 16 kişinin akıbeti de aynı mı olur bilinmez. Ama bunca tuğyanın, bunca katliamın yaşandığı bir bölgede yaşanan bunca sessizlik hayra alamet değildir.
HÜDA PAR'dan kınama
HÜDA PAR Diyarbakır İl Başkanlığı, Dürümlü mezrasında bombalı aracın infilak etmesiyle sivillerin hayatını kaybettiği katliama ilişkin bir açıklama yayımladı. Açıklamada bu vahşetin hiçbir gerekçesinin olmadığı ifade edildi
Diyarbakır'ın Sur ilçesi Sarıkamış Mahallesine bağlı Dürümlü mezrasında bomba yüklü kamyonun infilak edip köylülerin canına mal olması nedeniyle HÜDA PAR Diyarbakır İl Başkanlığı tarafından bir açıklama yayımlandı.
“Bu vahşet, çukur siyasetinin sonucudur”
Meydana gelen patlamanın vahşet olarak nitelendirildiği açıklamada, “Öncelikle yaşanan bu insanlık dışı olayda hayatını kaybeden köylülerimize Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifa, geride kalan acılı ailelere sabrı cemil niyaz ediyoruz. Bu patlamayla yaşatılan vahşet halka dayatılan çukur siyasetinin geldiği noktayı en bariz şekilde ortaya koymaktadır.” denildi.
“Halkın can ve malına zarar veren bu tip eylemlere derhal son verilmeli”
Kürt halkına daha fazla acı yaşatılmaması gerektiğinin vurgulandığı açıklamada, “Bu vahşet hiçbir gerekçeyle izah edilemez ve ne amaçla yapılmış olursa olsun sonucu itibariyle Kürt halkını cezalandırmaktan, acılarına acı katmaktan ve mağduriyetlerini artırmaktan başka hiçbir işe yaramadığı tüm kamuoyunun malumudur. Bozulan çatışmasızlık sürecinin faturasını halka kesen, halkın can ve malına zarar veren bu tip eylemlere derhal son verilmeli, halkımıza daha fazla acı yaşatılmaktan vazgeçilmelidir.” ifadelerine yer verildi.
Kimseden bu elim hadiseye yönelik ses çıkmamıştır
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır'da PKK'lilerin bomba yüklü kamyonu infilak ettirmesi sonucu 16 kişinin hayatını kaybettiği olay hakkında batı ülkeleri başta olmak üzere bu elim hadiseye yönelik bir ses çıkmadığına dikkat çekti.
“DÜNYA BUNLARA HEP SESSİZ KALDI”
Yaptığı değerlendirmede ilk önce olayın şeklini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan olaya tepkisiz kalan basın-medya ve Avrupa'ya da sert tepki gösterdi. Patlama hakkında başta batı ülkelerinin sessiz kaldığına dikkat çeken Erdoğan, şöyle devam etti: “Normal şartlarda bir kamyon dolusu patlayıcıyı, Diyarbakır şehir merkezinde kullanmayı hedefleyen bir örgütün, bu eyleminin çok ciddi yankı bulması ve şiddetle tel'in edilmesi lazım... Daha önce buna benzer birçok terör eylemi oldu. Ama dünya bunlara hep sessiz kaldı.” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.