Ya Bizden Olun, Ya Gidin, Ya Ölün!
Yeni Şafak Gazetesi, PKK saldırılarında 8 üyesini şehid veren HÜDA PAR’ın birçok üyesinin tehdit telefonu aldığını kaydederek, telefondaki sesin "HÜDA PAR'dan ayrılmazsan olacaklardan biz sorumlu olmayacağız" şeklinde tehdit edildiklerine dikkat çekti.
Yeni Şafak'tan Cihat Arpaçık'ın özel haberi:
6-7 Ekim olayları öncesi PKK'ya ait Ape Musa Kampı'ndan 100 PKK üyesinin eylemleri organize etmek için şehirlere indiği tespit edildi. İddialara göre o PKK'lıların bir kısmı şehirdeki faaliyetini sürdürüyor.
Bazı şehirlere gittiğiniz zaman şehrin derinine indiğinizde belleğinin aslında ne kadar güçlü, yaşanmışlıkların ne kadar canlı olduğunu anlarsınız. Diyarbakır o şehirlerden biri. Diyarbakır'ı anlamak için Bağlar'dan başlayıp Diclekent'e ulaşmak gerekiyor. Silah gölgesindeki siyasete karşı çıktığı ve yeni bir siyasi yapılanmaya gitmeye hazırlandığı için otel odasından alınarak Bağlar ilçesindeki bir binada infaz edilen HADEP Genel Başkan Yardımcısı Hikmet Fidan'dan aynı ilçede vahşi yöntemlerle katledilen 6 Hüda-Parlı'ya… Taş attığı için TMK kapsamında büyükler gibi yargılanan çocuklardan dershane önüne konulan bombayla katledilen gençlere.. Acı dolu bir tarihi var Diyarbakır'ın… O acılar artık son bulsun diye girişilen Çözüm Süreci de yine buradan bitirilmek isteniyor.
Kaymakam Talimatına Uymadılar
7 Ekim günü bir ilçesinde kaymakam ile itfaiye yetkilisi arasında yapılan telefon görüşmesi yaşanırken birden küfürleşmeler kaymakamlığın duvarlarında yankılandı. O akşam PKK yandaşları ilçede onlarca işyeri, banka, devlet dairesi ve aracı ateşe vermiş, siyasi partilere saldırmış ve ilçeyi büyük bir yangın yerine dönüştürmüştü. Can kayıplarının yaşanacağı endişesi vardı ancak itfaiye olaya müdahale etmiyordu. İtfaiye yetkilileri çıkan yangınları söndürmek için gitmeyeceklerini söylemesi üzerine ilçe kaymakamı dayanamadı ve muhatabına sert küfürler etmeye başladı. O gün belediyeleri HDP/DBP'de olan Güneydoğu ilçeleri için durum tam olarak böyleydi.
Karakol Amiri 155'i Aradı
O gün yaşanan Köy-Der katliamından yaralı kurtulan 18 yaşındaki Yusuf Er'in babası Şahabettin Er ise verdiği ifadede, 'Oğlumun bir evde mahsur kaldığını öğrendiğimde karakola gittim. Karakol amiri bir şey yapamayacağını söyleyerek telefonla 155'i aradı. Sur Kaymakamlığı önündeki zırhlı polis aracındaki memurlardan yardım istedim ama bir yardım alamadım. O polisler de 155'i aramamı söylediler.' dedi.
Belediyeler Saklıyor
6-7 Ekim olaylarında yüzlerce şahıs sokaklarda şiddet eylemlerine karıştı. Emniyet kayıtlarında onlarcasının 'yabancı uyruklu' olduğu var. Akıllara hemen 'casuslar mı' sorusu gelse de onlar Kobani'den gelen şahıslar. Olaylarda yaralanıp, hastanelerinde tedavi olanlar deşifre oldu. Onlarcası ise belediyeye ait sıhhi olmayan binalarda tedavi edilmeye çalışılıyor.
Kamptan İnip Eylem Yönettiler
Şiddet eylemlerini yönlendirenler arasında örgütün dağ kadrosunun da bulunduğu diğer bir tespit. Elde edilen bilgilere göre Bingöl'ün Genç ilçesi ile Diyarbakır'ın Lice ilçesi arasındaki geniş kırsal alanda bulunan PKK'ya ait Ape Musa Eğitim Kampı'ndan kent merkezine 100 kadar PKK'lı geldi ve sokak olaylarını koordine etti. O PKK'lıların bir kısmı şehirdeki faaliyetini ise sürdürüyor. Şehirde çok sayıda eve de olaylar için özellikle kalaşnikof model tüfekler, tabancalar ve mermiler depolandı.
Kobani'den Geldiler
6-7 Ekim'de yüzlerce kişi sokaklarda şiddet eylemlerine karıştı. Emniyet kayıtlarında onlarcasının 'yabancı uyruklu' olduğu ifadesi var. Akıllara hemen 'casuslar mı' sorusu gelse de onlar Suriye'nin Kürt bölgelerinden özellikle Kobani'den gelen şahıslar.
Ya Bizden Olun Ya Gidin, Ya Ölün
Bölgedeki tüm Hüda-Par'lılar sakin değil. Günlerdir aldıkları tehdit telefonlarından bahseden partililer telefondaki sesin 'Hüda-Par'dan ayrılmazsan olacaklardan biz sorumlu olmayacağız' dediğini söylüyor. Bununla ilgili savcılıklara yapılan çok sayıda şikayet de mevcut. O şikayet dilekçelerinden birini gösteren Hüda-Par Bingöl İl Başkanı Hamdullah Tasalı, 'Örgüt 1990'lara geri döndü. Ülkeyi de o günlere döndürmek istiyor. Eskiden bölge insanının 3 seçeneği vardı: Ya bizden olacaksınız, ya buraları terk edeceksiniz ya da öleceksiniz. Yine o konsepte geri döndü' ifadelerini kullanıyor. PKK'nın tehditleri sadece telefonlarla sınırlı değil. Örgütün bölgede PKK dışında diğer siyasi hareketler içinde aktif olan vatandaşların kırsaldaki evlerinin yakılmasına yönelik talimat verdiği bilgisi güvenlik güçlerine ulaşmış durumda.
Derin İzler Bıraktı
Bu durum Hüda-Par'ı (dolayısıyla Hizbullah'ı) teyakkuza geçirmiş. Köy-Der baskınının hafızalarda açtığı derin izler onları ev ve iş yerlerinde silahlı bir şekilde nöbet tutmaya zorluyor. Bu hareket içinde bulunan genç bir Diyarbakırlı ise 'Eğer saldırılar devam ederse durum Hizbullah'a havale edilmeli. Ölmeyi beklememeliyiz' diyerek içinde bulunduğu hali açıklıyor.
Paralel Şüphe
Tüm bu olaylara şahit olan bir Hüda-Parlı isminin gizli kalmasını isteyerek şu şüphesini dile getiriyor: 'Olaylar sırasında parti binalarımız veya derneklerimiz önünde polis zırhlı araçlarını bekletiyorlar. Kitli o zırhlı araca taş atıyor. Kalabalık büyüyünce araç kaçıp gidiyor ve parti binasıyla göstericiler baş başa kalıyor. Çatışmaların fitili böyle ateşlenmek isteniyor. 17 Aralık sürecinin ardından 'paralel yapıyla' bağlantılı binlerce polis doğu ve güneydoğu bölgelerine gönderildi. Bir gün onların rahat durmayacaklarını, bir şey yapacaklarını biliyorduk. Olaylar sırasındaki ve sonrasındaki tavırları bunu yansıtıyor.'
19 yaşındaki oğlunu kaybeden Öztekin Dakak'ın ifadeleri ise hayli ilginç.
Polis Memurundan İnanılmaz Tavır
Yaşanan acı olayın ardından evlat acısıyla yüreği yanan Dakak, bir polisin kendisine 'Ne zaman silahlanacaksınız, bunlara ne zaman haddini bildireceksiniz' şeklinde sorular sorduğunu iddia etti. Dakak'ın bu polis memuruna verdiği cevap ise şu: 'Eğer elime silah alırsam onlar gibi terörist olmaz mıyım? Bir polis olarak bunu bana nasıl söylersin? Katilleri yakalayıp adalete teslim etmek sizin göreviniz.' (Yeni Şafak)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.