Yapıcıoğlu’ndan ‘Master Eylem Planı’ hakkında değerlendirme
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Mardin’de açıkladığı 10 maddelik ‘Master Eylem Planı’ hakkında eleştirilerde bulundu.
Bir dizi ziyaretlerde bulunmak üzere Mardin’e gelen HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, partisinin il teşkilatı binasında gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Yapıcıoğlu'ndan ‘Master Eylem Planı’na eleştiri
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Mardin’de 10 maddelik bir eylem planı açıkladığını hatırlatan Yapıcıoğlu, “9’uncu maddede ‘artık muhatap halkın ta kendisidir’ şeklinde bir açıklama yaptı. Yine bu kapsamda bütün il ve ilçelerde milletin saygı duyduğu kişilerden bir teşkilatın kurulması için talimat verdiğini söyledi. Orada kurduğu ‘Siz kendi içinizde örgütlenenin biz sizinle irtibata geçelim’ şeklindeki cümlesi manidardır. Doğrusu bizler bu cümleyi yadırgadık, çünkü tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar toplumda bir örgütlülük mevcut. Kürt meselesiyle ilgili defalarca görüş beyan eden, bu konuda hükümete öneride bulunan, yapmış oldukları yanlışlarda ikaz eden siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri varken bunun ne anlama geldiğini tam olarak çözebilmiş değiliz. Ayrıca Başbakan’ın Londra dönüşünde gazetecilere yaptığı açıklamada, Ankara’da 10 gün içerisinde 4 masa kurduklarını, pek çok sivil toplum örgütüyle oturup bu meseleleri konuştuklarını ve bu masa faaliyetlerinin devam edeceğini belirtti. 30 Mart yerel ve 7 Haziran genel seçimlerinde bölgede en fazla oy almış 3’üncü sıradaki bir parti olarak; bildiğimiz, tanıdığımız bir sivil toplum kuruluşundan veya partimize mensup herhangi bir kişinin bulunmadığı masalardan ne çıkacağını merak etmiyor değiliz.” dedi.
“Hükümetten şu ana kadar herhangi bir davet yok”
2014 Aralık ayında dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın partilerinin genel merkezini ziyaret ettiğini hatırlatan Yapıcıoğlu, “Arınç, orada yaptığı açıklamada bundan sonra başta HÜDA PAR ve HAK-PAR olmak üzere diğer siyasi partiler de bu konunun muhatabıdır demişti. Fakat o günden bu güne bu konuları konuşmak üzere hükümetten ne bir davet aldık ne de yapmış oldukları bu toplantılara katılma konusunda her hangi bir talep oldu.” şeklinde konuştu.
Çözüm için iki masa kurulsun
Daha önce çözüm için iki masanın kurulması için teklifte bulunduklarını belirten Yapıcıoğlu, “Bu iki masadan biri Kürt halkının talepleri konuşulsun, diğer masada ise silahların bırakılması veya şiddetin son bulmasıyla ilgili konular konuşulsun. O masada silahların bırakılması mı konuşulacak yoksa silahlar mı konuşacak onu da konjonktür ve elinde silah olanların tavırları belirleyecek. Halkın meşru talepleri mutlak suretle karşılanmak zorundadır demiştik. Eğer hükümet, biz bu hakları hiç kimseden görüş almadan iade etmeye, özgürlük alanını genişletmeye hazırız ve bunu yapacağız diyorsa bir anlamda iyidir. Fakat bu taleplerin ne olacağı konusunda halkın örgütlü yapıları sürece dâhil edilmelidir. Bu anlamda Başbakan’ın son dönemlerde yapmış olduğu açıklamaları yadırgadığımızı belirtmek istiyoruz.” dedi.
“Mağduriyetler çapı çok büyük”
Bölgedeki çukur ve barikatlar yüzünden halkın mağdur olduğuna dikkat çeken Yapıcıoğlu, “Çatışmaların şehirlere taşınması, sokaklarda çukurlar kazılması ve barikatlar örülmesi nedeniyle halk çok ciddi manada mağdur oldu. Bu konudaki mağduriyetin çapı gerçekten çok büyük…” ifadelerini kullandı
“Seferberlik ruhuyla hareket edilmeli”
Başbakan Davutoğlu’nun mağdur ailelerin otellere yerleştirildiğini belirttiğini ancak bunun yeterli olmadığını dile getiren Yapıcıoğlu, “Mutlak bir şekilde bir seferberlik ruhu ile birlikte hem devlet hem belediyeler hem de sivil toplum kuruluşları, bu mağdur olmuş, aşırı soğuklarda evlerinden çıkmak zorunda kalmış vatandaşların dertlerine derman olabilmek ve yaralarını sarabilmek için el birliği ile hareket etmeleri gerekiyor.” dedi.
“Mağdur aileler için elimizden geleni yapıyoruz”
Yapıcıoğlu, HÜDA PAR olarak bölgede evini terk etmiş mağdur aileler için ellerinden geleni yaptıklarını, herkese de bu konuda çağrıda bulunduklarını kaydetti. Acil ihtiyaçların karşılanması noktasında herkesin seferber olması gerektiğini yineleyen Yapıcıoğlu, “Seferberlik ruhuyla mutlak şekilde bu vatandaşların yaralarının sarılması gerektiğini söylüyoruz. Ayrıca bu çatışmaların durması için de çağrılar yapıyoruz. Fakat silahların ve bombaların patladığı bir vasatta sesimizi yeterince duyulabiliyor muyuz, ondan emin değiliz.” dedi.
“Akan kan üzerinden toplumu manipüle etmeye çalışmanın kimseye faydası yoktur”
Cizre'deki durumdan birbiriyle çelişen çok sayıda haberlerin geldiğini kaydeden Yapıcıoğlu, sözlerini şöyle noktaladı: “Orada yaralıların olup olmadığı bile tartışılıyor. Orada eğer yaralı varsa mutlak süratte o yaralıların oradan çıkarılması için sorumlu kişiler çaba sarf etmek zorundadırlar. Eğer yaralılar varsa o yaralıları oradan çıkarmadan yaralıların yaraları veya o yaralardan akan kan üzerinden toplumu manipüle etmeye çalışmanın kimseye faydası yoktur. Birinci öncelik, varsa orada yaralılar, oradan çıkarıp tedavi edilmelerini sağlamak olmalıdır. Yoksa o yaralılar üzerinden siyasi rant devşirmeye çalışmak kimseye bir şey kazandırmaz.” (M. Salih Keskin – İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.