Mehmet Ali GÖNÜL
Yaptırım İran'a riski dünyaya!
ABD'nin İran'a yönelik ambargosu gündemden düşmüyor. O kadar çok senaryo ve olasılıklar var ki almış başını gidiyor.
Bunlar bir yana ABD, bu defa şahsi emeline dünyayı da alet etme sevdasında. Varılan ve alınan bu ambargo kararı, ikinci aşamanın gerçekleşmesine yöneliktir. Fakat destek ve katılım açısından dünya iki kutba ayrılmış durumda.
Amerika, bu ambargo için Birleşmiş Milletlerin desteğini almış değil. Birleşmiş Milletlerin Konsey kararını da arkasına almamış. Hele beş daimî üyenin desteğini hiç almamış. Arkasında bunca olmayan bir destekle İran'a sırf israil'in emelleri için keyfi bir ambargo uygulamaya kalkışması ve ısrarcı olup dünya ekonomisinin dengesini bozmasının tek adı; “Dünya Jandarmalığı” olsa gerek. Bunun başka bir izahı yoktur. Her ne kadar Trump, dünya ekonomisinin sarsılmaması için vadeye dayalı uzun plan yaptıklarını söylese de bunlar timsah gözyaşlarından başka bir şey değildir.
Türkiye dahil sekiz ülkeye petrol konusunda muafiyet tanıması da ayrı bir siyasi saygısızlıktır. ABD'nin keyfi için kalkıp halkının temel ihtiyaçlarını kısıtlayan bir anlayışı kabullenmek, ABD'nin kulu kölesi olmanın siyasi adıdır. Hem bu muafiyet altı aylık bir zaman dilimi için geçerliymiş. Yani ABD, altı aya kadar bu ihtiyaçlarınızı başka yerden temin etmeniz gerekir demek istiyor. Altı ay sonra muafiyet düşer ve İran'la hiçbir ilişkiye girmeyeceksiniz.
ABD şu anda oluşturduğu iki kutup ile dünya ülkelerini kendine güya mecbur etmeye çalışıyor. Söylenilen şey; İran'la ticaret olsa bile ödemelerin bankalar üzerinden yapılması ABD tarafından engelleneceği aşikardır. Takas veya yüzde 20 peşin diğeri bankalarda dondurularak alınacak şeklindeki planları da engellemeyi ilke edinen ABD her yolu tutmuş görünüyor.
Bu işten bir şekilde memnun olmayan AB ülkeleri ise her ne kadar karşı duruyor ve birliğini korumaya çalışıyorsa da etkin olamıyorlar. Çünkü ülkeler arası para transferinde ABD'den bağımsız değiller. Bu sebeple alternatif olarak uluslararası para transferini aşmanın yollarını arıyorlar.
Bu ambargonun hayra mebni olan yönü, dünya ülkelerinin ABD'nin artık güvenilmez olduğunu, ona bağımlılığı asgari düzeye indirme zaruretinin oluştuğunu görmeleridir. Bu vesileyle Birleşmiş Milletlerin diskalife edilmişçesine es geçilmesi artık böyle bir kurumun ağırlığının olmadığının da göstergesidir. Zaten bu tablo hep gündem edilmişti. Sadece Birleşmiş Miletlerin kendisi buna inanmıyor görünüyordu. Her halde onlar da artık bu gerçeği anlamış oldu.
Her ne kadar ambargo böyle başlamış olsa da altı ay sonra dananın kuyruğu kopacaktır. Muafiyetler de ellerinden alınınca bu sekiz ülke ve siyasi tutumları, ekonomileri hangi sonuçlara gebe olacak açıkça görülecektir.
Sadece şu veriyi hatırlatalım. Türkiye İran'a 2.5 milyar ihracat yapıyor. Yani çok az. İran ise 13 milyar dolar sadece petrol satıyor. İran'ın 13 milyar petrolünün 9 milyarını Türkiye'ye alıyor. Gel de için içinden çık. Diğer ülkeleri hiç düşünmek bile istemiyorum. Kim bilir ne akıl almaz alışverişler dönüyor. ABD'nin umrunda bile değil. ABD'nin keyfi için dünyanın çekeceği var demek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.