Yargı Reformu Strateji Belgesi beklentileri tam olarak karşılamadı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan 'Yargı Reformu Strateji Belgesi'ni değerlendiren Avukat Emin Güneş, açıklanan paketin bazı kolaylıklar sağlamasına rağmen beklentileri karşılamadığına dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, mevcut yargılamaların ve cezaevindeki hükümlülerin durumunu etkileyecek olan "Yargı Reformu Strateji Belgesini" açıkladı. Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen programda konuşan Erdoğan, strateji belgesinin 9 amaç, 63 hedef ve 256 faaliyet olarak öne çıktığını belirtti. Yargı Reformu Stratejisi Belgesi'nde "Hak ve özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesi", "Yargı bağımsızlığı, tarafsızlığı ve şeffaflığının geliştirilmesi", "İnsan kaynaklarının nitelik ve niceliğinin artırılması", "Performans ve verimliliğin artırılması", "Savunma hakkının etkin kullanımının sağlanması", "Adalete erişimin kolaylaştırılması ve hizmetlerden memnuniyetin artırılması", "Ceza adaleti sisteminin etkinliğinin artırılması", "Hukuk yargılaması ile idari yargılamanın sadeleştirilmesi ve etkinliğinin artırılması", "Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin yaygınlaştırılması" gibi başlıklar yer aldı.
'Yargı Reformu Strateji Belgesi'ni değerlendiren Avukat Emin Güneş, açıklanan paketin bazı kolaylıklar sağlamasına rağmen beklentileri karşılamadığını vurguladı.
"Avrupa’daki yasal düzenlemelerin ithali çabalarını görüyoruz"
Açıklanan yargı paketini, önceki reform paketlerinin biraz daha detaylandırılmış hali olarak ifade eden Güneş, 'Böyle bir paketin açıklanacağı duyurulduğunda toplumda farklı bir beklenti ve umut oluşmuştu. Fakat paketin içeriğine baktığımız zaman, daha önce açıklanan reform paketlerinin biraz daha detaylandırılmış hali olduğunu görüyoruz. En önemlisi de yine Avrupa Birliği standartları gözetilerek, Avrupa’daki yasal düzenlemelerin ithali çabalarını görüyoruz. Bu maalesef bizim açımızdan pek iç açıcı değildir. Bizim toplumumuzun örfü, geleneği ve kültürü Avrupa ile aynı değildir. Her seferinde milli ve yerli sözlerini gündemlerinden düşürmeyenlerin yine dönüp dolaşıp, Avrupa müktesebatından alıntılar yapıp, oradan ithal bazı düzenlemeleri yeniymiş gibi göstermeye çalışması, toplumsal beklentiler açısından tam bir hayal kırıklığıdır.' diye konuştu.
"Haksız tutuklamalara sebebiyet veren savcı ve hâkimler de tazminat ödesin"
Haksız tutuklamaların sebep olduğu mağduriyetlere vurgu yapan Güneş, 'Tutuklama, bir istisnadır, esas olan tutuksuz yargılamadır. Bu daha önce de konuşuldu ve mevzuata da girdi. Fakat burada asıl sorun uygulama sorunudur. Pratikte alt sınırı bir yıl olan ertelenebilir cezalardan bile bir bakıyorsunuz ki tutuklama kararı verilebiliyor. Yani bu konunun pratikte çözülebilmesi için ancak hâkimin inisiyatifinden çıkarılması lazım. Alt sınır belirlenecek bir takım şartlar konulacak. Örneğin ‘Sanık dağda aranmış olacak, adresi belli olmayacak, kaçan bir sanık olacaktır, cezası 10 yılın üzerinde olacaktır’ gibi bir takım kriterler getirilip bunun dışındakiler ‘tutuklanamaz’ diye hüküm konulmadığı sürece keyfi tutuklama kararları verilmeye devam edilecektir. Belki tutuklamadan dolayı bir tazminat veriliyordu. Ama bu keyfi tutuklama kararlarının sona erebilmesi için, haksız tutuklamalara sebebiyet veren savcı ve hâkimler de tazminat vermek zorunda bırakılırsa daha iyi olur kanısındayım.' şeklinde konuştu.
Avukatlara yeşil pasaport verilmesi uygulamasını değerlendiren Güneş, "Avukatlara yeşil pasaport verilmesi güzel bir gelişmedir. Yeşil pasaportun verilmesinin ruhuna da uygundur. Uzun zamandır avukatlar böyle bir uygulama bekliyorlardı." dedi.
"Avukatların göreve başlayabilmesi için sınava tabi tutulmasını doğru bulmuyorum"
Hukuk fakültesi mezunlarının göreve başlayabilmesi için sınava tabi tutulması konusunu değerlendiren Güneş, '33 yıldır avukatım. Son sınıfta okuyor iken böyle bir sınavın geleceği söyleniyordu. Kendi kendime bu sınavın bizi kapsamamasını temenni ediyordum. Bu sınav, yeni açıklanan paket ile getiriliyor. Ama bunların tamamı yasallaşma sürecinden geçecek, mecliste görüşülecek. Belki reformun tamamının yasallaşması ve uygulamaya konulması 3 ile 5 yılı bulacaktır. Sınav iyi midir? Kötü müdür? Bunu ben tartışmak istemiyorum. Kişisel görüşüm, öğrenci bütün sınavlardan geçerek, hukuk fakültesini bitirmişse böyle bir sınava tabi tutulmamalıdır.' ifadelerini kullandı.
"Hukuk Fakülteleri 5 yıla çıkacağına staj dönemi uzatılsın"
Hukuk fakültelerinin 5 yıla çıkarılmasının anlamsız olduğunun altını çizen Güneş, 'Hukuk Fakültelerinin 5 yıla çıkarılması bence çok olumlu bir şey değil. Yani İçerik boş olduktan ve iyi hukukçu yetişmedikten sonra bunun 4, 5 ya da 6 yıl olmasının çok bir manası olmayacaktır. Staj dönemi uzatılsa daha mantıklı olabilirdi.' dedi.
"Avukatlar için işlerini kolaylaştıracak adımlar atılmalı"
Yargı Reformu Stratejisi Belgesi'nde savunma gücünün artırılması mevzusunu hatırlatan Güneş, 'Bu gerçekten gerekli bir uygulamadır. Bundan önce avukatların kurumlardan belge almasının kolaylaştırılması yönünde bir takım düzenlemeler oldu. Bu avukatların işlerini kolaylaştırdı. Bunun çerçevesinin biraz daha genişletilmesi lazım. Bazı yerlere internet üzerinden ulaşım imkânı sağlanması gerekir. Avukatlara ayrıca bir takım işlemleri yapma yetkisi verilmeli. Bir vekâlet için notere neden gidilsin? Bir avukat o vekâletnameyi tanzim edip altına imza atabilir. Bunun gibi bir takım düzenlemelerin iyi olacağı düşüncesindeyiz.' şeklinde konuştu.
"Savcı ve hâkimler, kendilerini özgür ve bağımsız hissederse daha rahat kararlar verip vicdanları ile baş başa kalabilirler"
Savcı ve hâkimlerin kendilerini ne kadar özgür ve bağımsız hissederlerse görevlerini daha iyi şekilde yapacaklarını belirten Güneş, 'Savcı ve hâkimlerin coğrafi güvenceye kavuşturulması kanaatimce önemli bir uygulamadır. Yani savcı ve hâkim ne kadar kendini özgür ve bağımsız hissederse daha rahat vicdanı ile baş başa kalır. Herhangi bir baskı altında kalmamış olur. Savcı ve hâkim, sürgün tehdidi altında olmamalıdır. Bu ona ne kadar güvence verir? En azından mevcut halinden daha iyi olur. Ama hepimiz biliyoruz ki, yargı mekanizması bir şekilde Adalet Bakanlığı’nın etkisi altındadır. Bundan kurtuluş bana göre yok gibidir.' ifadelerini kullandı.
"Yeni İhtisas Mahkemelerinin açılacak olması kanaatimce faydalı olacaktır"
Yeni İhtisas Mahkemeleri'nin açılması konusuna değinen Güneş, 'Yeni İhtisas Mahkemelerinin açılacak olması kanaatimce faydalı olacaktır. Özellikle hâkimlerin bir dönem savcı olarak atanması ondan sonra hukuk ve ceza hâkimi olarak atanması da yanlıştır. Ceza hâkimliğinden İş Mahkemesi'ne gelen bir hâkim, iş hukukunu hiç bilmiyor. İş hukukunu öğrenene kadar birçok yanlışlık meydana geliyor. İnsanlar perişan oluyor. Burada başından itibaren cezacı, hukukçu ayrımının olması bu problemleri ortadan kaldıracaktır.' şeklinde konuştu.
"Toplumda esas olan insanlar arasında ihtilafların çıkmasına yönelik önleyici tedbirlerin alınmasıdır"
Yargı reformunda alternatif çözüm yolları konusuna değinen Güneş, 'Biz başından beri şunu diyoruz: Gerçekten bu toplumda esas olan insanlar arasında ihtilafların çıkmasına yönelik önleyici tedbirlerin alınmasıdır. Yani bu insanlar birbirinden ne istiyorlar? Alıp veremedikleri nedir? Bu ihtilaflar nereden çıkıyor? Bunu azaltmanın yolları tartışılmadan çözüm olarak mahkemelerin gösterilmesi bu sorunları çözmüyor. Bir de 'başka yerlerde alternatif bürolarda gitsinler çözüm arasınlar' deniyor. Bu palyatif yani, anlık ve geçici bir çözümdür. Bunca adliye binası yapılmasına rağmen yine de yetersiz kalıyor. Bunların nedenlerinin iyi tahlil edilmesi gerekir.' ifadelerini kullandı.
"Avrupa müktesebatında komşu hukuku ıskalanmış bir müessesedir"
Avrupa’daki hukuk sistemindeki insan haklarına yönelik metinlerin İslam hukukuna göre çok cılız kaldığına dikkat çeken Güneş, 'Oysa biz Müslüman bir toplumuz. Müslüman bir toplumda İslami bir eğitim almış bundan dolayı hakkını ve hukukunu bilen, her haksızlığın mutlaka 'Adl-i İlahi'de bir karşılığının olacağını 'Mahkeme-i Kübra’nın olduğunu bilen bir anlayış vicdanlara yerleştiği zaman, insanlar suç işlemekten korkacaklardır ve kaçınacaklardır. Bir birinin hakkına ve hukukuna riayet edeceklerdir. Bugün Avrupa'da insan hakları ile ilgili metinler var. Fakat bu metinler, İslam hukukunun insan haklarına yönelik metinleri ile kıyas edildiğinde çok cılız ve yetersiz kalmaktadır. Avrupa müktesebatında komşu hukuku ıskalanmış bir müessesedir. Ama İslam'da komşu ile olan ilişkilere o kadar önem verilmiş ki, Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde ‘Neredeyse komşunun komşuya mirasçı olacağını sandım’ diye buyurmuştur.' şeklinde konuştu.
Güneş, Yargı Reformu Strateji Belgesi ile ilgili düşüncelerini şu ifadelerle tamamladı;
'Komşu ilişkilerinde, alışveriş ve ticarette ‘Bunun hesabı olacak, tamam hâkim savcı beni görmezse adam beni şikâyet etmese bile bu hak benim yanıma kalmayacak.’ Anlayışı insanlar arasında yerleşirse problemler çözülmüş olacaktır. Bu bilincin oluşabilmesi için de toplumun değerler eğitiminin yükseltilmesi lazım. Bu şekilde alternatif problem çözme mekanizmaları yerine, eğitimin, değerler eğitimi üzerinden güçlendirilmesi kaliteli ve şahsiyetli bir toplum oluşturulması çabalarında daha etkili olur kanaatindeyim.'
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.