Yarıyıl Tatili Cuma Günü Başlıyor
Okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lisede okuyan yaklaşık 18 milyon öğrenci ve 900 bin öğretmen 23 Ocak Cuma'dan itibaren yarı yıl tatiline girecek.
Yaklaşık 18 milyon öğrenci ve 900 bin öğretmen 23 Ocak Cuma'dan itibaren yarı yıl tatiline girecek. Tatilin ardından eğitim öğretim yılının ikinci yarısı, 9 Şubat Pazartesi başlayacak. Eğitim-öğretim yılı 12 Haziran’da da tamamlanacak. 2015-2016 eğitim ve öğretim yılı ise 14 Eylül Pazartesi başlayacak.
İkinci dönem 8. sınıf öğrencileri, Türkçe, matematik, fen ve teknoloji, din kültürü ve ahlak bilgisi, inkılap tarihi ve Atatürkçülük ile yabancı dil derslerinden 29-30 Nisan'da ortak sınavlara girecek. Mazeret sınavı da 16-17 Mayıs'ta yapılacak. Sınav sonuçlarının ise haziranda açıklanması planlanıyor.
Ara tatilde öğretmen atamaları yapılacak
Milli Eğitim Bakanlığı ara tatilde öğretmenlerin il içi ve iller arası özür grubu yer değiştirme atamalarını yapacak. Bu atamaların ardından, 15 bin öğretmen kadrosuna da ilk atamalar gerçekleştirilecek.
Üniversite maratonu başlayacak
Üniversiteye giriş sınavlarının ilk aşaması Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) 15 Mart Pazar günü, ikinci aşama olan Lisans Yerleştirme Sınavları (LYS) 13-14 Haziran ve 20-21 Haziran'da 5 oturumda gerçekleştirilecek.
"Kötü karneyi cezalandırmak olumlu sonuçlar vermez"
Yeditepe Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Müzeyyen Sevinç, kötükarne getiren öğrencileri cezalandırmanın olumlu sonuçlar vermeyeceğine dikkati çekerek, başarılı karnenin ödülünün ise manevi ve işlevsel olması gerektiğini belirtti.
Sevinç, yaptığı yazılı açıklamada, 2014-2015 eğitim öğretim yılının ilk döneminin 23 Ocak'ta sona ereceğini belirterek, karneler alındıktan sonra bazı evlerde sevinç, bazılarında ise hüzün yaşanacağını anlattı.
Karnelerin, öğrenciler için başarı göstergesi olduğu kadar "tatile açılan kapı" anlamı taşıdığına işaret eden Sevinç, "Başarılı öğrenciler tatilin tadını çıkarabilirken başarısız öğrenciler için tatil bir kabusa dönüşebilir. Bu gibi durumlarda öğrencinin verimli olmadığı dersler hakkında ailesiyle konuşmak ve başarısızlığın nedenlerini birlikte tespit etmek çocuğu hem rahatlatır hem de çocuk ile anne ve baba arasındaki iletişimi, paylaşımı destekler" ifadelerini kullandı.
Sevinç, çocuğa sürekli ders çalışması yönünde baskı yapılmaması gerektiğine vurgu yaparak, öğrenciyle karnesinde zayıf olan dersler hakkında konuşmanın, nedenleri üzerinde birlikte tartışmanın büyük önem taşıdığını bildirdi.
Kötü karneyi cezalandırmanın olumlu sonuç vermeyeceğini anlatan Sevinç, başarılı karnenin ödülünün ise manevi ve işlevsel olması gerektiğini kaydetti.
Prof. Dr Sevinç, "Kötü karne getiren çocuğu suçlamak ve aşağılamak, ileriye dönük motivasyonunu da yok ederek ileriki öğrenmelere ket vurabilir. İyi bir dinleyici olmak, yaşadığı sorunları samimiyetle paylaşmak veli-çocuk arasında kurulacak en sağlıklı bir köprüdür" değerlendirmesinde bulundu.
"Ödüller maddi ağırlıklı olmamalı"
Karne hediyelerinin çocuğun yaşına ve gelişim seviyesine göre verilmesinin büyük önem taşıdığını vurgulayan Sevinç, ödüllerin maddi ağırlıklı olmaması, daha çok manevi ve haz uyandıracak sürpriz niteliğinde olması tavsiyesinde bulundu.
Sevinç, şöyle devam etti:
"İçsel tatmini göz ardı eden para ve pahalı oyuncaklar gibi ödüllerin aşırı kullanımlarından kaçınmalı. Çocuğun öğrenmeye yönelik becerisine kendisinin inanması önemlidir. Bu bağlamda okul öncesi çağda olan çocuklara ödül olarak istekleri doğrultusunda hediyeler alınabilir ve ilgi duyacakları eğlence merkezlerine götürülebilir. İlköğretim seviyesindeki çocuklarla birlikte aile içinde karar verilip mümkünse tatilin bir kısmında seyahat planları yapılabilir. İleri yaş seviyesinde olan öğrenciler ise kendi arkadaş grupları ile planladıkları etkinliklere katılabilirler. Aile dışında sosyalleşmeleri ve dış dünyaya açılma istekleri kişilik gelişimleri açısından desteklenmeli."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.