İnsan, eski insan değil.

Daha doğrusu insan eski insan da, dünya eski dünya değil.

Yapısal olarak insan hep aynı kaldı. İlk yaratılışında nasıl idi ise şimdi de öyle. Yapısal olarak hiç değişmedi: İhtirasları aynı ihtiraslar, zaafiyetleri aynı zaafiyetler, faziletleri aynı faziletler...

İlk insanda da mala, makama, kadına, şöhrete, güce dair şehvet vardı, bugünkü insanda da.

İlk insan da günaha ve taate kabiliyetli idi, aradan binlerce yıl geçmiş bugünkü insan da.

Aradan geçen binlerce yıl içinde insan –imtihan gereği- değişmedi ama yaşadığı dünya çok değişti.

Eski dünyada insanın işi daha kolaydı. Bunu derken, insanlık ve Müslümanlığı kast ediyorum. Yoksa dünya işleri daha zordu. Bugünkü ulaşım ve iletişim araçları yoktu. İnsan hayatını kolaylaştıran makineler yoktu.

Her şey insan gücüne dayanıyordu. Bu yönüyle işi zordu eski insanın. Ancak insanlık ve Müslümanlık yönü ile işi daha kolaydı. (Bugüne kıyasla söylüyorum. Peygamberin (sav) dile getirdiği yani: “Sizden sonra bir devir gelecek, sizin üzerinde olduklarınızın/yaptıklarınızın onda birini yapan kurtulacak”)

Evet, imtihan her zaman zordur ama eski insanın işi daha kolaydı; çünkü dünyası ve muhatap olduğu hayat sade idi. Çoğunlukla belirgin bir şekilde iki tercih arsında kalırdı; ya iyiyi tercih edecek ya da kötüyü; ya doğruyu tercih edecek ya da yanlışı; ya adaleti tercih edecek ya da zulmü; ya dünyayı tercih edecek ya da ahireti...

Bugünkü dünya ve bugünkü insanın muhatap olduğu hayat eskisi kadar sade değil.

Bugünkü dünya çok gürültülü. Çok şey girdi bugünkü insanın dünyasına; belki detaylarına kadar küçük büyük her şey. Ve bugünkü dünya hayatı karıştı.. Kavramlar karıştı. Ve bugünkü insanın aklı karıştı. Ehem mühim, önemli önemsiz, küçük büyük, doğru yanlış birbirine girdi, karıştı.

Bugünün dünyası ve bugünün insan hayatı sadece karışmakla kalmadı, belki kirlendi.

Bilgi ve bilgi kaynakları kirlenince, eğitim ve iletişim araçları kirlenince bugünkü dünya, insan aklı ve insan da kirlendi.                    

Bugünkü insanın yaşadığı hayat yoğun ve hızlı, dünyasına giren şeyler de haddinden fazla, merkezinde olduğu dünyada karışık ve kirli...

Çare ne?

Çare Ku'ran. Evet, Kur'an.

Kur'an her şeyi öyle sade ve öz anlatıyor ki: İnsan kimdir, dünya nedir, önemli nedir, önemsiz nedir, neler yaşanıyor, yaşananların örnekleri nelerdir... Her şeyi öyle net ortaya koyuyor ki... Kur'an'ı okudukça, bütün karıştıranlara rağmen, hayatın bu kadar karışık olmadığını çok net görüyor ve iliklerinize kadar idrak ediyorsunuz.

Sözün özü; yaşadığınız dünya kirli ve kafanız karışık ise Kur'an okuyun. Çünkü Kur'an her şeyi ve her şeyinizi safileştiriyor.