‘Yasin Börü’nün katilleri hak ettikleri cezayı almalı’
Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Yasin Börü ve arkadaşlarını katledenlerin yargılanmasına başlandığını hatırlatarak, “Bu tür hadiseleri yapanların cezasız kalmamaları gerekiyor. Hukuk içinde hak ettikleri cezaları almaları gerekiyor.” dedi.
Bir dizi açılış ve ziyaretlerde bulunmak üzere Bingöl’e gelen Başbakan Yardımcısı Dr. Cevdet Yılmaz, 6-8 Ekim olaylarının yıl dönümü nedeniyle önemli açıklamalarda bulundu.
6-8 Ekim’de Yasin Börü ve arkadaşlarını katledenlerin yargılanmasına başlandığını hatırlatan Yılmaz, “Bunun sonucunu hep birlikte bekleyip göreceğiz. Bu tür hadiseleri yapanların cezasız kalmamaları gerekiyor. Hukuk içinde hak ettikleri cezaları almaları gerekiyor.” dedi.
“Sokağa çağıran siyasetçiler bütün olup bitenlerden sorumludur”
6-8 Ekim olaylarının yaşanmasına neden olan HDP’li siyasetçileri isim vermeden eleştiren Yılmaz, “Tahrik edici üslup kullanan siyasetçiler, düşmanlaştırıcı ve ötekileştirici bir dil kullanan siyasetçiler, toplumu siyaset yapmaya çağırmak yerine, sokağa çağıran siyasetçiler, bütün bu olup bitenlerden sorumludur.” ifadelerini kullandı.
Başbakan Yardımcısı Yılmaz, “O olayları yapanları ve sebep olanları kınıyorum. O tarihlerde sokaklarımız karıştırıldı. 50 insanımız hayatını kaybetti. Son derece üzücü elbette. Bölgenin huzuru bozuldu. Bizim her şeyden çok daha fazla huzura ihtiyacımız var.” diye konuştu.
“Şiddeti bir araç olarak kullananlar aslında yetersiz insanlardır”
Bölgede yaşam kalitesini artırmak için iş ve yatırımın artmasına ve buna bağlı olarak da huzura ihtiyacın olduğunu söyleyen Yılmaz, “Huzura zarar verenler, aslında demokrasi ve kalkınmanın da düşmanıdırlar. Özgürlüklerin yaşanması için de refahın artması için de her şeyden önce huzura ihtiyacımız var. Şiddetin olmadığı bir ortama ihtiyacımız var. Şiddeti bir araç olarak kullananlar, aslında yetersiz insanlardır. Fikirleriyle ortaya çıkamayan ve siyaset yapamayan insanlar şiddete başvururlar. İnsanlara baskı yaparlar.” dedi.
“Toplumu sokağa çağıran siyasetçiler, bütün bu olup bitenlerden sorumludur”
6-8 Ekim olaylarının, sorumsuzca hareket eden bazı siyasetçilerden kaynaklandığını vurgulayan Yılmaz, “Burada şunun altını çizmek istiyorum; Siyaset bir sorumluluk işidir. Siyaset, her ağzınıza geleni söyleme, toplumu tahrik etme işi değildir. Siyasetçiler toplumun faydası, huzuru ve genel menfaati için sorumluluk içinde hareket etme konumundadır. Bunu yapmayan siyasetçiler, çıkacak sorunlardan da sorumludurlar. Direk yapmamışlarsa dahi, tahrik edici, düşmanlaştırıcı ve ötekileştirici bir dil kullanmışlardır. Toplumu siyaset yapmaya çağırmak yerine, sokağa çağıran siyasetçiler bütün bu olup bitenlerden sorumludur. Dolayısıyla onların ahlaken ve siyaseten hesap vermesi gerekiyor. Bütün yaşanan olaylardan onların da payının olduğunu özelikle vurgulamak isterim.” şeklinde konuştu.
“Bu tür hadiseleri yapanların cezasız kalmamaları gerekiyor”
Bakan Yılmaz, “Biliyorsunuz, Yasin Börü’nün katilleri yakalandılar. Şu anda adalet önünde hesap veriyorlar. Bunun sonucunu hep birlikte bekleyip göreceğiz. Bu tür hadiseleri yapanların cezasız kalmamaları gerekiyor. Hukuk içinde hak ettikleri cezaları almaları gerekiyor.” diye konuştu.
“Sandığa gidene baskı yapmak irade hırsızlığıdır”
Seçim güvenliğine de değinen Yılmaz konuşmasını şöyle sürdürdü: “Seçim güvenliğinin iki boyutu var; Bir toplumsal boyutu, diğeri de kamusal boyutudur. Toplumsal olarak baktığımızda şunu ifade etmek isterim; Kim sandığa giden bir insana baskı yapıyorsa, aslında iradeye baskı yapıyor demektir. İrade hırsızlığı yapıyor demektir. Hiç kimsenin bir başkasına baskı yapma hakkı yoktur. Bunu yapanlar, karşısındaki insana saygı duymayanlardır. Dolayısıyla kendilerine de saygısı olmayan insanlardır. Herkesin özgür bir şekilde sandığın başına gitmesi lazım ve neyi hayırlı görüyorsa vicdanıyla, aklıyla o yönde oyunu kullanması lazım.” dedi. (Nihat Kanat-İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.