Ramazan ayının idrak edildiği şu günlerde geçmiş yılları hatırlatan yaşlılar, geçmişte kıt imkânlarla oruç tutmanın zor ama çok daha güzel olduğunu belirttiler. Geçmişteki Ramazanlarda manevi havanın çok daha yüksek olduğunu belirten yaşlılar, eskiden insanların çok zor şartlarda olmalarına rağmen oruçlarını tuttuklarını dile getirdiler.

Kendi gençlik yıllarında oruç tutmanın çok daha farklı olduğunu söyleyen Şevket Atsız, “Geçmişteki Ramazanlar şimdiki gibi değil. Geçmişte fakirlik vardı ama şimdi ise yok. Geçmişte kıtlık vardı ama şu an sofralarımızda 9-10 çeşit yemek bulunuyor. Şimdi öğle saatlerine kadar yatıyoruz. Geçmiş zamanda oruçlu halimizle gidip tarlalarda güneşin altında çalışıyorduk. Şimdi fakirlik pek kalmamış, zenginlik çoğalmış ama aç gözlülük de daha da artmış. Geçmişe oranla şu anda ibadet daha kolaydır. Geçmişte su bile yoktu, şimdi ise her yerde su var.” dedi.

“Oruç, cehenneme girmememiz için bize kalkan olur”

Küçük yaşlarda oruç tutmaya başladığını belirten Abdullah Taş, “Oruç tutmak sadece Allah rızası içindir. Allah’ın rızası her şeyden önemlidir. Hz. Muhammed’in ( sav) dini bir çıra gibi etrafını aydınlatıyor. Eski Ramazanlar biraz zordu, çünkü fakirlik vardı. Şimdi ise zenginlik olmuş ama insanlar cahillikleriyle Allah’tan uzaklaşmışlar. Ramazan’da kimseye nazarla bakmamak lazım, gıybet etmemek gerekiyor, insanların malını yememek lazım, dedikodu yapılmaması gerekiyor. İnsanın Allah’a imanı varsa oruçlu olduğu her vakit onun için aynıdır. Ama insanın kanaatkârsız ise ne yaparsan yap, yine razı olmaz. Allah rızası olursa her şey insana kolay gelir. Oruç, cehenneme girmememiz için kalkan olur. Oruç Allah’ın emridir. Allah’ın emri ise başımızı üstünde yeri vardır.” diye konuştu.

“Eskiden insanlar bir iki çeşit yemek bulsa Allah’a şükrederdi”

Klima ve pervaneler önünde tutulan orucun artık pek fazla zor olmadığını dile getiren Rıfat Kolaman ise şunları dile getirdi: “Eskiden Ramazan ayında bu kadar yiyecek ve içecek yoktu. İnsanlar bir iki çeşit yemeği dahi bulabildiği zaman Allah’a şükrederdi. Çok eski yıllarda oruçta sıcak altında tarlaları ellerimizle sürerdik. Eve geldiğimizde ise şimdiki gibi klima ve pervaneler yoktu. Şimdi ise klimalar altında bu rahatlıkta oruç tutuyoruz. Evvelden elektrik, su dahi yoktu. Oruç tutmak çok daha zordu. Şimdi çok rahat ve oruçlu olduğumuzun farkında değiliz.”

“Ağzımız susuzluktan kururdu ama yine de bizler orucumuzu tutardık”

Allah’ın nimetlerini artırmasına rağmen eskiye oranla oruç tutmanın azaldığını kaydeden Ahmet Bitmiş de “Eski Ramazanlar ile şimdiki Ramazanlar bir olmuyor. Eskiden edep, hayâ, terbiye vardı. Şimdi gençlerimiz, neslimiz çok bozulmuş. Eskiden kavurucu sıcakların altında saatlerce çalışırdık. Ağzımız susuzluktan kururdu ama yine de bizler orucumuzu tutardık. Şimdi ise gençlerimiz ağızlarında sigarlarla dolaşıyorlar. Şimdi Allah’ın bize verdiği nimetlerle cennette gibiyiz. Oruçtan lezzet almayanlar hiçbir şeyden anlayamazlar. Eskiden doğru dürüst bir klima dahi yoktu. Şimdi ise yazımız kış, kışımız yaz oluyor. Bu kadar nimetler varken oruç tutmamak cahillikten öteye gitmiyor.” ifadelerini kullandı.(M.Fatih Akgül/M.Sait Çelik-İLKHA)