HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Yavuz, Mısır’da İhvan liderlerine verilen idam cezaları ve Suriye’de yaşanan son gelişmelerle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Mısır’daki idama kararlarına atıfta bulunan Yavuz, Müslüman toplumlara öncülük edecek olan insanların infaz kararlarının çoktan verildiğini mahkemelerce yapılanın sadece işi kılıfına uydurma çabası olduğunu söyledi.

“HÜDA PAR olarak İhvan’ın aziz yöneticilerinin direnişlerini selamlıyoruz”

İhvan’ul Müslimin’e bedel ödettirilmeye çalışıldığını belirten Yavuz, “Müslüman oldukları, Filistin’de izzetli bir politikayı tasvip ettikleri sebebiyle, İhvan’a ve onu aziz yöneticilerine bedel ödettirilmeye çalışılıyor. Öteden beri bunları görüyor ve biliyoruz. Burada Müslüman halkların ortaya koyması gereken tavır çok nettir. İçerisinde bulunmuş oldukları ülkelerin, hükümetlerin üzerinden yasal bir şekilde sivil alanda ortaya koyacakları tepkilerle bunları hükümetler üzerinde baskı unsuruna dönüştürmeli ve hükümetlerin bu yönde adım atmalarını sağlamalıdırlar. Bizler de HÜDA PAR olarak öncelikle İhvan’ın aziz yöneticilerinin direnişlerini selamlıyoruz." dedi.

Yavuz, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin sadece halk gibi temennide bulunmasını doğru bir davranış, olarak görmediklerini, hükümet makamının temenni etme makamı değil, temin etme makamı olduğunu söyledi.

“PYD’nin halkları, kamuoyunu ve bütün dünyayı yanılttığını müşahede ediyoruz”

Suriye’de yaşanan son gelişmelerle ilgili de konuşan Yavuz, “PYD’nin bir doğrunun arkasına doksan dokuz yanlışı sürükleyip halkları, kamuoyunu ve bütün dünyayı yanıltmaya çalıştığını dile getirerek şunları ifade etti: "Tel Abiyad’da son dönemlerde meydana gelen olayları bizler de endişe ile izliyoruz. Bilgi kirliliğinin yaşandığı böyle bir durumda, at izi ile it izi maalesef birbirine karışabiliyor. Özellikle Suriye Kürdistanı’nda tekçi yapısını egemen kılmaya çalışan PYD’nin bir doğrunun arkasına doksan dokuz yanlışı sürükleyip halkları, kamuoyunu ve bütün dünyayı yanıltmaya çalıştığını gözlerimizle müşahede ediyoruz. HÜDA PAR olarak bizim tavrımız nettir. Bizler kimden gelirse gelsin masum insanları hedef alan, masum insanların ölümleriyle ve mağduriyetleriyle sonuçlanan hiçbir saldırıyı tasvip etmediğimiz gibi şiddetle kınıyoruz. Bu, ister DAİŞ’ten gelsin, ister PYD’den gelsin, ister Esed’den gelsin kimden gelirse gelsin bu konudaki tavrımız değişmeyecektir.”

“Suriye, şu an itibari ile mayınlı bir alan haline gelmiştir”

“Suriye meselesi öteden beri söylediğimiz gibi silahların sustuğu, barışçıl görüşmelerle çözülebilecektir” diyen Yavuz, “Türkiye’nin buraya müdahale etme olasılığının baş gösterdiği böyle bir zamanda böyle bir girişimin bütün Türkiye’nin felaketi ile sonuçlanabileceğine dair uyarılarımızı da belirtmek istiyoruz. Çünkü Suriye, şu an itibari ile mayınlı bir alan haline gelmiştir. Bu mayınlı alana müdahale etmek tam bir tuzak olacaktır. Türkiye’yi bu batağın içerisine çekme tehlikesi el'an belirmiş durumdadır. Esasen biz bu durumu Türkiye’nin Suriye ve çözüm sürecindeki yanlış politikalarının da bir sonucu olarak gördüğümüzü özellikle ifade etmek istiyoruz. Diliyor ve temenni ediyoruz ki Türkiye’nin müdahale etmesinden ziyade İslam ülkeleri ile bir araya gelip bu konuda ortak çözüm iradesi ortaya koyabilsinler." dedi.

“Hükümet halkın değerlerine yönelik provokasyon girişimlerine izin vermemelidir”

İstanbul’da LGBTİ gruplarının yaptığı yürüyüşe de değinen Yavuz, şunları söyledi: "Son günlerde özellikle kimi sapkın grupların Ramazan ayı içerisinde Müslüman halkın inanç ve değerleriyle uyuşmayan, insani ve İslami değerlere pervasızca ve küstahça meydan okuyan bir takım eylemlerin içerisine girdiklerini görüyoruz. Bunlar karşısında Müslüman halklar seslerini yükseltmeli ve tepkilerini gür bir sesle ortaya koymalıdırlar. Hükümet de halkın değerlerine yönelik bu tür provokasyon girişimlerinin halkı kin ve düşmanlığa sebebiyet verebileceğinden hareketle bu eylemlere izin vermemelidir. Zira bunlar Müslüman halkın tahrik edilmesiyle neticelenecek ve istenmeyen görüntülerin ortaya çıkmasına sebebiyet verebilecektir. Bu anlamda halkın inanç ve değerlerine pervasızca ve küstahça saldıran bu tür girişimleri ciddi bir provokasyon olarak değerlendirdiğimizi özellikle belirtmek isteriz.”

“Sapkın grupların eylemlerinin yasaklanması gerektiğini düşünüyoruz”

Yavuz son olarak, “Bu aziz ve mübarek günlerde Müslüman halkın hassasiyetlerine meydan okuyan, pervasızca alay eden ya da tahkir eden, tesyif eden bu tür sapkın grupların eylemlerinin yasaklanması gerektiğini düşünüyoruz. Zira bunların toplumda hiçbir karşılığı olmadığı gibi birilerinin özellikle bu sapkın anlayışlara meşruiyet kazandırılması adına ortaya koydukları tehlikeli adımlar olduğunu görüyor ve bu konuda hükümeti özellikle bu sapkın grupların eylemlerine izin vermemesi gerektiği konusunda tekrar uyarıyoruz." şeklinde konuştu.  (Mehmet Eren - İLKHA)