Yavuz: Ne felaket tellallığı ne de hamaset kolaycılığı
HÜDA PAR Genel Başkanı Mehmet Yavuz, ekonomide yaşananlara ilişkin yapılması gerekenin ne felaket senaryolarını üretip tedirginlikleri derinleştirmek ne de mevcut krizi sadece dış dinamiklerle açıklayarak hamasete sarılmak olduğunu söyledi.
Türkiye’de son günlerde yaşanan ekonomik kriz ile ilgili açıklamalarda bulunan HÜDA PAR Genel Başkanı Yavuz, "Bugün gelinen noktada yapılması gereken, ne felaket senaryolarını üretip tedirginlikleri derinleştirmek ne de mevcut krizi sadece dış dinamiklerle açıklayarak hamasete sarılmaktır." dedi.
Yerli ve milli, bir ekonomi modelinin gerekliliğine vurgu yapan Yavuz, ABD’nin başını çektiği azmettirici emperyalist güçlerce bu millete dayatılan siyasi, iktisadi sistem ve tasarımlar yerine yerli, halkın inanç ve değerleri, sosyo-kültürel yapısı ile uyumlu sistemlerin inşa edilmesi gerektiğini belirtti.
Hükümetin ve ekonomi yönetiminin bugünleri önceden öngörebilerek ekonomik alt yapıyı muhtemel sert dalgalara karşı muhkem hale getirmesi gerektiğini belirten Yavuz, "ABD ile yaşanan sorunlar ve ABD’nin iki bakana uyguladığı yaptırımlardan sonra TL’deki değer kaybı çok sert olmuş, TL, dolar karşısında adeta erimiştir. Hükümet ve ekonomi yönetimi bugünleri önceden öngörebilmeli ve ekonomik alt yapıyı muhtemel sert dalgalara karşı muhkem hale getirmeliydi. Ekonomisi küresel sistemle uyumlu, dolayısıyla da küresel çaptaki müdahale ve dalgalanmalardan doğrudan etkilenme potansiyeline sahip Türkiye’nin bu yapısını değiştirmeden yani sistemin kendisini milli ve yerli hale getirmeden ‘geliyorum’ diyen mevcut krizi tek başına millilik ve yerlilik ile izah etmeye çalışması inandırıcı olmaktan uzaktır. Bu bağlamda ABD’nin parmak sallamasıyla iktisadi hayatın kilitlenme aşamasına gelmesi hem sorgulanmalı hem de karar alıcı pozisyonunda olanların kamuoyuna tatmin edici açıklamalar yapması gerekmektedir." dedi.
HÜDA PAR olarak 15 Temmuz’dan hemen sonra bu konuda hükümete defalarca uyarıda bulunduklarını hatırlatan Yavuz, şöyle devam etti:
"HÜDA PAR olarak 15 Temmuz’dan hemen sonra darbede açık rolü bulunan ve ABD’nin başını çektiği azmettirici emperyalist güçlerce bu millete dayatılan siyasi ve iktisadi sistem ve tasarımlar yerine yerli, halkın inanç ve değerleri, sosyo-kültürel yapısı ile uyumlu sistemlerin inşa edilmesine dair ısrarlı taleplerimizin; yapıcı ve yol gösterici eleştirilerimizin dikkate alınmaması, yaşanan krizin baş sebebidir. Darbeye açık destek veren, mevcut krizi başlatma ve tırmandırma yönünde devlet politikası geliştiren ABD ve diğer emperyalist güçlerle bu yönde hesaplaşma yerine, onlarla anlaşma ve uzlaşma arayışı içine girerek ithal siyasi ve iktisadi sistemlerin devam ettirilmesi ısrarı karşısında hükümetin 'Milletçe direnelim!' çağrısı halk nezdinde yeteri kadar karşılık bulmamaktadır. Bugün gelinen noktada yapılması gereken, ne felaket senaryolarını üretip tedirginlikleri derinleştirmek ne de mevcut krizi sadece dış dinamiklerle açıklayarak hamasete sarılmaktır. Aksine, doğru ve akılcı bir muhasebe yaparak bu kriz fırsata dönüştürülmeli; ciddi bir devlet iradesi ortaya konularak ithal sistemlerden vazgeçme, onun yerine yerli bir sistemi inşa etme adımları ivedilikle atılmalıdır."
Yavuz, "Rüşvet, israf ve yolsuzluk sarmalına mahkûm olmuş bürokratik düzene, bunu besleyen ve teşvik eden siyasi iradeye cesurca neşter atılmalı ve hakkını alabilmek için dahi 'adam bulma veya rüşvet verme' zilletinden Türkiye mutlaka kurtarılmalıdır. İran başta olmak üzere siyonizmin güdümündeki ABD’nin hedefinde olan diğer devletlerle ilişkiler geliştirilerek ayrıca iktisadi bakış açısı da yenilenerek kapitalist hegemonyaya karşı temel stratejiler oluşturulması gerekir." dedi.
"2018 Eylül’ünde açıklanacak programın ismi 'üretim ekonomisine geçiş programı' olmalıdır"
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın geçtiğimiz günlerde açıkladığı yeni ekonomi yaklaşımına değinen Yavuz, şöyle konuştu:
"Bu konuda Sayın Hazine ve Maliye Bakanı’nın yaptığı gibi sadece patronlar kulübü ile yapılan ve halkta güven uyandırma anlayışından çok uzak bilgilendirme toplantıları ile yetinilmemeli; kısa, orta ve uzun vadede yapılacaklar toplumun bütün kesimleri ile paylaşılarak güven ortamının tesisi için bu yönde hızlı adımlar atılmalıdır. Bir ilk adım olarak üretim maliyetleri düşürülmeli, üreticilerin önü açılmalı ve 2018 Eylül’ünde açıklanacak programın ismi de 'üretim ekonomisine geçiş programı' olmalıdır. Ayrıca 'bankalarımızın alt yapısı sağlam' yerine 'üretimimizin alt yapısı sağlam' ifadesi başta ekonomi idaresi olmak üzere tüm ekonomi dünyasının diline, zihnine adeta yerleştirilmelidir."
Yavuz, "Milletin uzun bir süredir özlemini çektiği ve 15 Temmuz sonrası ciddi bir beklenti içine girdiği kendi öz değerlerine uygun, rüşvet ve israftan arınmış böyle bir sistemin inşa edilmesi, krizi küresel güçlerle anlaşarak ve uzlaşarak çözmek istemeden çok daha kolay olacaktır. Kendine kendine yeten, dışa bağımlılıktan kurtulmuş; üretimi ve istihdamı esas alan, gelir dağılımını âdil hale getiren, yolsuzluk, rüşvet ve israf çarkına ‘dur’ diyen, dövize ve faize bağlılığı/bağımlılığı ortadan kaldıran, komşularla tam kapasite bir ticaret anlayışı üzerine bir iktisadi anlayışı tesis etmek, bütün oyunları boşa çıkarmak için yeterli olacaktır. HÜDA PAR olarak böylesi bir iradenin ortaya çıkması için sahip olduğumuz imkânlar ölçüsünde hükümeti uyarmaya, böyle bir iradenin ortaya çıkması halinde de hükümete her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu kamuoyu ile paylaşmak isteriz." ifadelerini kullandı.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.