Amerikan Başkanı Trump, “Irak’a yedi trilyon dolar harcadık ama Bağdat havaalanına inerken uçağımız ışıklarını kapatmak zorunda kaldı. Bunu anlamadım. Sebebini sorunca, güvenlik gerekçesiyle cevabını aldım” şeklinde bir açıklama yaptı.

Bize göre sözler rastgele ağızdan çıkmaz. Farkında olarak veya değil ağızdan çıkan her sözün bir hikmeti vardır. Tevafuk ettiği bir hakikat söz konusudur.

Bu manada Trump’ın ifadesindeki “yedi” rakamı çok manidardır. Çünkü bu sayı ve bunun katları Kur’an-ı Kerim’de vardır.

Yedi rakamı, “varış, bitiş” anlamında “yetmek” fiilinden türediği ifade edilmiştir. Nitekim Kur’an’da buyrulan “üzerinizde yedi şiddetli inşa ettik” (Nebe:12) ayeti de bunu ifade ediyor.

Yine Kur’an’da “Onlara yetmiş kere istiğfar etsen de Allah onlara mağfiret etmez” buyrulur. Peygamber (sav) eğer yetmiş kere ile mağfiret olacaklarını bilseydim onlara mağfiret ederdim buyurmuştur. Demek ki yetmiş yetmiştir. Son sınırdır.

Gök ve yer yedi katlıdır. Bu da mevcut varlığın sınırıdır. Fatiha yedi ayettir. Ve kıraat için namazda Fatiha sûresi kâfidir. Allah kendisi için infak edene yedi yüz kat karşılık verir.

Hadiste peygamber (sav) “Ümmetimin yaşı 60-70 arasıdır” buyurur. Yani ömrü yeterli derecededir. Ne işini yarıda bırakacak kadar kısa ne de boşa geçirilecek kadar uzundur. Burada ömür için yetmiş, yetmiştir.

“Yediden yetmişe” denildiğinde herkes kastedilmiş oluyor. Bu da yedi ve katlarının son noktayı ifade ettiğini gösteren başka bir örnektir.

Yedi rakamı olan seb’a aynı zamanda yırtıcı hayvan, canavar manasındadır. “canavarın (seb’u) alıp da canlı olarak yetişmediğiniz hayvanların eti size haram kılındı”(Maide:3) ayette geçen “seb’u” yırtıcı hayvan manasındadır ve yedi ile bağlantılıdır. Çünkü o da yediden yetmişe bütün sürüyü telef etmeden durmaz. Bu nedenle ona bu ad verilmiştir.

Yediden yetmişe herkesin zarar gördüğü milyonların öldüğü bir yerde değil yedi, yetmiş trilyon dolar harcansa yine de güvenlik sorunu yaşanır. Çünkü orada Amerikan işgali yediden yetmişe her şeyi yedi ve bu da fazlasıyla yetti. Bu nedenle Bağdat’a geldiklerinde ışıklarını söndürmek zorunda kalıyorlar. Çünkü çok ocak söndürdüler.  

İşte yedi trilyon doların böyle ilginç bir hikâyesi vardır. “Bu kadar harcadık ama güvenliği sağlayamadık.”  Çünkü yedi trilyon dolar çok şey yedi.